Empati'nin konuğu Ata Demirer: 30 kilo vermiş durumdayım

"ÖYLE BİR ŞEY OLMADI"

Ahmet Mümtaz Taylan’ın NTV ekranlarında yayınlanan “Empati” isimli programının bu haftaki konuğu Ata Demirer oldu.

Ahmet Mümtaz Taylan’ın “Hayatta fiziksel görünüş neden önemli?” sorusuna Ata Demirer şu yanıtı verdi:

“Çok önemli, yetenek gibi doğuştan gelen bir şey. Değiştirebileceğiniz şeyler var, değiştiremeyeceğiniz şeyler var. Payımıza düşenle mutlu olmayı öğrenmek zorundayız. Tabii bir de sosyal baskı var. Hiçbir şişman çocuk mutlu değildir. Şişman çocuk yemek yerken barışır kendiyle. Aşılabilir bir şey. Sosyal olarak mahallede başlar her şey, lakap takarlar. Bize empoze edilen moda akımları var. Diyetisyenler, şu diyetler bu diyetler gibi"

Verdiği kilolarla çok konuşulan 51 yaşındaki oyuncu, “30 kilo vermiş durumdayım. Sağda solda okuyorum, yok bağırsaklarını yıkattı, yok mide ameliyatı oldu. Hayır öyle bir şey olmadı. İzleyenler bilsin ki glisemik endeksim bozuktu, insülin direncim vardı" dedi.

"BİR ANDA DA KİLO VERMEDİM"

Demirer sözlerine "İnsülin direcini ortadan kaldırmak için düzgün beslendim, spor yaptım. İki buçuk sene kadar sürdü. Bir anda da kilo vermedim ama ben üniversitede de zayıf biriydim, daha zayıftım. Sonra gösteriler başlayınca, tiyatro hayatı, turneler... Ben 300 tane turne karşılığı 25 kilo kadar aldım. Sonra Avrupa Yakası başladı. O halim çok sevildi. 'Verirsem acaba ilgi değişir mi' derken git gide yıllar içerisinde ben değiştim. Bambaşka bir şeye dönüştüm. Bir aksiyon sahne yazıyorum, Hakan Abi diyor ki bu bataklığı yazmışsın ama uçman lazım bataklığın içine. Yazıp çizerken unutuyorum kilomu. Boks filmi yaptığımda 140 kiloydum. Deliydim herhalde kalp krizi geçirebilirsin, bir şeyler olabilir. Vurmayı öğrenene kadar çok dayak yedim" diye devam etti.

"GENEL OLARAK ŞÜKREDİYORUM"

Taylan'ın "Ünlü olmakla aran nasıl?" sorusuna Demirer "İşini iyi yapmak harika bir şey eğer yapabiliyorsan. Antremanlıysan bir de. Beyin olarak geriye düşmüyorsan, şahane bir şey. Bazen yorucu olabilir ama genel olarak şükrediyorum" ifadelerini kullandı.

"BURSA BÜLBÜLÜ’NÜ TAMAMEN O GİDEN YILLARIM İÇİN YAPTIM"

Demirer “Hikayeler hayatımızı temize ve özete çeker. Ben Bursa Bülbülü’nü tamamen o giden yıllarım için yaptım. 10-20 arası Bursa, müzisyen olmak isteyen Ata’nın etrafındaki büyük abilerini seyredişi, onların olmayacak insanlara aşık olup perişan hallere gelmeleri, dönemin rahatlığı, bol iletişimi… Kendime hediye yapayım dedim, 70 yaşında şu filmi koyayım izleyeyim, illa eski albümleri karıştırmaya gerek yok. Benim gibi insanlar da sever dedim, herkes bir şey buldu kendinden…" ifadelerini kullandı.

RÖPORTAJIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Yılın büyük bölümünü Bozcaada’da geçiren Ata Demirer, "Bir süredir şehirdeyim yeni gösteriye hazırlanmak için. Şubat ayında başlıyorum, birkaç aydır onunla yatıp kalkıyorum. Sahnede daha kalabalığız, büyük bir orkestra var. Konsepti sanırım bana ait, araştırdım öyle bir şey yapılmamış son 20-30 yılda. Hem mizah, hem müzik, hem yazılı bir şey değil, sahne hali gibi. Yani şarkılar, yeni şakalar ve biraz daha ben müzikal olarak daha da tatmin edici bir kapasite. Daha volümlü, müzisyen sayısı fazla ve usta isimler var. Biz seyirci ile mizah ve müzik arasında gidelim gelelim dans edelim, insan öykülerine girelim çıkalım, bütün kurtlarımızı dökelim, derdimiz bu" dedi.

“ANNEM BABAM 13 YAŞIMDAYKEN AYRILDI”

Ata Demirer çocukluğunu şöyle anlattı:

“Annem babam 13 yaşımdayken ayrıldı. Ben çocukken Robinson Cruise’dum. Bütün gün denizde oynuyordum, kendi dünyamdaydım ama bir huyum vardı, bir şeyi çok istersem eğer o topluluğu hemen elimin altına alıyordum. Akşamüstü çadırların orada gençler arkadaşlar toplanılıyor, ben bir şeyler anlatıyorum sonra bir bakıyorum etrafım hemen dolmuş. Bunu çok yaşadım sonra sıkılıp istediğimde sosyalleşmeyi seven bir çocuktum. Babamla deniz üzerinden bir ilişkimiz var. Annemle düşkünüz birbirimize. Cenk benim kaygı merkezim. Benim yerime her şeye kaygılanır. İkiz beyin gibiyiz; hikaye yazarım nasıl derim sonu böyle olsa birilerini rahatsız eder mi der bana, benim o hikayenin oradan çıkması 6 saniye. Onun olmamış deyip de olan işim pek olmadı, olacak dediği işin de olmadığı pek olmadı yani biribirimizi tamamlayan bir halimiz var. Çok organik bir çocukluk geçirdim."