Meme kanserinde en önemli kural

Erken tanı ile tedavi şansı yüksek olan meme kanserinde en önemli kural; kişinin kendi meme yapısını tanıması, risklerini bilmesi ve ona göre önlem alması.

Meme kanserinde en önemli kural

Her 8-10 kadından birinde görülen meme kanserindeki artış endişe yaratıyor. 1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı nedeniyle bilgi veren Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Gökhan Kandemir, meme kanserinde riskin yaşla birlikte arttığını söyledi.

Özellikle kadınlık hormonu östrojene maruz kalınan sürenin uzun olması meme kanseri riskini artırıyor. 12 yaşından önce adet görme, 55 yaşından geç menopoza girme östrojen hormonuna maruz kalma süresini artırıyor. Hiç hamile kalmamış kişiler içinde risk var. Doğurganlık çağında doğum kontrol hapları kullanmak özellikle bu kullanımların 5 yılı geçmesinin de riski artırdığını belirten Prof. Kandemir, “Menopoz sonrası şikayetlerini gidermek için uygulanan hormon tedavisinin içinde de östrojen hormonu bulunmaktadır. Bunun için bu hormonların da 5 yıldan fazla alınması meme kanseri gelişme riskini artırabilmektedir” dedi.

HER 100 MEME KANSERİ VAKASINDAN 1’İ ERKEK
Hastalık, nadir de olsa erkeklerde de kendini gösterebiliyor. Yaklaşık her 100 meme kanserinin 1’inin erkeklerde görüldüğünü vurgulayan Kandemir, hastalıkta riski artıran bir diğer faktörün de fazla kilo ve hareketsizlik olduğunu belirtti ve şu bilgileri aktardı: “Meme kanseri %5 oranında kalıtsal nedenlere dayanabilmektedir. Ailesinde, birinci dereceden akrabalarında meme kanseri olan kişiler risk altındadır. Bunun dışında alkol kullanmak, kilo fazlalığı, fiziksel aktivite yetersizliği, küçük yaşlarda farklı nedenlerle özellikle göğüs bölümüne radyasyon alınması da meme kanseri olasılığını artırmaktadır.”

BU BELİRTİLERE DİKKAT
Memede ele gelen bir kitle, hissedilen bir sertlik, derisinde meydana gelen değişiklikler, meme başında akıntı veya kaşıntı, kırmızı renk yaralar, memede şekil olarak büyüme, aşırı hassasiyet, kırmızılıkların ve iltihabi bir görüntünün olması meme kanserine işaret eden belirtiler arasında.

KENDİNİZİ TANIYIN RİSKİNİZİ BİLİN
Meme kanserinden korunmada ilk adım, kişinin meme yapısını tanıması ve risk faktörlerinin bilincinde olması. Ailesel bir risk olup olmadığı bilinmeli. Eğer kişi bu tür bir ailesel risk taşıyorsa, kendi kendine meme muayenesini düzenli yapmalı ve rutin doktor kontrollerini ihmal etmemeli. Herhangi bir risk faktörü taşımayan kadınlar 20 yaşından sonra kendi kendine meme muayenesi yapmaya başlamalı. Her iki meme kol altı dahil olmak üzere tüm kadranları ile değerlendirilmeli. Adet görmeyen kadınlar ise her ay kendilerine bir gün belirlemeli ve o günlerde rutin kontrollerini yapmalı.

MAMOGRAFİ ERKEN EVREDE TANI ŞANSI SAĞLAR
Meme kanseri tedavisinde erken teşhis önemli çünkü erken tanı ile başlayan tedavilerde başarı şansı oldukça yüksek. Bunun için 20 yaşından sonra 3 yılda bir doktor kontrolüne başlanması gerektiğinin altını çizen Prof. Kandemir, “40 yaşından sonra ise yıllık doktor muayenesi ve yıllık mamografi tetkiki mutlaka yapılmalıdır. Mamografi çekilmesi de meme kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlar. Yıllık olarak yapılması ile aşırı radyasyona maruz kalınmaz. Mamografi çekimi sırasında memeye uygulanan sıkıştırma işlemi de kanser gelişmesine yol açmamaktadır” bilgisini verdi.

ERKEN EVREDE YAKALANIRSA TEDAVİDE BAŞARI ŞANSI YÜKSEK
Erken dönemde saptanan durumlarda cerrahi tedavi uygulanabildiğini, daha ileri aşamalarda ise radyoterapi, kemoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulandığını söyleyen Kandemir, “Erken dönemde çıkarılan tümör dokusunun daha sonra gelişme riski olmakla birlikte çok azdır. Bu tekrarı engellemek adına kemoterapi yardımcı amaçla kullanılmaktadır. Eğer tümör dokusu hormon duyarlı ise hormonoterapi uygulanmaktadır” diye konuştu.

AKILLI İLAÇLAR İLE YAŞAM KALİTESİ ARTIYOR
Son yıllarda kullanılan akıllı ilaçlarla direkt kanserli hücrelerin hedef alındığını, sağlıklı hücrelere bir etki olmadığından yaşam kalitesinin de arttığını belirten Kandemir, her alanda olduğu gibi kanser tedavisinde de artık bireysel tedavi uygulandığını söyledi. Prof. Kandemir, “Kanser hücrelerini büyüten sinyalleri, değişiklikleri bilmek ve tanımak önemlidir. Bir kanser hücresinin nasıl çoğaldığını bildiği için artık çok daha etkin bir tedavi yapılabilmektedir. Kanserin kendisi hiç bir zaman saç kaybına yol açmaz. Tedavide kullanılan ilaçlar ve beyin ışınlaması gereken durumlarda radyoterapi nedeniyle saç dökülmesi görülebilir. Ancak meme kanseri tedavisinde giderek daha çok yaygınlaşan ‘akıllı ilaçlar’ ile artık saç kaybı görülmemektedir” dedi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın!

Öne Çıkan Video

Sayfa Yükleniyor...