Malezya'nın Penang eyaletinin merkez şehri George Town, tarihi eserleriyle ülkenin geçmişine dair çok sayıda iz taşımasının yanı sıra doğal güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgi odağı durumunda.
İngiliz denizci ve kaşif Francis Light tarafından 1786'da liman ticaret merkezi olarak kurulan George Town, Malezya'nın tarihteki ilk liman şehri olmasının yanı sıra Güneydoğu Asya'daki ilk İngiliz kolonisi olma özelliğine de sahip.
İsmini İngiliz Kralı III. George'dan alan şehir, stratejik önemi dolayısıyla tarih boyunca buraya yerleşen farklı milletten toplulukların kendi kültürlerini şehre taşımaları üzerine Malezya'nın en kozmopolit kentlerinden biri haline bürünmüş.
Çinlilerin 15. yüzyıldan bu yana George Town ve Penang eyaleti genelinde varlık göstermesi sebebiyle George Town, Çin kültürüne ait çok sayıda unsuru barındırıyor.
1645'te inşa edilen Malezya'nın en eski Budist tapınağı Cheng Hoon Teng ve 1904'te yapımı tamamlanan ülkenin en büyük Budist tapınağı Kek Lok Si, şehirdeki Çin kültürüne ait önemli semboller arasında.
George Town aynı zamanda Hint göçmenlerin oluşturduğu Malezya'ya has kültürel unsurları barındırıyor. Bunlardan en meşhuru, 17. yüzyılda Penang eyaletine göç eden Hint Müslümanların ürettiği "nasi kandar" yemeği olarak biliniyor.
İlk olarak sırtta taşınan küfelerle seyyar satılan, daha sonra çok beğenilmesi üzerine restoran olarak devam eden nasi kandar, gastronomi uzmanları tarafından Hint ve Malay lezzetlerinin karışımı olarak tanımlanıyor.
Nasi kandar, beyaz pirinç ile köri soslu kızarmış tavuk, balık ve çok sayıda sebzenin aynı tabakta servis edilmesi anlamına geliyor.
Hint Müslümanların şehre kazandırdığı en önemli yapılardan biri de 1801 yılında Hint tüccarların girişimiyle yaptırılan Kapitan Keling Camisi.
Dünya Kültür Mirasları listesinde yer alan cami, şehrin en önemli ziyaret merkezlerinden biri olarak korunuyor.
George Town, Hint ve Çin kültürünün yanı sıra Ermeni kültüründen de izler taşıyor.
1800'lü yılların başında şehre yerleşen Ermeni tüccarların yaptırdığı St. Gregory Kilisesi ve şehir merkezinde Ermeni mimarisiyle inşa ettirdikleri ev ve dükkanlar, George Town'ın kozmopolit özelliğini gösteriyor.
Farklı kültürlerden unsurları barındırmasının yanı sıra George Town aynı zamanda bir sanat şehri olarak göze çarpıyor.
Şehir merkezinde, modern sokak sanatının estetik örneklerinin çizildiği çok sayıda sokağa rastlamak mümkün. Nesnelerle duvar resimlerinin birleştirildiği çok sayıda sokak sanatı örneği, fotoğraf çekinmek isteyen ziyaretçilerin beğenisiyle karşılanıyor.
