İşitme engelli Rıfat Can başarısıyla ilham oluyor

Adana'da dünyaya gelen doğuştan işitme engelli Rıfat Can Şişman, 4 yaşında ailesi ile Muğla Bodrum'a yerleşti. Küçük yaşlardan itibaren konuşma zorluğu da çeken Şişman, karate, yüzme, basketbol ve masa tenisi gibi birçok spor dalıyla ilgilenirken, 2018 yılında karatede Türkiye şampiyonu oldu.

Şişman, spordaki başarısının yanı sıra 8 yaşında konuşma becerilerini arttırmak için eğitim almaya gittiği Bodrum Sağlık Vakfı'nda sanatla tanıştı.

Seramik sanatına merak saran Şişman, doğa figürleri başta olmak üzere çok sayıda farklı çalışma yapıyor. Şişman ayrıca vakıfta maaşlı ve sigortalı çalışarak aile bütçesine katkı sağlıyor.

"SPORU VE SERAMİĞİ ÇOK SEVİYORUM"

Ürettiği seramiklerin ödül törenlerinde katılımcılara anı olarak hediye edildiğini ve bu nedenle büyük mutluluk duyduğunu belirten Rıfat Can Şişman, "Sporu ve seramiği çok seviyorum. Farklı dallarda spor yapıyorum, derecelerim de var.

Burada ise sanatla tanıştım. Seramik sanatıyla uğraşıyorum. Önce hangi figürü yapacağıma karar verip ardından kalıba alıyorum. Kalıptan sonra baskıya gidiyor ve burada 2 hafta bir bekleme süreci oluyor. Daha sonra zımpara yapıp, son olarak fırına gönderiyorum. Oradan da çıkınca gönüllüler ile birlikte boyuyoruz. Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Arkadaşlarımla çok eğleniyorum. En büyük hayallerimden biri sergi açmak. İnsanlar spor ve sanatla ilgilenmeli" dedi.

"ÇOK GÜÇLÜ VE ÇOK BAŞARILI"

Seramik sanat eğitmeni Sema Sakarakkız ise "Rıfat Can, 13 yıldır burada ve seramik atölyesinde çalışıyor. Azimli, çalışkan çok iyi bir usta. Seramik sürecinin neredeyse hepsine hakim. Burada tasarım, kalıp, fırınlama gibi işler yapıyor. Onun dışında çok iyi bir sporcu, birçok branşta iyi işler yapıyor. Sanatın iyileştirici ve bütünleştirici gücüyle hareket edip, öğrencilerin birçok noktasına dokunuyoruz. Rıfat Can da bu anlamda çok güçlü ve başarılı bir öğrenci. Onu çok takdir ediyorum" diye konuştu.

"HİÇ SÖZCÜK BİLGİSİ YOKTU"

İşitme engelli sınıf öğretmeni Nurhan Savumlu da "Rıfat Can, kurumumuza geldiğinde 8 yaşındaydı. Hiç sözcük bilgisi yoktu. 'Ağabey', 'anne' gibi kelimeleri söylemekte zorlanıyordu.Bu konuma gelebilmesi için çok çalıştık. Duyma yetisi de yeterli değildi. Duyamıyordu, çok yoğun bir çalışma sürecinden geçtik. Önce sesleri çıkardık daha sonra tek heceli ve 2 heceli sözcüklerle çalıştık. Bir günde bir sözcük ve kelime çıkarabildiği zaman bizim için çok büyük başarıydı.

Bir sözcük için saatlerce uğraşıyorsunuz. Daha öğrenmesi gerekenler var. Şu anda 4'üncü sınıf seviyesinde, işitmesi daha iyi olsa daha hızlı ilerleyeceğiz. Ama geçirdiği tüm ameliyatlara karşın beklediğimiz işitmeyi henüz elde edemedik. Burada gördüğü derslerden sonra bütün zamanı sanat ve sporla geçiyor. Sosyalleşme anlamında çok faydası var" dedi.