Çanakkale’de keşfedebileceğiniz 8 rota

Tarihin, doğanın, kültürün şehri Çanakkale’yi ve çevresini keşfe çıkmaya ne dersiniz?

Çanakkale, her iki kıtada birden dokunan ve içinden deniz geçen bir şehir. Hem şehir merkezi hem de çevresi, Ege’nin en güzel bölgelerinden biri olması nedeniyle turistik açıdan da popüler. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün de bölgeye kattığı dinamizm sayesinde hafta sonu seyahatlerinizin vazgeçilmezi olabilir. DoubleTree by Hilton Çanakkale, şehirde ve çevresinde mutlaka keşfetmeniz gereken sekiz rotayı listeledi.

Aynalı Çarşı

Üzerine türküler yazılan, kentin en eski alışveriş mekanı Aynalı Çarşı, tarihi dokusuyla Çanakkale’ye gelenlerin ziyaret etmesi gereken mekanların başında geliyor. Tarihi 1890’a uzanan çarşı, Gelibolu Savaşı’nda bombalanıp harabe haline gelse de, 1967 yılında yenilenerek bugünkü durumuna getirildi. Şehrin merkezinde yer alan Aynalı Çarşı kendine has atmosferi ve tarihe tanıklık eden yapısıyla dikkat çekici.

Çanakkale Deniz Müzesi

Türk deniz tarihini, deniz büyüklerimizi, Çanakkale Muharebelerini ve Çanakkale Deniz Zaferi’ni bilimsel yöntem ve tekniklerle anlatan müzede Nusret Mayın Gemisi, Çanakkale Savaşları İhtisas Kütüphanesi, Çimenlik Kalesi (Kale-i Sultaniye) ile resim ve fotoğraf galerileri yer alıyor. Savaş alanında, köylerde bulunan veya halk tarafından bağışlanan özel eşyaları da barındırıyor. Kale şeklindeki yapısı sayesinde tarih sevenlerin gezi keyfini ikiye katlayacak bir müze.

Saat Kulesi

Çanakkale’nin merkezinde feribot iskelesinin yakınında bulunan saat kulesi, 1897 yılında Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa edilmiş. Kesme taştan yapılmış olan kule kare planlı, aşağıdan yukarıya doğru incelen prizma şeklinde. Bir balkon, üç silme ile dört bölüme ayrılan, Deniz Müzesi ve Aynalı Çarşı’ya yakın mesafede olan kule, akşam ışıklandırmasıyla harika bir görüntü oluşturuyor.

Troya Antik Kenti

UNESCO’nun 1998 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı dünyanın en ünlü antik kentlerinden biri olan Troya Antik Kenti, Tevfikiye Köyü sınırları içinde yer alıyor ve Çanakkale merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunuyor.

Homeros’un M.Ö. 8. yüzyıla ait İlyada ve Odysseia destanına konu olan Troya şehrinin tarihi kalıntı ve koleksiyonlarına ev sahipliği yapan Troya Müzesi ise 3 bin metrekarelik sergi salonuna ve 11.200 metrekarelik kapalı alana sahip. Büyük boyutta taş lahitlerden, ufak cam iğneler ve altın küpelere kadar farklı nitelik ve ölçeklerde arkeolojik eserin sergilendiği müzede, Troya’nın katmanları arasında bulunan on ayrı kent tanıtılıyor. Neredeyse 30 bine yakın eserin yer aldığı Troya Müzesi bölgenin tarihine ve sahip olduğu kültüre ait eserleri sergilemesi bakımından mutlaka gezilmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı

Tarihin nabzının attığı Çanakkale’ye yolunuz düştüğünde şehitliği de barındıran tarihi milli parkı görmeden dönmeyin. Çanakkale merkeze 55 dakika uzaklıkta olan şehitlik kapalı bir müze olmadığı için herhangi bir ziyaret saati bulunmuyor. Tek bir bölge olmayıp geniş bir alanı kapsayan şehitliğin özellikle Kilitbahir Kalesi, Seyit Onbaşı Anıtı ve Mecidiye Tabyaları, Çanakkale Şehitler Abidesi, 57. Alay Şehitliği, Conkbayırı, Atatürk Anıtı ve Siperler bölgelerini önceliklendirmenizi tavsiye ederiz.

Assos ve Behramkale Köyü

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü, içinde bulunan Assos Antik Kenti sebebiyle Assos olarak da biliniyor. Tertemiz havası, eşsiz denizi ve huzurlu atmosferiyle insanı tazeleyen köy Çanakkale merkeze yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta. Antik limanın yukarısındaki Behramkale Köyü, güzel manzarası, el işi hediyelikleri ve nostaljik sokaklarıyla dikkat çekiyor. Köyün tepesindeki Assos Antik Kenti ise gün batımını izleyebileceğiniz en güzel yerlerden.

Bozcaada

Kuzey Ege’nin en güzel adası Bozcaada, berrak ve buz gibi denizi, leziz yemekleri ve kendine has şaraplarıyla Çanakkale’nin son yıllarda en çok ilgi gören turizm destinasyonlarından biri. Çanakkale merkeze yaklaşık 1,5 saat uzaklıkta olan adaya feribotla geçiliyor ve sizi tarihi dokusunu kaybetmeyen Rum sokakları karşılıyor. Bozcaada Kalesi, Ayazma Plajı, Rum Mahallesi, Meryem Ana Kilisesi, Beylik Koyu ve Bozcaada Müzesi adada görmeden geçmemeniz gereken yerlerden.

Gökçeada Sualtı Milli Parkı

Türkiye’nin ilk sualtı parkı olma ünvanına sahip Gökçeada Sualtı Milli Parkı, adanın kuzeydoğusunda Yıldız Koyu ile Çiftlik Koyu arasında yer alıyor. Akdeniz ve Karadeniz arasındaki göç yolu üzerinde olduğu için su kaplumbağası, yunus, Akdeniz foku, vatoz, İspermeçet balinası ve zengin balık çeşitlerinin görülebildiği Gökçeada Sualtı Milli Parkı’nda belirli kurallar dahilinde gezebilir ve belli izinleri alarak şnorkelle dalış yapabilirsiniz. 

Kaynak: Brandlifemag