Empati'ye konuk olan Prof. Dr. Bingür Sönmez: Mesleğimde sınırsız bir özgürlüğüm oldu
Ahmet Mümtaz Taylan'ın NTV ekranlarında yayınlanan Empati programına konuk olan Prof. Dr. Bingür Sönmez, isminin hikayesini ve çocukluk hayalini anlattı.
Ahmet Mümtaz Taylan’ın NTV ekranlarında yayınlanan “Empati” isimli programının bu haftaki konuğu Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez oldu.
Bingür Sönmez, Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Bingür ismi ile nasıl baş ediyorsunuz? Yazılması ve söylenmesi çok zor.” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Çok sevgili Kardiyolog Deniz Şener bir liste getirdi, 16 çeşitte söylenen dünyada tek isim. Hikayesi şöyle; Babam Hasan Ali Yücel’in öğretmenlerinden, 1935 Erzurum Muallim Mektebi. O zamanlar enstitülü, köy enstitülerinde öğretmenlik yapan biri yani öğretmenlerin öğretmeni. Türk Dil Kurumu’nun ilk kurulduğu yıllarda birleşik kelimeler üretildiği günler. Yerel keimeleri toplayıp Türk Di Kurumu’na gönderen bir öğretmen. 4 erkek çocuğun ardından ailem kız çocuk bekliyormuş. Birgül koyacaklarmış ismimi, Sarıkamış yöresinde çok yaygın bir isimmiş, bir tane gül olacakmışım. 5. çocuk erkek olunca, ben 1 hafta isimsiz kalmışım çünkü başka isim düşünmemişler. Sonra bir gül gelicekti ama bin tane gür geldi demişler. Çok gelişkin, çok güçlü, çok kuvvetli, çok yönlü bu ismi hak edebilmek için çok çalıştım."
"BİR NOKTADAN SONRA KARAR VERİCİ SİZ OLUYORSUNUZ"
Sönmez, Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Tutku duyduğunuz şeyleri yapabilecek kadar özgür müsünüz?” sorusuna da “Mesleğimde sınırsız bir özgürlüğüm oldu. Asistanken bile hocalarımla tartışıp istediğimi yapabilmek için çok mücadele verdim ama meslekte belli bir noktaya geldikten sonra zaten karar verici siz oluyorsunuz" diye yanıt verdi.
“GENÇLER ÇOK İYİ YETİŞTİLER”
Gençlere çok güvendiğini belirten Bingür Sönmez, “Özellikle benim mesleğimde gençler çok iyi yetiştiler. Benim asistanlık dönemimde imkanlar çok sınırlıydı, teknoloji çok sınırlıydı. Dijital teknoloji o kadar değildi ama şimdi dijital teknolojiye yetişmek mümkün değil. Şimdi yapay zekalar çıkmaya başladı. Gençlere önem veriyorum, onlara çok değer veriyorum ve onlara çok güveniyorum ama 47 yıllık mesleki birikimim var ve bu yüzden yanımdaki gençlere diyorum ki ‘Aklınızdan bir şey geçiyorsa ben mutlaka onu denemişimdir. Eğer yapmıyorsam anlayın ki iyi bir şey değildir” dedi.
"ÇOCUKLUK HAYALİM ÇOBAN OLMAKTI"
Sönmez, “Çocukken çoban olmak istediğiniz doğru mu?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Babam Erzurum’un Aziler Köyü’nden gelme. Her tatilde oraya giderdik, o kadar güzeldiki o köy hayatı. Bir çocuğun hayali süt içmekti benimkisi çoban olmaktı. Zorla doktor yaptılar. 50 yaşımda aklıma geldi ya ben çoban olmak istiyordum ne yapmam lazım diye çoban kavalı çalmam lazım dedim. Sinan Çelik dünyaca önlü bir kaval virtüözü, akrabalarımız da var komşu köydeniz ve stüdyosu hastaneme çok yakın, ona haber gönderdim, çok bayıldı. Hemen çoban kepeneği aldım. Sinan'dan rica ettim, akşamları geç vakit geliyordu, kısa zamanda çoban kavalı çalmayı öğrendim. Aslında müzik terapi Farabi’den beri olan bir şey. Yalnız bir fark var batı yoğun bakımında bizim yoğun bakımımızda müzik her zaman vardır. Hemşireler kendileri için çalabilirler herkes aynı müziği dinleyebilir doğrusu bu değil bireysel olması lazım. Hastayı tanımak ve ona göre bir müzik çalınması lazım. Mesela depresyonda olan bir hastaya enerji verecek bir müzik yapılır. Biz bu farkı yarattık ve ciddi bir gelenek haline geldi. Birçok yoğun bakımda müzikle ilgili genç arkadaşlarımız hastalara birebir reçete gibi bunu ciddi bir çalışma yaptık. Örneğin 15 hastaya aynı ilaçlar giderken birinin tansiyonu yüksek olduğunda 15 dakika sonra düştüğünü gördük. Bu durum yabancı kanallarda ve basınlarda hep haber oldu.”
- Etiketler :
- Haberler -
- Empati
- Magazin Haberleri
- N-Life Magazin
- Ahmet Mümtaz Taylan İle Empati