Nüfusu 1 milyonu bile bulmayan sevimli bir kuzey Avrupa başkenti olan Kopenhag son yıllarda açılan birbirinden harika yemek duraklarıyla Avrupa’nın Gastronomi Başkenti ünvanına da sahip olmak üzere.
Özellikle 2012 yılında Noma’nın dünyanın en iyi restoranı seçilmesinden sonra adeta bir gastronomi devrimi yaşanan Kopenhag’da geçirdiğim bir hafta boyunca sürekli “bu şehirde kötü bir yemek yok mu?”sorusunu sordum.
Şehirde irili ufaklı yüzlerce restoran bulunuyor. Kopenhag pek çok büyük Avrupa kentinden daha fazla Michelin yıldızlı restorana sahip bir merkez olarak dikkat çekiyor.
Şehirde tam 15 Michelin yıldızlı restoran bulunuyor. Bunlar, 3 yıldızlı Geranium, 2 yıldızlı AOC ve 1 yıldızlı 108, Kong Hans Kaelder, Marchal, Clou, Studio, Relae, Den Rode Cottage, Kokkeriet, Era Ora, Formel B, Kiin Kiin, Sollerod Kro ile Kadeau.
Michelin yıldızlı restoranlar müthiş tadım menüleri sunmalarıyla elbette pek çok gurmanın ilk durağı ancak Michelin’in “uygun fiyatlı kaliteli restoranlar” listesi olarak nitelendirebileceğimiz Bib Gourmand’da da listelenen sayısız restoran bulunuyor.
Yediklerimi hala unutamadığım Marv & Ben, Rebel, Pluto, Melee, Kodbyens Fiskebar, Frederiks Have, Enomania, L’Altro ve Anarki bunlardan bazıları. MARV & BEN’in açık mutfağında çalışan güleryüzlü şefleri seyretmek bile başlıbaşına bir yemek deneyimi.
Standart bir lokal restoran olarak düşünerek seçtiğim Cofoco ise, 5 farklı şarapla eşleştirilen 5 course tadım menüsüyle deniz ürünlerine bambaşka bir boyut katmıştı.
Şehirde sadece Michelin ve Bib Gourmand restoranlar yok elbette ki. Şehrin en ünlü noktalarından olan Nyhavn kanalı boyunca dizilen ve “turistik” olarak nitelendirilebilecek küçük cafe ve restoranlar bile özel bir yemek deneyimi sunuyor. İster İtalyan mutfağı seçin, ister Nordik neredeyse her oturduğunuz restoranda anında ev yapımı ekmek ve tuzlu tereyağı servisi yapılıyor.
Tüm servis elemanları güleryüzlü ve menüden sorduğunuz herhangi bir yemeği etin/balığın nereden geldiği, yardımcı malzemelerin nasıl kullanıldığı gibi konularda bilgilerini büyük bir keyifle paylaşıyorlar.
Kopenhag elbette bira konusunda da bir cennet. Lokal biraevlerinin yanısıra dünyanın sayılı markalarından olan Carlsberg’in ana merkezi burada.
The ExBeerience, 20 bin şişelik bira koleksiyonları ile mutlaka görülmesi yerlerin başında geliyor. Markanın artizan biralarını tatmak da büyük zevk.
Yine özel biralar tadabileceğiniz eğlenceli bir brewpub arıyorsanız Warpigs’e mutlaka uğramalısınız.
