Sıra dışı görünümüyle dikkatleri üzerinde toplayan 360 beygirlik Mercedes GLA 45 AMG’yi ntv.com.tr Otomotiv Editörü Onur Akçay test etti.
Test ve Yazı: Onur Akçay
Fotoğraflar: Murat Şahin
GLA, Mercedes’in en çok satan modellerinden A ve CLA ile aynı platformda üretilen bir araç. GLA üretiminde amaç, A ve CLA modellerinin konforunun sunan, hatta daha da ileri götüren bir araç yapmaktı ve Alman otomotiv devi bunu büyük ölçüde başardı. Üstelik araç tasarımı nedeniyle hafif arazide de zorlanmadan yol alabiliyor.
Mercedes, GLA modelini kompakt SUV olarak tanımlıyor, ama crossover, yani yerden yüksek otomobil olarak da nitelemek mümkün. Ama bu araç sadece yerden yüksek değil, dört tekerlekten çekiş sistemine sahip ve çok güçlü. Bu nedenle alışılagelmiş crossover modellerinden kolaylıkla ayrılıyor.
Mercedesin yüksek performanslı araçlarını hazırlayan AMG daha önceki yıllarda özgün bir firmaydı, ama artık Mercedes’in bir birimi. Peki AMG dediğimizde ne anlamalıyız? Şöyle ki; Mercedes araçlarda AMG paket adı altında özellikle dış görünüm başta olmak üzere değişikler sağlayan donanımlar satın alabiliyorsunuz. Örneğin A veya C serisini AMG paketle alabilir, daha sportif ve daha alımlı gözüken araçlara sahip olabilirsiniz. Ama bir de tıpkı test aracımız gibi AMG olarak üretilen; standart modelden dış görünümün yanı sıra, motor, şanzıman ve süspansiyon olarak çok farklı araçlar var.
Peki standart GLA modeliyle kıyasladığımızda test aracımız GLA 45 AMG’in farkları neler? İşte bütün sır bu sorunun cevabı. Standart modelden GLA 45 AMG’in en önemli farkları şunlar; daha güçlü AMG motor, AMG aksları, AMG soğutma sistemi, AMG Performance 4MATIC dört çeker, AMG Spor Şanzıman, AMG Spor egzoz sistemi, AMG hıza duyarlı spor direksiyon ve AMG spor süspansiyon. Daha ne olsun dediğinizi duyar gibiyiz, ama inanın bunlar dahi ilk aklımıza gelenler.
GLA 45 AMG Jüpiter Kırmızısı olarak adlandırılan rengi ve sıra dışı tasarımıyla meraklı bakışları üzerinde topluyor. İlk bakışta standart GLA’dan ön ve arka tamponlar, büyük ön ızgara, 19 inç beş çift kollu AMG jantlar, kırmızı fren kaliperleri, parlak siyah alüminyum tavan rayları ve AMG arka rüzgarlık gibi detaylarla ayrılan araç kaslı görüntüsüyle her noktasında performans vurgusu yapıyor.
Son yıllarda sürücüler arasında kendisini iyice gösteren trafiğe yüksekten bakma eğilimine cevap veren araç 4.42 m uzunluğa, 1.80 genişliğe ve 1.49 m yüksekliğe sahip. Dış görünümde ilk olarak göze çarpan detaylardan biri de devasa arka spoyler. Bu tarz spoylerler genelde görünüm amaçlı olarak araçlara sonradan takılır. Ama bu otomobilde durum böyle değil tabii ki. AMG mühendislerinin tasarladığı bu devasa spoyler çok güçlü bir yere basma kuvveti uyguluyor ve özellikle aracın yüksek hızlardaki yol tutuşunu pozitif yönde etkiliyor.
Dünyanın seri üretimdeki en güçlü dört silindirli motoru olarak lanse edilen 2.0 litre turbo motor 6000 devirde 360 beygir güç üretiyor. Bu veriler litre başına 180 beygir güç anlamına geliyor ve müthiş bir performansı işaret ediyor. 2250 ile 5000 devir arasında açığa çıkan 450nm tork değerinin karşılığını gaza her bastığınızda alıyorsunuz. AMG’nin özel olarak geliştirdiği dört çeker sistemiyle yol alan otomobilin 0-100 km/s hızlanma süresi 4.8 saniye ve maksimum hızı 250 km/s olarak sınırlandırılmış. Unutmadan söyleyelim; AMG motorların önemli bir özelliği var. Motorun montajı başından sonuna kadar tek bir mühendis tarafından yapılıyor ve ismi motorun üzerinde yazıyor.
Performansa ciddi etki yapan, sürüşten keyif alınmasını sağlayan önemli oyunculardan biri de AMG’nin geliştirdiği 7 ileri çift kavramalı şanzıman. Oranları sportif sürüşe göre ayarlanmış şanzımanın vites geçişleri gerçekten kusursuz. Belki dikkatinizi çekmiştir, konforun ön planda olduğu araçlarda vites geçişlerinin sarsıntılı veya sarsıntısız olduğunun altını her zaman çizerim. Çünkü standart bir araçta sarsıntılı geçişler kullanıcının hoşuna gitmez, aracın puanın kırılmasına neden olur. Bunu bildiğim için fikir vermesi açısından neredeyse her araçta bu detayı belirtirim. Yani sarsıntısız, yapılan vites geçişleri normalde aranan bir özelliktir, ama AMG’nin elinin değdiği bir araçta değil. Öyle ki; GLA 45 AMG’nin gaz pedalına yüklendiğinizde vites değişimlerini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Araç tıpkı bir yarış otomobili gibi sert ve karoseri sallayarak viteslerini büyük bir iştahla büyütüyor. Aracı birinci veya ikinci viteste düşük devirlerde kullandığınızda adeta “hadi ne duruyorsun, gaza bassana” diye homurdanmalar duyuyorsunuz.
GLA 45 AMG’nin viraj performansına da ayrı bir parantez açmak gerekir. Özellikle A ve CLA modellerinden yüksek olduğu için acaba sert ve hızlı girilen virajlarda kopmalar yaşanır mı diye düşünmedim değil. Ama çok samimi olarak bir şey itiraf etmeliyim ki; GLA 45 AMG daha yüksek olmasına rağmen A 45 AMG modelinden daha stabil geldi bana. Virajlarda zorlamama rağmen hiç tedirgin etmedi diyebilirim. Sanırım A45 AMG’ye göre süspansiyon daha yumuşak ayarlanmış ve bunun yararı görülmüş.
Mercedes GLA 45 AMG’de beğenmediğim tek taraf frenler oldu diyebilirim. Bu kadar hassas motor, şanzıman ve süspansiyon ayarlarına sahip aracın frenleri biraz yumuşak kalmış. Daha sert, daha çabuk reaksiyon gösteren, biraz daha hissiyatlı frenler araca daha fazla yakışırdı.
Aracın yakıt tüketimi fabrika verilerine göre şehir içinde ortalama 9.9 litre. Tabii ki ben bunu başaramadım, açıkçası başarmak için çaba da serf etmedim. Motor ve egzozdan gelen müthiş ses kesilmesin diye ayağımı gazdan hiç çekmek istemedim diyebilirim. Hal böyle olunca da şehir içinde ortalama 14 litre yakıt harcadım.
Motor ve egzoz sesinden bahsetmişken bir detayı da vurgulamak istiyorum. Sürücüyü devamlı olarak gaza basması konusunda kışkırtan etkileyici sesin en büyük nedeni “AMG Sportif Motor ve Egzoz Ses Düzeni”. Evet evet yanlış okumadınız, opsiyonel olarak satın alınabilen “AMG Sportif Motor ve Egzoz Ses Düzeni” adında bir sistem var ve fiyatı 2825 TL.
Daha önceki incelemelerimizde de bahsettiğim üzere uzun saatler trafikte kalan ve otomobil satın alırken ciddi para harcayan sürücüler için önemli konulardan biri de aracın müzik sistemi. GLA 45 AMG’nin müzik sistemi için çok çok başarılı değil, ama ortalamanın üzerinde diyebilirim. Peki bu beni çok rahatsız etti mi? Normalde ederdi fakat GLA 45 AMG’de sorun etmedim. Çünkü, biliyorum kızacaksınız, ama bu kadar güzel motor ve egzoz sesini hiçbir senfoniye veya müziğe değişmem!
İç mekanda sürücüyü cezbeden en önemli nokta oturduğunuz anda farkını ortaya koyan, vücudu saran ve sert virajlarda dahi neredeyse kıpırdamanıza izin vermeyen spor koltuklar oluyor. Fakat ısıtmalı olmasına rağmen koltuk ayarlarının elektronik olarak değil, manuel olarak yapılması bazı sürücülerin hoşuna gitmeyebilir. Bir AMG aracının içinde olduğunuzu hissettiren kokpitte Deri-Mikrofiber karışımlı AMG performans spor direksiyon simidi, kırmızı emniyet kemerleri ve yine kırmızı renk dikişler hemen dikkat çekiyor.
Meşhur ambleminden dolayı sürücülerin ‘yıldız’ olarak adlandırdığı Mercedes’in GLA 45 AMG modeli gerçekten alışılmışın dışında bir model. Çünkü 360 beygir güç birçok sürücünün hayalini süslese de, genele hitap etmediği çok açık. Güç arttıkça fiyat listesindeki rakamlarında arttığını unutmamak gerek. Fakat markanın bir imzası olarak adlandırabileceğimiz GLA 45 AMG’nin tasarım ve performansına baktığımızda fark yaratmak isteyenler için iyi bir alternatif olduğunu söyleyebiliriz. 30 bin bakımı 1500 TL olan aracın standart donanımlı fiyatı 266 bin tl. Test aracımız ise opsiyonlarla birlikte 303 bin tl. Eğer sizin için güç ve performans elzem değilse standart GLA modelinin 132 bin TL’den başladığını da hatırlatalım. Kazasız sürüşler…
