Normal tapu işleyiş sürecinden çok daha çabuk ve hızlı bir şekilde tapudan randevu alındığını savunan Avukat Karadağ, ''Tapuda malik görünen sözde polis memuru, emlakçı olduğunu iddia eden kadın şahıs ve müvekkil gidiyor. Tapu dairesi içerisinde emlakçı olduğunu iddia eden kadın müvekkile ‘Ben sitedeki ilan sahibine ulaştım. İlan sahibi bana bir irtibat numarası verdi. Bu numaraya ulaştığımda evin gerçek sahibiyle konuştum. Evin gerçek sahibi başka biri. Çok zengin, çok parası var, çok fazla tapusu var diye uğraşamadığı için polis memuru olan akrabasına vekaletname ile tapuyu verdiği için tapuyu polis memuru size verecek' diyor. Sözde polis memuru da 'Evet, o benim akrabamdır. Eniştemdir. Ne derse odur. Ne derse öyle yap' ifadelerini kullanıyor. Tamam diyor. TKGM'den mesaj geliyor. İlgili mesaj doğrultusunda mobilden tapu harç ödemesini yatırıyor. Belediyeden mesaj geliyor, ilgili işlemler yapılıyor. Akabinde mevzu satış bedelinin ödenmesine geliyor. Emlakçı olduğunu iddia eden kadınla, sözde evin gerçek sahibi sürekli irtibat halinde. Müvekkil sözde evin gerçek sahibiyle hiçbir şekilde konuşma, görüşme, tanışma şansı bulunmuyor. Bu kadın sözde evin gerçek sahibinin kendisine iki tane IBAN attığını, birinin tapu maliki sözde polis memurunun olduğunu diğerinin başka bir dördüncü şahsa ait olduğunu, ödemelerin bu IBAN'lara yapılması gerektiğini söylüyor. Müvekkil de ‘Ben beceremem o kadarını' diyor. Sonra tapu dairesinin içerisinde kameraların önünde şahitlerin huzurunda emlakçı olduğunu iddia eden kadın ve sözde polis memuru olan tapu maliki müvekkilin telefonunu alarak tapu malikinin hesabına 500 bin lira, emlak beyan değeri, geri kalan tutar 1 milyon 600 bin lirayı ise sözde evin gerçek sahibinin attığı dördüncü şahsa ait IBAN'a gönderiyorlar. Gönderdikten sonra müvekkilin telefonunu müvekkile teslim ediyorlar. Hemen akabinde de işlem sırası bizimkilere geldiğinde sözde polis memuru olan tapu maliki bir anda tutum ve ağız değiştirerek, IBAN'ına banka hesabına para gelmediğini, bu sözde evin gerçek sahibini tanımadığını, akrabası olmadığını, dolayısıyla imza atmayacağını söylüyor. Müvekkil de şaşkınlıkla olayları izlemekle kalıyor. Ardından karakola gidip suç duyurusunda bulunuyor. Durum bu şekilde yaşanıyor'' şeklinde konuştu.
Dolandırıcılık Büro Amirliği'nin sık sık dile getirdiği, bir metot olan sazan sarmalı ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Karadağ, “Maalesef Elazığ'da tapu, ev konutlarda ilk defa gerçekleşen bir hadise. Daha çok bunu araba satışlarında görüyoruz. Bilişim sistemini de kullanarak hatta ve hatta kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtarak, karşı tarafta güven tesisinden sonra ilgili mağdurlar ağına düştükten sonra. Mağduriyet yaşatmak şeklindeki metodun ismi sazan sarmalıdır. Bu tarz olayların Türk Ceza Kanunu madde 157 ve 158'de belirtilmiş. Bilişim sistemi kullanılmak suretiyle ve kamu görevlisi olarak tanıtılmak suretiyle gerçekleşen bir dolandırıcılık hadisesi olduğu için alt sınır 4 yıl üst sınır 10 yıl olarak görülüyor. Lakin 3 ve daha fazla kişi birlikte bu suçu işledikleri için yarı artırımla karşı karşıyalar. Sağlanan menfaatin en az, iki katı adli para cezası olarak devlete para cezası ödeyecekler suçlamalar sabit görülürse” dedi.