10 kadından birinin sorunu: “Çikolata kisti” (Endometriozis)
Özellikle 30’lu yaşlardaki erişkin kadınları daha çok etkileyen endometriozisin görülme oranı artıyor. İstatistiklere göre, her 10 kadından biri olmak üzere dünyada 176 milyon kadında halk arasında “çikolata kisti” olarak bilinen endometriozis bulunuyor, ülkemizde ise bu sayı, 1,5-2 milyon.
Endometrium denilen rahim iç dokusunun normal yeri dışında, farklı organlarda yerleşmesi ile ortaya çıkan endrometriozis, iyi huylu fakat ağrılı bir hastalık olarak tanımlanıyor.
Nedenleri tam olarak bilinmemesine rağmen östrojen hormonuna bağlı bir sorun olduğu için üreme çağındaki kadınlarda daha sık görülüyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Banu Kumbak Aygün, sık adet gören, adet kanaması uzun süren, çocuğu olmayan, liften fakir ve yağlı beslenen, alkol tüketimi fazla olan, egzersiz yapmayan, yoğun kafein tüketen kadınların bu hastalık açısından risk altında olduğunu söyledi.
KADINI GÜNLÜK YAŞAMINDA ZORLUYOR
Endometriozisin kadının yaşam kalitesini ciddi oranda düşüren bir sorun olduğunu söyleyen Doç. Aygün, yaşanabilecek şikayetler konusunda şunları anlattı:
“Şiddetli karın ve kasık ağrıları, adetlerde şiddetli sancı, bu nedenlerle işe gidememe, konsantrasyon bozuklukları, depresyon, yorgunluk, uykusuzluk, yoğun ağrı kesici kullanımı, ilişki esnasında ağrı nedeniyle cinsel yaşantıda ortaya çıkan problemler hasta için sıkıntı yaratan sorunlar arasında yer alır. Aynı zamanda, hastada infertilite varlığı durumunda stres ve tedavi süreçlerinde gerginlik yaşanabiliyor.”
YENİ ARAŞTIRMALARDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İLİŞKİSİ SORGULANIYOR
Genetik yatkınlığı ya da bağışıklık sistemi sorunu olan kadınlarda çevresel faktörler ve bazı kimyasallar hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebiliyor.
Ailesinde endometriozis olan kadınlarda bu hastalığın daha sık görülmesi bir genetik yatkınlığı düşündürüyor. Fakat genetik geçiş şekli net olarak ortaya konulmuş değil ve hangi genlerle geçiş olduğu noktasında çalışmalar hala devam ediyor. Diğer bir etkenin ise endometriozis ve bağışıklık sistemi arasındaki ilişki olduğu düşünülüyor. Bağışıklık sistemi hastalıklarının, otoimmun hastalıkların endometriozis hastalarında daha sık görülmesi bağışıklık sistemini baskılayan bir faktörün sonunda endometriozisin geliştiğini düşündürüyor. Bu konudaki araştırmalar sürüyor.
OTOİMMÜN HASTALIKLARLA BİRLİKTE GÖRÜLÜYOR
Endometriozis varlığının kadınlarda farklı sağlık sorunları için de risk oluşturabildiğini söyleyen Dr. Aygün, “Otoimmün hastalıklarla birlikte sık görüldüğü biliniyor. Bazı hastalarda, romatizmal hastalıklar, fibromyalji ve alerjik hastalıkların de eşlik ettiği görülüyor. Öte yandan araştırmalar, bazı yumurtalık kanseri türlerinin endometriozis olan kadınlarda daha sık görüldüğünü gösteriyor” dedi.
TEDAVİ YAKLAŞIMI KADININ ÇOCUK BEKLENTİSİNE GÖRE DEĞİŞİYOR
Endometriozis tanısını kolay konamadığı için hastaların da tedaviye başlaması gecikebiliyor. Kesin tanının laparoskopi ile konulduğunu aktaran jinekoloji uzmanı, endometriozisin ilaç ve cerrahi ile tedavi edildiğini söyledi. Endometriozis tanısı alan kadın çocuk istiyorsa ilaç tedavisi yapılmıyor, cerrahi tedavi ise büyük çikolata kisti varlığı ya da tüplerde sorun olması durumunda uygulanıyor. Bu profildeki hastalarda yardımla üreme tedavileri ile çocuk sahibi olmak için takiplere geçiliyor.
ENDOMETRİOZİS ÖNLENEBİLİR Mİ?
Dr. Aygün’ün verdiği bilgiye göre endometriozisi önlemek mümkün değil ancak bazı önlemlerle ilerlemesini geciktirilebiliyor. Lifli gıda tüketmek, kafein, alkol, şeker, rafine gıda tüketimini azaltmak, yeşil sebze, meyve ve antioksidandan zengin gıdalar tüketmek, egzersiz yapmak, emzirmek, çocuk doğurmak, doğum kontrol hapı kullanımı hastalığın ortaya çıkışını ya da ilerlemesini geciktirebilen önlemler arasında yer alıyor.
- Etiketler :
- Haberler -
- Kadın Sağlığı