NEVRUZ NASIL KUTLANIR?
Nevruz sabahı erken kalkmak, özel olarak hazırlanmış suyla yıkanmak ve en güzel kıyafetleri giymek yaygın bir gelenektir. Gün boyunca doğayla iç içe vakit geçirilir, açık alanlarda eğlenceler düzenlenir.
Nevruzun önemli simgelerinden biri de ateş ve sudur. Günahlarından arınmak isteyenler ateşin üzerinden atlayarak kötü enerjilerden kurtulduklarına inanır. Suya girme ya da suyun üzerinden atlama ritüelleri de arınmanın başka bir yoludur.
Kutlamalar sırasında büyük sofralar kurulur ve bolluk dileğiyle çeşitli yemekler hazırlanır. Bu sofralarda yer alan 7 çeşit yemek, bereketin simgesi olarak kabul edilir. Ayrıca, "semeni" adı verilen gelenekte, buğday ya da arpa filizlendirilerek sofralara yerleştirilir; bu, tarımsal verimliliğin artmasını simgeler.
Türbeler ve mezarlıklar ziyaret edilerek geçmişin büyükleri anılır. Bu, nesiller arasında bir bağ kurmanın ve atalara saygı göstermenin önemli bir parçasıdır.
Nevruz, toplumsal birlikteliğin pekiştirildiği, eğlenceli etkinliklerin yapıldığı bir bayramdır. Yumurta boyama ve tokuşturma geleneği, doğurganlık ve bolluğu simgeler. İnsanlar şarkılar söyleyerek, şiirler okuyarak ve danslar ederek bu özel günü kutlar.
Türk kültüründe Nevruz, Ergenekon Destanı ile de ilişkilendirilir. Bu efsaneye göre, Türkler Ergenekon’dan kurtuldukları gün olarak bu tarihi kutlamaktadır. Bu nedenle demir dövme ritüeli Nevruz’un önemli bir simgesi olmuştur.
Sonuç olarak, Nevruz yalnızca doğanın yeniden doğuşunu kutlayan bir gün değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı, yeni başlangıçları ve umut dolu bir yılı simgeleyen kadim bir bayramdır.