Doğum kontrol hapının yan etkileri
Doğum kontrol hapının gebeliği önlemedeki etkisi nedir? Doğum kontrol hapının avantajları ve dezavantajları nelerdir? Doğum kontrol hapının doğru kullanımı nedir?
Kullanımına ilk olarak 1960 yılında başlanan doğum kontrol hapları, dünyada 15-49 yaş arasında kadınların yüzde 13'ü tarafından tercih ediliyor. Doğum kontrol haplarının gebeliği önlemedeki başarısı, kurallara tam uyularak kullanıldığında yüzde 99 olarak açıklanıyor. Hafif aksamalarla kullanıldığında ise koruyuculuğu yüzde 91 olarak biliniyor.
"Oral kontraseptif haplar” ya da kısa adıyla "OKS" gebelik oluşmasını engellemeye yönelik hormon içeren ilaçlardır. Yumurtlamayı durdurarak ve rahim ağzından rahim içine sperm geçişini önleyerek gebeliği önler.
Doğal kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteronun sentetik formlarını içerirler. Çoğu doğum kontrol hapı bu iki hormonu da içerir ve bu nedenle “kombine oral kontraseptif” olarak isimlendirilirler.
Bir başka doğum kontrol hapı çeşidi “mini pill” olarak isimlendirilir ve sadece progesteron içerir.
DOĞUM KONTROL HAPI NASIL KULLANILIR?
Doğum kontrol hapı kutuları çoğu zaman 21 tane hap içerir, 28 tane içerenleri de bulunmaktadır. Kutuya adetin ilk günü başlanmalıdır ancak ilk 2-3 günü içinde de başlanabilir ve her gün aynı saatlerde bir tane alınarak kutu bitene kadar devam edilir. Kutu bittikten sonra veya bazen bitmeye yakın kanamanız başlayacaktır, bu kanama genellikle OKS’lerin doğal bir etkisi olarak normalden az olabilir. Kutu bittikten sonra 7 gün ara verilir, kanamanız az şekilde devam etse dahi 7 gün aradan sonra yeni kutuya başlanır. Bu sistem hiç bozmadan devam edilmelidir: 21 gün hap, 7 gün ara, 21 gün hap, 7 gün ara şeklinde.
Yeni nesil doğum kontrol haplarından bazıları 28 tablet içermektedir, kutuya gene adetin ilk günü başlanır, kutu bittikten sonra hiç ara verilmeden yeni kutuya geçilir, beklenen kanama kutunun son haplarını kullanırken olacaktır.
DOĞUM KONTROL HAPININ AVANTAJLARI
7/24 koruma sağlayarak cinsel ilişki durumunda doğum kontrolü hakkında herhangi bir ek işlem gerektirmez, böylelikle herhangi bir endişe veya hazırlık gerekliliği oluşturmaz.
Adet döngüsünü düzenlemeye, anemiyi (kansızlık) önlemeye, hormonal dengeyi korumaya ve tüylenme, akne gibi bazı hormonal kaynaklı hastalığın tedavi edilmesine yardımcı olur.
Ağrılı adet dönemleri olan kadınlarda bu sorunun giderilmesini, adet kanamasının daha az ve ağrısız olmasını sağlar.
Birçok doğum kontrolü yöntemine oranla çok daha yüksek etkiye sahiptir.
Kullanımının bırakılmasıyla birlikte kısa bir süre içerisinde doğurganlık yeteneği yeniden kazanılır.
DOĞUM KONTROL HAPININ DEZAVANTAJLARI
Doğum kontrol haplarının en önemli dezavantajı cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamamasıdır. Bu tür enfeksiyonlardan korunmak için doğum kontrol hapı ile gebelikten korunan kadınların ek olarak prezervatif kullanımına özen göstermesi gerekir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmada en etkili yöntem bir bariyer korunma türü olan kondom kullanımıdır. Dolayısıyla doğum kontrol hapı ile prezervatif kullanımının bir arada olması hastalıklara karşı etkili bir koruma sağlayacaktır. Tek eşli olan ve düzenli olarak sağlık kontrollerini yaptıran bireylerde cinsel yolla bulaşan hastalık riski daha düşük olduğundan doğum kontrol hapları tek başına da tercih edilebilir. Bu konuda karar bireye aittir.
DOĞUM KONTROL HAPININ YAN ETKİLERİ
. Cinsel istekte azalma
. Mide bulantısı
. Karın ağrısı
. Kilo artışı
. Göğüslerde gerginlik, dolgunluk ve hassasiyet
. Adet periyotları arasında gerçekleşen ara kanamalar
. Baş ağrısı
. Ruh halinde değişiklikler
Bulantı, ara kanama, baş ağrısı, cinsel istekte azalma, meme hassasiyeti, duygu-durum değişiklikleri istenmeyen yan etkiler olarak çıkabilir, bu durumlar genellikle birkaç ay içinde düzelir: Eğer düzelmiyorsa doktorunuzla tekrar görüşmeniz gereklidir, başka bir hap çeşidi veya doğum kontrol yöntemi belirlenebilir.
Doğum kontrol haplarının, özellikle kombine oral kontraseptif kullanımının ciddi bir riski pıhtı oluşma riskinde artış da diğer bir yan etkidir. Pıhtı oluşması derin ven trombozu, kalp krizi, inme ve akciğer embolisi ile sonuçlanabilir. Ancak bu risk oldukça düşüktür, bir yıllık OKS kullanımında on bin kadından on tanesinden azında pıhtı oluşumu saptanmaktadır. Bu risk gebelik sırasında ve doğumdan hemen sonraki pıhtı oluşum riskinizden daha azdır. Pıhtı oluşma riskinizi artıran durumlar: aşırı kilolu olma, yüksek tansiyon, hareketsiz yaşantı sürmek, sigara içmek, ailede damar tıkanıklığı ve pıhtı öyküsü bulunması olarak sıralanabilir.
HANGİ DURUMLARDA DOĞUM KONTROL HAPI KULLANILMAZ?
Doğumdan hemen sonraki ilk 6 hafta içinde, 35 yaş üstü ve sigara içenlerde, hipertansiyon rahatsızlığı, damar tıkanıklığı öyküsü, iskemik kalp hastalığı, inme öyküsü, komplike kalp kapak hastalığı, nörolojik semptomlarla beraber migreni, meme kanseri, komplikasyonlar ile beraber olan diyabet rahatsızlığı, karaciğer tümörü olan kişilerde doğum kontrol hapları kullanılmamalıdır.
- Etiketler :
- Haberler -
- Kadın Sağlığı
- Doğum Kontrol Hapı
- Genel Sağlık
- Sağlık