Meta'nın ifade özgürlüğü kararı tartışma yarattı: "Zuckerberg Trump'a boyun eğdi"

Mark Zuckerberg, Facebook, Instagram ve Threads'in artık gerçek denetleyiciler tarafından denetlenmeyeceğini duyurdu.

"SANSÜRLERDE HATA YAPTIK"

Zuckerberg, değişikliklerin politik ve sosyal ortamın değişen dinamikleri ile ifade özgürlüğünü benimseme arzusundan kaynaklandığını belirtti.

Teyit firmalarının "siyasi konularda fazlaca taraf" olduğunu savunan Zuckerberg, teyit sisteminde "çok ileri gidildiğini" ileri sürdü. İçerik sansürlerinde hatalar yapıldığını da itiraf etti.

ELON MUSK'I ÖRNEK ALIYOR

Zuckerberg, sosyal medya platformlarında terörizm, çocuk cinsel istismarı ve uyuşturucu gibi yasadışı içeriklere odaklanmaya devam edileceğini fakat göç ve cinsiyet gibi ana akım tartışmalara yönelik denetimin gevşetilmesiyle "daha fazla ifade özgürlüğüne" kavuşulacağını söyledi. 

Bu kapsamda Elon Musk'ın sahibi olduğu X'teki "topluluk notlarına" benzer bir sistem geliştirilecek.

"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DÖNÜM NOKTASI"

40 yaşındaki teknoloji milyarderi, Donald Trump'ın kazandığı başkanlık seçimine de göndermede bulunarak "Son seçimler bir kez daha ifade özgürlüğüne öncelik vermeye yönelik kültürel bir dönüm noktası niteliğinde." ifadelerini kullandı.

Meta'nın bu önemli adımı, Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasına günler kala geldi. 6 Ocak 2021'deki Kongre baskınıyla ilgili paylaşımları yüzünden Facebook hesabı askıya alınan Cumhuriyetçi lider, platformu "halk düşmanı" diye nitelemiş, daha sonra kendi sosyal medya uygulaması Truth Social'ı kurmuştu.

HAPİS TEHDİDİ

20 Ocak'ta göreve başlayacak Trump, kampanyasında Facebook'u seçimlere müdahale etmekle suçlamış ve Zuckerberg'ü hapse atmakla tehdit etmişti.

Cumhuriyetçi lider, Florida'daki Mar-a-Lago malikanesinde salı günü yaptığı açıklamada, Zuckerberg'ün "uyarılarını" dikkate aldığını "Bence Meta, Facebook çok yol katetti" dedi. 

Bu karar, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açarken, insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları durumu sert bir şekilde eleştirdi.

Global Witness adlı insan hakları grubu, konuyla ilgili "Zuckerberg, Trump yönetimine yaranmak için açık bir girişimde bulundu ve bunun ciddi sonuçları olacak. Bu değişiklikler, kadınların, LGBT+ bireylerin, beyaz olmayanların, bilim insanlarının ve aktivistlerin halihazırda maruz kaldıkları çevrimiçi taciz ve saldırıları daha da artıracak." açıklaması yaptı. 

Benzer şekilde, çevrimiçi nefret söylemi ve dezenformasyonu izleyen Centre for Information Resilience, "Dezenformasyonun ve zararlı içeriklerin hızla arttığı bir dönemde, bu karar içerik denetimi açısından ciddi bir darbe anlamına geliyor." ifadelerini kullandı.