“MARMARA DENİZİ’NİN ÜSTÜNDE KILIÇ GİBİ SALLANMAYA DEVAM EDECEK”
Marmara Denizi çevresindeki nüfus yoğunluğu ve sanayileşmeye dikkat çeken Sarı, yeni bir müsilaj riski ile karşı karşıya olunduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Marmara’nın çevresinde 25 milyon insan yaşıyor. Bunların atıklarının sadece yarısını arıtıyoruz. Geri kalan yarısını ne yazık ki denize boca etmeye devam ediyoruz. Diğer taraftan Türkiye’nin yarısına hizmet sunan bir endüstri içerisinde, onun atıkları da denize gidiyor. Tarımsal atıklar, denizcilik atıkları. Bunlar hep birlikte Marmara Denizi’ne boca edilmeye devam ediyor.
2021 yılında ne kadar kirletiyorsak, Marmara Denizi’ni şu anda da o kadar kirletiyoruz. 22 maddeden oluşan eylem planının 14’ü, denizin kirlilik yükünü azaltmakla ilgiliydi. Ama bunu yapamadık. Yapamadığımız için bu müsilaj riski, Marmara Denizi’nin başının üstünde kılıç gibi sallanmaya devam edecek.
Bu tehlikenin tekrarı kesin. Müsilaj, zamanı meçhul bir ekolojik felaket bizim için. Bilim, veriye göre çalışır. Veriye bakıyoruz. Eğer Marmara Denizi’nin çevresindeki yerel yönetimlere bakarsak, hiçbirisi de zikretmiyor. Sanayi kuruluşlarına sorarsak, kontrolü yapan kamu yöneticilerine, onların da mükemmel şekilde denetim faaliyetlerini yerine getirdiklerini söylediklerine şahit oluyoruz.
Bu kirlilik devam ederse, ekosistemine ömür biçemeyeceğimiz Marmara Denizi, her gün, biraz daha bozulacak. Biraz daha Marmara Denizi’nden yararlanamaz hale geleceğiz. Balıklar azalacak. Denize girme noktasında daha çok risk var. Şu anda yaşadığımız gibi. Bu yüzden denizdeki kirliliği mutlaka ve mutlaka azaltmamız gerekiyor.”