İsyankar 14 Şubat gelenekleri

Her yıl 14 Şubat’ta Sevgililer Günü’nü kutlamaya alıştık. Asıl adı Aziz Valentin Günü olan, ve aslında dini bir anma günü olarak ortaya çıkan 14 Şubat’ın romantik bir hal alması ise sadece 200 yıl öncesine dayanıyor. Dini bir günün, nasıl olup da romantizme bağlandığı ise halen bir muamma. Konu ile ilgili çeşitli efsaneler var ama, adı üstünde, efsane işte.

Bizim ülkemize ise tüketim toplumunun ve Hollywood’un bir armağanı Sevgililer Günü. Ama o kadar da ruhsuz olmanın anlamı yok. Sevginin pek dile getirilmediği bir kültür için Sevgililer Günü bulunmaz bir fırsat. Bir gün için de olsa çiftlerin sadece birbirlerini düşündüğü, kutlaması güzel bir gün 14 Şubat.

Peki bu tarih dünyanın her yeri için aynı şeyi mi ifade ediyor dersiniz? Tabii ki hayır. 14 Şubat’ın farklı şekillerde, hatta ilginç geleneklerle kutlandığı ülkeler, sizin de Sevgililer Günü’ne bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Brandlifemag.com yazarı Şule Demiröz'ün kaleminden dünyadan 14 Şubat gelenekleri...

ŞÖMİNE BAŞINDA SEVGİLİLER GÜNÜ

FİNLANDİYA

Finlandiya’da 14 Şubat “Ystävänpäivä”, yani “Arkadaşlık Günü” olarak kutlanıyor. Aslında aşktan ziyade, sevgi taçlandırılıyor bu soğuk topraklarda. Çiftlerle yenilen romantik yemeklerin yerini, arkadaşlarla doyasıya eğlenmek alıyor. Dileyenler arkadaşlarına hediye almayı da ihmal etmiyor tabii, ama bildiğimiz 14 Şubat tüketim çılgınlığı Finlandiya’da bulunmuyor. Ancak Finlandiya’nın global kültürden uzak bir ülke olmadığını da unutmayalım. Bu tarihlerde Finlandiya’da da evlilik tekliflerinin sayısı epey artıyor.

JAPONYA

14 Şubat’ın ilginç bir hal aldığı yerlerden Japonya. Sevgililer Günü’nün sembolü olan çikolata, burada da önemli bir hediye. Ancak bir fark var. Japonya’da kadınlar erkeklere çikolata alıyor. Hatta bu çikolatalar sadece sevgiliye değil, kadınların hayatında olan neredeyse tüm erkeklere alınıyor. İş arkadaşları, aile fertleri, yakın dostlar… Erkeklerin sıfatına göre, alınan çikolatalar da değişiyor. Zorunluluk gereği verilen çikolatalar sıradan çikolatalarken, sevgiliye ve yakın arkadaşlara verilen çikolatalar daha kaliteli olanlardan seçiliyor. Erkekler ise aldıkları bu hediyelerin karşılığını bir ay sonra, yani 14 Mart’ta kutlanan Beyaz Gün’de veriyor.

GÜNEY KORE

Güney Kore de Japonya ile aynı geleneği sürdüren, kadınların erkeklere çikolata aldığı bir 14 Şubat kutluyor. Erkeklerin kadınları hediyeye boğduğu 14 Mart, yani Beyaz Gün de yine mevcut. Ancak Güney Kore’de 14 Şubat’a bağlı bir gün daha var:14 Nisan, yani “Kara Gün”. 14 Şubat’ta ya da 14 Mart’ta herhangi bir hediye almamış olanlar, Jajangmyeon adı verilen restoranlara gidip, kara erişte yiyip, karalar bağlıyorlar. Tabi her Güney Koreli için durum aynı değil; bazı Güney Korelilerin gururla aynı erişteyi yiyerek bekarlıklarını kutladıkları da oluyor(!)

SLOVENYA

Slovenya’da 14 Şubat’ı kuşlar kutluyor demek kulağa biraz garip gelebilir ancak 14 Şubat Slovenler için romantik bir günden ziyade, doğanın uyanışının kutlanıldığı bir gün olarak geçiyor. Kışın bitişini, doğanın yeniden canlanışını simgeleyen bu günde kuşların birbirlerine evlilik teklifi ettiğine inanan gelenek ve çıplak ayakla tarlalarda dolaşarak bu kuşları izleyenlerin kısmetinin açılacağı inancı halen geçerliliğini koruyor. Ancak günümüz Slovenyası da 14 Şubat için Hollywood’dan nasibini alanlardan. Kalpler, çiçekler, çikolatalar 14 Şubat’ta yine bol bol ortalıkta oluyor. 14 Şubat’ta bu furyaya kapılmayan geleneksel Slovenler ise romantik önem taşıyan asıl sevgililer gününü 12 Mart’ta, St. George Günü’nde kutluyor.

FİLİPİNLER

Filipinler’de Sevgililer Günü aslında tam da beklediğimiz gibi çiçeklerle, çikolatalarla kutlanıyor. Çiçek ve çikolatadan daha fazlasını isteyenler ise kiliselerde gerçekleşen toplu nikah törenlerine katılarak ya evleniyor ya da nikah tazeliyor. Toplu nikah törenlerinin yanı sıra, toplu öpüşme rekoru denemeleri de Filipinlerin Sevgililer Günü kutlamalarına renk katıyor.

GALLER

Gallerliler Sevgililer Günü’nü 14 Şubat’ta yani Aziz Valentin Günü’nde değil, 25 Ocak’ta St. Dwynwen Günü’nde kutluyor. Azize olan Dwynwen’in hikayesi ise oldukça acıklı. Maelon adlı bir prense aşık olan Dwynwen, babası izin vermediği için sevdiğine kavuşamıyor. Bir gün ormanda karşılaştığı bir melekten aldığı bir iksirle içindeki bu aşktan kurtulacağını sanarken, işler daha da kötü oluyor ve Maelon buza dönüşüyor. Çaresiz kalan Dwynwen Tanrı’ya dua ediyor, Tanrı da ona üç dilek hakkı veriyor. Dwynwen Maelon’un eski haline geri dönmesini, tüm aşıkların birbirine kavuşmasını, kendisinin ise asla evlenmemesini diliyor ve kendini kiliseye adıyor. Bu kilisenin yıkıntıları ve Dwynwen’in adı verilen bir çeşme, bugün halen Galler’de görülebiliyor. Bu çeşme’de ise kutsal bir balığın yaşadığına ve balığın ilişkilerin gidişatını bildiğine inanılıyor. Yani ziyaret sırasında eğer balıklar aktifse, sıkıntı yok! Galler’de St. Dwynwen’in Günü’nde sevgi göstergesi olarak ince detaylarla süslenmiş, el yapımı aşk kaşıkları hediye ediliyor. Eskiden bu kaşıklar tahtadan oyulurken, bugün daha çok çikolatadan yapılan aşk kaşıkları rağbet görüyor.