Tiyatro, sinema ve televizyon dizileri... Hakan Kurtaş, hepsinin yerinin ayrı olduğunu söylüyor. Dolunay dizisinde Deniz karakterini canlandıran oyuncu, yeni projesini, hayallerini ve yurt dışı macerasının ona neler kattığını Milleyet'ten Senem Aydın'a anlattı.
Uzun süredir ekrandan uzaktınız. Neden bu kadar ara verdiniz?
Çok da uzun değil aslında. Aynı karakterlerle, hikayeleri anlatmak istemedim. Farklı roller oynamak için seçici oldum.
Bu sürede neler yaptınız?
B planı tiyatro topluluğuyla ‘İstila!’ adında bir oyun oynadık. Seneye de devam edecek. Onun dışında dünyada gezebildiğim yerleri gezdim. Yazmaya, okumaya ve izlemeye devam ettim.
Nerelere gittiniz?
Barselona, New York ve Los Angeles’a gittim. Enteresan bir şekilde gezdiğim her yerde aklıma “Acaba burada yaşayabilir miyim?” sorusu geldi. Hayatta kalma içgüdümü beslediğini, dünyanın ne kadar ufak olduğunu, üzerindeki insanların birbirinden ne kadar farklı olduğunu tekrar hatırlamak, oyuncu olarak daha özgür hissettiriyor.
Yurt dışında yaşamak istiyor musunuz?
His olarak yaşamımı mümkün olduğunca farklı yerlerde geçirme hayalim var. Bunu gerçekleştirmek de benim elimde, farkındayım.
Dolunay dizisini kabul etmenizde neler etkili oldu?
Hikayenin gelgitli ve dinamik olması. Beklenmedik gelişmelerle bize daha çok oyun alanı açması oldu sanırım. Deniz karakterinin de bu oyun alanında özgürce her uca gidebileceğini görmem...
Canlandırdığınız Deniz çok mutluyken birden bire depresyona girebiliyor. Siz de ani duygu değişimleri yaşar mısınız?
Hayat hızlandı ve kalabalıklaştık. O yüzden duygu değişimleri elbette ki hepimizde çabuklaştı.
Deniz’de bu daha da belirgin, hayatı her hissiyle dolu dolu yaşamaya odaklı. n Set ortamından bahseder misiniz?
Mutluyuz. Tüm hızına ve yoğunluğuna rağmen özenliyiz ve birbirimize de inanıyoruz.
Tiyatro, sinema, dizi... Sizin için hepsi aynı mı?
Hepsi farklı mecralar ama özü aynı şeye dayanıyor. Samimi, dürüst bir şekilde hikaye anlatmak. Sokakta paslaşan arkadaş gibiler. Hepsinin tadı ayrı.
‘Dolunay’ dışında gündeminizde neler var?
Yazın çektiğimiz ekim ayında vizyona girecek ‘Bölük’ filmi var. Bir de şu aralar çekmekte olduğumuz vizyon tarihi henüz belli olmayan ‘Martıların Efendisi’ filmi.
Bi Aralık adlı müzik grubunuzla çalışmaya devam ediyor musunuz?
Başından beri eğlenmek için çalıyoruz aslında. Yeterli zaman bulduğumuzda içimize sinen kayıtları paylaşma gibi bir niyetimiz de var.
Hangi proje sizin için dönüm noktasıydı?
‘Vücut’ filmi diyebilirim. Hayatımda ilk set tecrübem. Çok iyi oyuncularla, inandığım bir hikayede oynadım. Çok şey öğrendim. Sonuçları da çok güzel oldu.
Şu an hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
Özetle; kendim olmaya önem vererek, anın getirdiklerini yaşamaya odaklıyım. Mutlu ve huzurluyum
