“Ankilozan spondilit gökyüzüne bile baktırmıyor”
Her hastalıkta olduğu gibi bir iltihaplı romatizma hastalığı olan ankilozan spondilitte de erken tanı çok önemli. Romatolog Prof. Süleyman Özbek de bu noktaya vurgu yapıyor ve ankilozan spondilit hastalığında erken ve etkin tedavi yapılmazsa hastalığın doğal seyrinde oluşan fiziksel değişiklikler nedeniyle hastanın gökyüzüne bakmasının bile mümkün olmayacağına dikkat çekiyor.
Ankilozan spondilit, çoğunlukla 15-40 yaş arasında ve genellikle erkeklerde kadınlara oranla 2-3 kat daha fazla görülen iltihaplı romatizma hastalığı. Mikrobik olmayan bu iltihap, genel olarak omurgayı ve omurganın son bölgesiyle birleşen kemiklerin arasında yer alan eklemleri etkiliyor. İltihabın devam etmesi bel, boyun, sırt ve kalça bölgelerinde ağrılara ve özellikle sabah yataktan kalkmayı zorlaştıran tutukluklara neden olabiliyor. Ülkemizde her 200 kişiden 1’inde görülen bu hastalık tedavi edilmediğinde, omurganın esnek olmasını sağlayan bağların kemikleşmesi nedeniyle sabitlenerek bel ve boyun hareketleri kısıtlanıyor.
Toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla her yıl mayıs ayının ilk cumartesi günü Dünya Ankilozan Spondilit Günü olarak kabul ediliyor. Dünya Ankilozan Spondilit gününe özel açıklamada bulunan Çukurova Üniversitesi'ndan Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Özbek; bu hastalığının en temel belirtisinin 3 aydan uzun süren bel ağrısı olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:
HANGİ BELİRTİLER ANKİLOZAN SPONDİLİTİ DÜŞÜNDÜRMELİ?
“Tanıda, sürekli devam eden inflamatuvar bel ağrısı çok önemlidir. Bu ağrı dinlenme anlarında ve gecenin ilerleyen saatlerinde artarken, hareket halindeyken azalır ve ağrıyı sabah tutuklukları takip eder. Bu nedenle sürekli bel ağrısı şikâyeti olanlar, mutlaka doktor kontrolünden geçmelidir.”
Ankilozan spondilitin kas-iskelet sistemi dışında beklenmedik belirtilerinin de dikkate alınması gerektiğini ifade eden Dr. Özbek, “Gözde kızarıklık ve ağrı, ağız içinde aft çıkması, sedef gibi çeşitli deri bulguları ve iltihaplı bağırsak hastalıkları da belirtiler arasında yer alabilir. Hasta öyküsünde bu şikayetlerin de dikkate alınması tanıyı kolaylaştırır. Bu hastalık aynı zamanda genetik geçişi olan bir hastalıktır. Bu nedenle ailesinde veya kendisinde hastalık öyküsü olanların, çocuklarını gözlemleyerek bel ağrısı gibi yakınmaları olması durumunda mutlaka doktor görüşüne başvurmaları önemlidir. Eğer erken tanı konulmaz ve etkin tedavi yönetimi yapılmaz ise hastalığın doğal seyrinde oluşan fiziksel değişiklikler nedeni ile gökyüzüne bakmaları mümkün olamaz” dedi.
HAREKETSİZLİK VE SİGARA HASTALIK SEYRİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Ankilozan spondilit hastalığının ömür boyu devam eden ve kesin tedavisi olmayan bir hastalık olduğunu belirten Prof. Özbek, şikayetlerin artmaması ve yaşam kalitesinin korunabilmesi için erken tanı, düzenli tedavi ve sağlıklı yaşamın çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bu hastalığının en büyük düşmanının hareketsizlik ve sigara olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
“Ağrıların bir nebze de olsa dindirilmesi için hastaların travmatik olmayan hafif egzersizler yapması çok önemli. Bunun yanında sigara ve tütün ürünlerinin kullanımından kaçınmak, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini takviyesi yapmak da hastaların şikayetlerini azaltabiliyor.”
- Etiketler :
- Haberler -
- Ankilozan Spondilit
- Hareketli Yaşam
- Sigara
- Adana
- Hareketsizlik