Gölbaşı’nda yaklaşık 500 kişinin depremlerde yaşamını yitirdiğini, 3 binden fazla binanın da ya yıkıldığını ya da oturulamaz hale geldiğini dile getiren Dölek, yapılan çalışmaların kendilerine depreme dirençli şehirler inşa etmede ve yapısal hasarların ortadan kaldırılmasında çok önemli veriler sağladığını aktardı.
Dölek, şöyle konuştu:
“Yapılan çalışmalarla öngörülerimizden biri de şu; özellikle ana fay, ana faya bağlı olarak gelişen ikincil faylar bölgede yıkımın büyük nedenlerinden bir tanesiydi. Gölbaşı’nın belli bölgelerinde meydana gelen zemin sıvılaşmasında deprem dalgalarının daha fazla oyalanması, zemini hemen terk etmeyişi gibi faktörler, zeminin jöle özelliği göstererek üzerindeki yapıları taşımakta zorlamasına neden oldu. Binanın bütünlüğü bozulmadan 1-1,5 metre farklı yönlere doğru eğildi. Bu depremin bize öğrettiği en önemli şeylerden biri de sadece bina güvenliği değil, aynı zamanda zemin özelliklerinin de çok önemli olduğu. Doğru zeminde doğru bina inşa ediyorsanız deprem sizin için sadece bir sismik olaydır. Eğer doğru zeminde doğru bina inşa edemezseniz o zaman siz ödeyeceğiniz bedeli kendiniz seçmiş olacaksınız.”