Begüm Kütük ile Hakan Meriçliler konuştu

BEGÜM KÜTÜK: AYRILAMIYORUZ

Öykü Özdoğan: Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu'nun yeni oyunu “Binde Bir Gece Diyalogları”nı konuşmak için birlikteyiz. Ama öncesinde kaderin bir şekilde sizi sürekli projelerde biraraya getirmesini nasıl yorumladığınızı merak ediyorum. Bu ilk birlikte olduğunuz proje değil... Yalan Dünya, Kaderimin Yazıldığı gün dizilerinde de birlikte rol aldınız... Nasıl bir kader bu?

Hakan Meriçliler: Allah'ın sopası...

Begüm Kütük: Ayrılamıyoruz...

H.M.: Çok mutluyuz bu ayrılamamaktan.

B.K.: Biz Hakan ile ilk “Yalan Dünya” setinde tanıştık. Yalan Dünya setinde benim uzun bir konuk oyunculuğum vardı ve o benim için çok keyifli geçmişti. Sonra “Kaderimin Yazıldığı Gün” setinde biraraya geldik. 50 hafta, 6 gün, 20 saat sette çok yoğun bir programda çalıştığımızdan sıkıcı günler bekledi bizi sette ama biz sette Hakan ile her anı tatlı hale getirerek, hep eğlendik.

HAKAN MERİÇLİLER: BEGÜM SOĞUK GÖRÜNEBİLİR AMA OLAĞANÜSTÜ SICAK BİR İNSAN

H.M. : Ben bir şey keşfettim orada Begüm ile ilgili. Begüm dışarıdan soğuk görünebilir, ama alakası yok, olağanüstü sıcak bir insandır. Acayip iyi bir yüreği vardır. Ben de ona dedim ki ''Sen hep böyle dramalardasın ama sen acayip komik bir insansın, seni kimse tanımıyor bu anlamda” dedim.

B.K.: Beni Hakan keşfetti.

H.M.: ''Seninle bir sitcom yapmayı diliyorum” dedim... O sırada o kadar ciğerden çıkmış ki...

B.K.: Tiyatronun teklifi geldiğinde, partner kimi düşünüyorsunuz dedim, “Hakan Meriçliler” dediler. Ben de “Hakan ile görüştünüz de söylüyorsunuz, değil mi?” dedim. Dediler ki “Hayır, Hakan Bey'e daha haber vermedik.'' 'Siz, bizim bu kadar yakın olduğumuzu biliyor musunuz?' dedim ve çıldırdım mutluluktan. Toplantıdan çıktım, Hakan'ı aradım, böyle bir proje geldi dedim, bir ay sonra sahnedeydik.

HAKAN MERİÇLİLER: BEN BEGÜM OLDUĞU İÇİN KABUL ETTİM ROLÜ

H.M.: Ben Begüm olduğu için kabul ettim rolü.

B.K.: Ben de Hakan olduğu için kabul ettim. Birbirimizi bu kadar iyi tanımak tabii ki büyük avantaj, prova sürecinde sabahtan akşamlara kadar bir aradayız. Avantaj, çünkü dizi setinde bir daha, bir daha çekebilirsin ama oyunda, o doğum sancısının aynı anda tutması, beraber doğum yapmaya çalışmak, o süreçte daha da birbirimize kenetlendik...

HAKAN MERİÇLİLER: BUGÜNE KADAR ÇALIŞTIĞIM EN İYİ PARTNER

H.M.: Tiyatro işinde rol icabı partnerlik olamaz. Birbirini idare etmek tiyatroda yemez diyeyim tabir-i caizse. Bugüne kadar çalıştığım en iyi partner.

Yalan Dünya ekibi, çok sevdiğim bir ekip. Gülse'yi de çok ayrı severim, Gülse Birsel hayatımda çok önemli biri. Orada şöyle bir şey oldu; içgüdülerim çok kuvvetli benim, ne zaman içgüdülerime bıraksam her şey çok yolunda gidiyor hayatımda, bırakmadığımda işler sarpa sarıyor. Orada “Yalan Dünya” dizisinin biteceğini hissettim. Begüm (Kütük) ile beraber olacağım diziye evet dedim, ben çıktıktan bir bölüm sonra da dizi bitti.

BEGÜM KÜTÜK: DİZİ 50 HAFTA OYNAR DEDİ, DİZİ 50. HAFTADA BİTTİ

B.K. Kaderimin Yazıldığı Gün'e başlarken Hakan sete geldi , “Ne olur Hakan sence bu dizi?” diye sorduk, “En az 50 hafta oynar” dedi. “50 hafta çok uzun bir zaman bu dönemde Hakan” dedik, 50. hafta bitti dizi.

H.M.: İstediğim anlamda bir dram ile ben TV'de karşılaşmadım. Tiyatroda dramada çok çalıştım, tiyatro seyircisi biliyor. Komedi yapmak güzel. Çünkü dramada bitmek bilmeyen ağlamalar oluyor. O da ayarında yapılmıyor maalesef. Dozunda yapılsa drama çok iyi kullanılabilir. Bence çok iyi performanslar sergileyebilecekken, böyle bir şans denk gelmedi diyelim.

H.M.: Yalan Dünya’nın Çağatay’ı televizyonda olduğu dönemde, çok zor bir tiyatro oyunu oynuyordum. Feuerbach diye bir oyunda, acayip bir rol oynuyordum. Oyunda, akıl hastanesinde yedi yıl yatmış ünlü bir tiyatrocunun hikayesi anlatılıyordu.

HAKAN MERİÇLİLER: GÜLMEYE GELİYORLARDI AMA FENA ÇARPILIYORLARDI

H.M: O dönemde Çağatay olarak çok ünlüydüm ve herkes gülmeye Feuerbach’a geliyordu. Aradan beş dakika geçtikten sonra, “Bu adam, o adam değil” tepkileriyle karşılaşıyordum. Gülmeye geliyorlardı ama fena çarpılıyorlardı.

Tiyatro olmadan, asla olmaz. Asıl aşk, kesinlikle tiyatro. Tiyatro, çok büyük emek işidir ve çok küçük paralara çalışırsınız ama insanın içini öyle bir filtreler ki tiyatro... Bir tasavvuf gibi düşünün. İçinizi bir acayip yapar. Hediyelerle doludur tiyatro. Tiyatro oyununu oynarsın, kitleler için yaparsın, ruhunu ve canını verirsin... Sonra da evrenden hediyeyi bekleyin. Ben bizim için bekliyorum.

BEGÜM KÜTÜK: “HAKAN’LA OYNARKEN ÇOK KEYİF ALIYORUM”

B.K.: Biz oyunda evliyiz. 10-12 yıllık evli olan, birbirlerine sevgilerini yitirmemiş bir çift oynuyoruz. Hayatları monotonlaşmaya başlamış. Erkek, istek ve taleplerini daha net söylemeye başlamış, kadın biraz daha romantizm istiyor. Karşısındaki erkekten daha fazla ilgi ve şevkat bekliyor. Oyundaki Ekrem karakterimiz de tam bir ruh öküzü. Seyirci de, onların sürekli karşılıklı tatlı tatlı atışmasına tanıklık ediyor.

İlk perdede ikimizin bir kırılma anı var, ikinci perdede de başka bir kırılma anı var. Oyun git gide yükselerek devam ediyor. Ben Hakan’la oynarken çok keyif alıyorum. Textimizden bağımsız daha iki oyun oynadık ama daha ikinci oyunda Hakan uçtu.

H.M.: Beraber uçtuk. Böyle bir partner olduğu için uçunulabiliyor. O kadar önemli ki. Begüm hiçbir konuda kıskanç değil. Şahane de bir ikna yeteneği var, çok yürekten konuşuyor. Partneri olarak çok şanslıyım o yüzden. Biri ilerlemeye başladığında, diğerinin ilerleyememesi her şeyi farklı yapar ama o kadar aydınlatıcı konuşuyor ki, beraber uçmaya ikna oluyorsunuz. Biz de o yüzden beraber uçuyoruz...

HAKAN MERİÇLİLER: TÜRK SEYİRCİSİ BİRBİRİNİ SEVEN, ROMANTİK ÇİFTLERİN HİKAYELERİNİ ÖZLEMİŞ

Çifti anlatayım size. Birbirlerini çok seviyorlar. İki oyun oynadık ama ikinci oyunda özellikle bir şeye şahit oldum. Türk seyircisi; birbirini seven, romantik, sonu iyi biten, gerçek ve sahici olan, geçmişteki özlemlerimizi bize anlatan bir çifti özlemiş.

Bizim bir kavuşma anımızda, çılgıncasına alkışlamalar oldu.

B.K.: Ayrılmak istemedik orada.

H.M.: Seyirci mutlu oldu ya, biz de çok mutlu olduk. Onların mutlu olmasını istedik. Canlı olduğu için gerçekten mutlu olduklarını da hissedebiliyorsunuz.

B.K.: “Uykusuz Her Gece” şarkısını sürekli söylüyoruz çünkü Erdem’in en büyük hayali o. “Uykusuz her gece” bizim için çok anlamlı bir şarkı.

B.K. & H.M.: Haftada yedi, yetmez ama evet.

BEGÜM KÜTÜK: EŞİM ÇOK DA NEŞELİ VEYA KOMİK BİR İNSAN DEĞİL

B.K.: Eşime komik derler ama aslında kendi mesleğini icra ederken çok komik oluyor. Sosyal hayatımda ben bundan çok beslenemiyorum. Örneğin, fıkra anlatmaktan hoşlanmaz. Ben anlatmak istediğim zaman da “anlatma” der. Çok da öyle neşeli veya komik bir insan değil aslında.

Bulduğu eprileri paylaştığı anda tabi ki komik oluyor. Bunu 24 saate vurduğumuzda, evin içinde kahkahalarla gezdiğimi söyleyemeyiz. Ben daha komiğim.

HAKAN MERİÇLİLER: BU ÜLKEDE CYRANO DE BERGERAC KARAKTERİNİ BEN ÇOK İYİ YORUMLARIM

H.M.: Canlandırmayı hayal ettiğim karakter, Cyrano de Bergerac. Uzun burunlu hani, romantik aşık olan. Gérard Depardieu o karakteri çok iyi canlandırdı ama bence bu ülkede ben onu çok iyi yorumlarım gibime geliyor. Keşke olsa... Dizisi olsa bile, çok isterdim. Adam hem aşık, he romantik, acayip dürüst, sevdiği kişi için 100 kişiyle aynı anda dövüşebilir, sözünü söyler, korkusuzdur, asla geri adım atmaz. Benim idealimdeki karakter odur. 

B.K.: Bunu hep söyler. Yıllardır söyler.

H.M.: Benim için Hrant Dink de çok önemli, çok oynamak isterdim. Tüm yazı dizilerini şu anda bile biriktiriyorum. Bende çok özel bir yeri var çünkü ben Kurtuluş’ta oturdum. Rumları, Ermenileri, Musevileri çok severim. Biz İzmir’liyiz ve öyle bir mahallede büyüdüm ben. Ben birlikte olan bir Türkiye’yi çok seviyorum. Her türlü etnik kökeni ne olursa olsun... Biz o güzel meyveleri görmüş çocukların devamlılığıyız gibi geliyor bana.

Hafta içi her akşam 18.20’de yayınlanan 20 Dakika’nın tekrar bölümleri, ntvradyo.com.tr’de.