Son dönemde sivrisinek cinslerinin değiştiğine dikkati çeken Kutlubay, "Sivrisinekler ısırmıyorlar, resmen koparıyorlar. Isırdıkları zaman felaket ağrı da meydana gelebiliyor." diye konuştu.
Kutlubay, vatandaşların genel koruyucu önlemler alabileceğini anlatarak, pencerelere sineklik takılmasını ve akşam dışarı çıkılacağı zaman uzun kollu giysilerin tercih edilmesini önerdi.
Sineklerin koyu renkli giysileri daha çok tercih etmesi nedeniyle açık renkte kıyafetler giyilmesi gerektiğini dile getiren Kutlubay, şöyle konuştu:
"Özellikle sıfır kan grubu olan kişileri, şişman, diyabetik hasta, çok terleyen yani vücut kokusu olan kişileri daha çok tercih ediyorlar. Bitkisel birtakım yağlar var. Çay ağacı yağı, okaliptus yağı, fesleğen bitkisi, kekik yağı, lavanta yağı. Bunların sinek savar özelliği olduğu biliniyor. Bunları vücutlarına belli oranda seyrelterek sürebilirler. Eczanelerde satılan sinek kovucu spreyler var. Onlardan kullanabilirler. Buna rağmen sivrisinek ısırdıysa ve yara meydana geldiyse kaşıntı giderici losyonlar, haplar, yaraları bir an önce iyileşmesini sağlayan kortizon ve antibiyotik karışımı merhemler de rahatlıkla kullanılabilir."
Kutlubay, sivrisinek ısırıklarından sonra vücutta yaygın döküntü, kızarıklık oluşması veya yaraların genişlemeye başlayarak sulanması halinde mutlaka dermatoloğa gidilmesini tavsiye etti.
Sivrisinekler ortaya çıkmadan mücadelenin başlaması gerektiğini vurgulayan Kutlubay, "Su birikintileri, göller, dere kenarlarının sivrisinekler larva dönemindeyken ilaçlanması lazım. Çünkü bir kere üredikten sonra siz ne kadar ilaçlasanız da başa çıkılamayabiliyor. Bazen mevcut ilaçlara karşı sivrisineklerde direnç gelişebiliyor. O açıdan mutlaka mevcut ilacı değiştirip farklı gruptan yeni seçenekli ilaçlar kullanmakta fayda var." değerlendirmesini yaptı.