Barış Arduç: Okuduğum anda sarsıldım

"Aslında çok da ara vermedim gibi geliyor, çünkü bir film yapmıştık; peşi sıra çok içime sinen iki reklam kampanyası oldu" diyen Barış Arduç Kuzgun'u şöyle anlattı: "Dizi yapmayı gerçekten çok özlemiştim. Talep olduğunu da görüyordum. Bir taraftan da zaman geçtikçe beklenti arttığı için, hangi projenin en doğrusu olacağı konusunda tabii ki gerginliğim vardı."

"Televizyonlardaki durum da malum. Ne mutlu ki, hikayesinden türküsüne kadar hayal ettiğim her şeyi yakalayan bir projeyle buluştum. Kadro çok iyi, yapım şirketinden çok mutluyum, senaristler harika yazıyorlar, oynarken çok keyif alıyorum… "

Haftanın 6-7 günü saatlerce çalışmanın çekilmez hale gelmemesi için, bu iştahı içinizde hissetmek şart. Yoğun tempoya rağmen şu an keyfimiz yerinde."

"Tek derdim bir oyuncu olarak bu kadar güzel bir hikayeyi seyirciye iyi geçirebilmek, ahengimizi korumak ve ilk bölüm çıktığında hem kendimi, hem de projenin tüm ortaklarını tatmin etmiş olmak."

"Rating kaygımız yok dersek doğru olmaz, zleyicinin beğenmesi çok önemli."

Arduç, "Bekledin, bekledin ve Kuzgun’u seçtin. Neydi seni tavlayan?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Hikayesinin majör duygusu çok güçlüydü. Okuduğum anda sarsıldım. Kuzgun’un babasının başına gelenler bir yana, bir de bir çocuğun yeryüzünde koşulsuz güvenebileceği tek varlık olan annesi tarafından gözden çıkarılması var."

"İki kardeşinin ona tercih edilmesi, bilmediğin şehirlerde tek başına ayakta durmaya çalışmak, o yaşta hayatta kalma ve hayatı anlama savaşı vermek... Hatırlıyorum, çocukken değil başka şehirlere gidip aç kalmak, iki-üç mahalle uzağa gitsem tedirgin olurdum."

"Başıma gelmesini tahayyül edemeyeceğim kadar ağır duygular bunlar... Çocukluğumu bu diziyle ilk kez ekrana çıkacak olan Metehan Parıltı başarıyla oynuyor, ama benim de tüm bu mücadeleyi içime sindirmiş olmam lazım ki, bu şartlarda büyüyen bir adamın duygu yoğunluğunu ve karmaşasını izleyiciye aktarmayı başarabileyim."