Fransa'nın şatolar diyarı: Loire Vadisi

Fransa’nın köklü ve aynı zamanda da olaylı tarihi ülkenin birçok muhteşem sanat ve mimari esere ev sahipliği yapmasını sağlamış. Sanat ve tarih dokusuyla dolup taşan başkent Paris bunun en güzel örneklerinden. Ancak Fransa’nın sunduğu güzellikler Paris ile sınırlı değil.

Başkentten kara yoluyla sadece 2 saat uzaklıktaki Loire Vadisi’nde, göz kamaştıran bahçelere, görkemli dekorasyonlara ve çarpıcı tarihi hikayelere sahip masalsı şatoları gezebilirsiniz.

Bir sonraki Paris seyahatinizi birkaç gün daha uzatıp bu güzelliklere doğru yol almak isterseniz, Brandlifemag.com'un hazırladığı Loire seyahat rehberine hemen göz atın!

Chateau de Chambord

Chateau de Chambord, Loire Vadisi’nin en büyük şatosu ve Orleans isimli tarihi kasabada yer alıyor. Şatonun büyüklüğü barındırdığı 426 oda, 83 merdiven ve 282 şömineden de rahatlıkla anlaşılabiliyor. Kral 1. François tarafından gücünü sembolize etmek için yaptırılan şatonun bir bölümü bir iddiaye göre Rönesans’ın dahi ismi Leonardo da Vinci tarafından tasarlanmış.

Şatoda mutlaka görmeniz gerekenlerden biri de sarmal şeklinde inen ikili merdiveni. Elbette teraslarının sunduğu manzaralar da kaçırmananız gerekenler arasında. Bu görkemli şatonun muazzam bahçeleri ise Paris’in şehir merkezi kadar büyük bir boyuta sahip.

Chateau de Chaumont-sur-Loire

Chateau de Chambord’dan kırk dakika uzaklıktaki Chateau de Chaumont-sur-Loire, kuleleriyle ilk bakışta sizi büyüleyecek. Yüzünü Loire Vadisi’ne dönmüş şatonun ahırları ve bahçeleri birçok modern sanat eserine ev sahipliği yaparak tarihi dokusuyla hoş bir kontrast yaratıyor. Şatoda her yıl Nisan sonu ile Kasım başı arasında düzenlenen International Garden Festival’de ise sanatçılar, tasarımcılar ve peyzaj mimarları belirlenen bir tema etrafında otuz farklı bahçe tasarlıyor. Chateau du Chaumont’a giderken yol üzerindeki Blois’da mola verip, kentin birçok Fransa kralı ve kraliçesine ev sahipliği yapmış kendi kraliyet şatosunu da gezebilirsiniz.

Chateau du Clos Luce

Chateau du Clos Luce’nin en büyük özelliği kuşkusuz Leonardo da Vinci’nin hayatının son birkaç yılını geçirdiği yer olması. Şatoda sanatçının yatak odasımı ve atölyesini bile görme şansına sahip olacaksınız. Şatonun Lenoardo da Vinci adlı parkı ve Leonardo’s Garden isimli bahçesinde yapacağınız gezintiler ise onun doğadan nasıl ilham aldığını daha iyi kavramanızı sağlayacak.

Chateau de Villandry

Rönesans döneminde Loire Vadisi’nde inşa edilmiş en son şato olan Villandry’nin en çarpıcı yeri bahçeleri. Örneğin süslü Kitchen Garden farklı renk ve desenlerde dokuz farklı bitki düzenlemesinin kusursuz geometrisini görebilirsiniz. Bahçenin labirentinde yolunuzu bulmaya çalışabilir, mis kokan yeşilliklerin ekildiği alanlarda zaman geçirebilirsiniz.

Chateau d’Ussé

Büyüleyici Chateau d’Ussé aynı zamanda Uyuyan Güzel masalı için yazar Charles Perrault’a ilham kaynağı olmuş. Şatonun göz alıcı mimarisini gördüğünüzde bunun nedenini anlamanız hiç de zor olmayacak. Bu beyaz renkli dev yapının zarif kuleleri, Versaills’ın da bahçelerini tasarlayan Le Notre imzalı muhteşem bahçeleri ve spiral şeklinde merdivenleri bulunuyor. Şatonun zindanında Uyuyan Güzel masalı karakterlerinin balmumu heykellerini görebilir, muhafız odasında ise 16. ve 17. yüzyıldan kalma halı koleksiyonlarını inceleyebilirsiniz.