Tekirdağ’da cinsel istismar sonucu yaşamını yitiren Sıla bebek, bugün son yolculuğuna uğurlandı.
Cinsel istismar ve şiddete maruz bırakıldığı belirtilen 2 yaşındaki Sıla Y., bir aydır tedavi gördüğü Tekirdağ Şehir Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi.
Malkara ilçesinde komşularının çocukları tarafından cinsel istismara ve şiddete maruz kaldığı iddia edilen minik Sıla, yoğun bakımda entübe olarak yaşam mücadelesi veriyordu.
Ailesi, hastane önünde umutla beklerken, ilaçlara yanıt vermeyen bebeğin durumu ağırlaşarak ölümle sonuçlandı.
Olayla ilgili olarak anne Bakiye Y. ve komşu çocukları dahil 5 kişinin tutuklu bulunduğu soruşturma sürerken, Sıla bebeğin cenazesi Tekirdağ Şehir Hastanesi morgundan ailesi tarafından alındı.
Cenaze teslim alınırken bebeğin 2 teyzesi gözyaşlarına boğuldu.
Sıla bebeğin cenazesi, cenaze namazının kılınacağı camiye getirildi.
Sıla, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
Tabutun başına gelen bebeğin teyzesi tabuta sarılarak tabutu kucağına almak istedi.
Teyze Aslı Tatar, “Onu hep taşıdım yine taşırım. Nasıl kıydılar yavruma. Benim kızıma caniler, kansızlar kıydı. Saçının teline kurban olurum.” diyerek gözyaşı döktü.
Burada Sıla bebeğin teyzeleri tabuta sarılarak uzun süre ağladı. Cenazede fenalaşan bebeğin akrabalarını sağlık ekipleri sakinleştirdi.
Törene katılan Kadın Dayanışma Platformu üyesi kadınlar ellerinde "Sıla bizim kızımız" dövizleri taşıdı.
Bebeğin cenaze namazını kıldırmak üzere gelen İl Müftüsü Mustafa Soykök namaz öncesi yaptığı konuşmada kıldırdığı cenazenin çok farklı olduğunu, yüreklerinin dağlandığını belirtti.
Kılınan cenaze namazının ardından Sıla bebeğin cenazesi Yenişehir Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Teyze Aslı Tatar cenaze töreninin ardındından "Acımız çok büyük, Allah kimseye yaşatmasın. Bakiye bizim kız kardeşimiz değil, öyle bir kız kardeşimiz yok bizim. Öyle bir kanı bozuk kız kardeşimiz yok daha doğrusu. Bırakın bu ailede, bu sülalede yok böyle birisi" açıklaması yaptı.
Ailenin avukatı Ahmet Berksoy ise, "Cinsel istismar sonucunda çocuğun bitkisel hayata girmesi ve ardından ölümün vuku bulması durumunda kanun kurucunun iradesi açık, net bir biçimde ortada. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiriyor. Çocuklar özelinde her ne kadar yaş küçüklüğü indirimi gündemi olsa bile biz üst sınırdan cezalandırılması için hukuki yönden elimizden geleni sağlayacağız" diye konuştu.
