İngilizlerin Brexit'ten vazgeçmesi için 4 senaryo

"Brexit"ten vazgeçmek için 4 senaryo

Birleşik Krallık'ta 23 Haziran'daki AB referandumunda İngilizlerin yüzde 52'si AB'ye "hayır" dedi. Referandum sonrası AB, Brexit için İngiltere'nin biran önce başvuru yapması çağrısında bulundu. Ancak Brexit'in (AB'den ayrılma) fikir babası Boris Johnson bile birlikten ayrılmak için aceleleri olmadığını söyledi. İstifa edeceğini açıklayan Cameron ise, AB'den ayrılma sürecini yeni bir başbakanın yönetmesi gerektiğini açıkladı.

Mustafa KARAKUŞ/ntv.com.tr

Cameron, istifa için Muhafazakar Parti'nin ekim ayındaki kongresini işaret etti. Yani İngiltere, Brexit için yeni başbakanı bekleyecek ve AB'den ayrılma başvurusu yapmayacak. Birleşik Krallık'ta şimdi "Brexit'ten vazgeçmek için 4 senaryo konuşuluyor.

İşte Brexit'ten "çıkış" için 4 senaryo:

İLK SEÇENEK: HİÇBİR ŞEY YAPMAYALIM

23 Haziran'daki AB referandumunun yasal bir bağlayıcılığı bulunmuyor. İngiltere Başbakanı, 50'inci maddeyi yürürlüğe koymadığı sürece "Brexit" süreci başlamıyor. Yani referandum hiç olmamış gibi davranabilir. İstifa kararı alan İngiltere Başbakanı David Cameron zaten baştan 50'inci maddeyi yürürlüğe koymayı reddetti. Muhafazakar Parti'nin ekim ayındaki kongresinde Cameron'ın koltuğuna iki isim aday: İçişleri Bakanı Theresa May ve Brexit'in fikir babası Londra eski Belediye Başkanı Boris Johnson. İçişleri Bakanı Theresa May ülkesinin AB'den ayrılmasına karşı çıkıyor. "Brexit" referandumu sonrası ülkenin en nefret edilen siyasetçisi konumuna yükselen Boris Johnson da dün yaptığı açıklamayla geri vitese taktı ve AB'den ayrılmaları için aceleleri olmadığını söyledi.

İLK SEÇENEK: HİÇBİR ŞEY YAPMAYALIM

İngiliz Parlamentosu'nda bulunan milletvekillerin büyük çoğunluğu birlikten ayrılmaya karşı çıkıyor ve "50'inci maddeyi" yürürlüğe koymayacak bir başbakan adayını destekleyebilir. Ancak bu olasılık 17.4 milyon İngiliz vatandaşının oylarının görmezden gelinmesi anlamına gelecek. Demokratik değerleriyle övünen İngiltere için bu durum önemli bir geri adım olacak. Ayrıca "Brexit"i görmezden gelme aşırı partilerin siyasi arenada yükselmelerine de neden olabilir.

İKİNCİ SEÇENEK: İSKOÇYA'NIN VETOSU

Lordlar Kamarası nisan ayında önemli bir karar aldı. Referandumda "Brexit" kararı çıkması durumunda AB'den ayrılmaya İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler parlamentolarının onay verme şartını getirdi. Galler'deki seçmenler oylarını Brexit için kullandı. Kuzey İrlanda'daki seçmenler de, Brexit'e karşı oy kullandı ancak Kuzey İrlanda Parlamentosu'nda çoğunluk "AB'den ayrılma" taraftarı. O zaman Brexit'den vazgeçmek için sadece İskoçya senaryosu kalıyor. İskoçların yüzde 62'si oyunu AB'den yana kullandı.

İKİNCİ SEÇENEK: İSKOÇYA'NIN VETOSU

İskoçya Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi lideri Nicola Sturgeon AB'den çıkış sürecini veto edebileceğini söyledi. Sturgeon gerekirse Birleşik Krallık'ın yasama yetkisini onaylamayacaklarını açıkladı. Bu durum yeni seçilecek İngiltere Başbakanı için önemli bir fırsat olabilir. Başbakan halkın kararına saygı duyduğunu ancak İskoçya Parlamentosu'nun onayı olmadan AB'den ayrılmalarının söz konusu olamayacağı tezini savunabilir.

ÜÇÜNCÜ SEÇENEK: YENİ REFERANDUM

Birleşik Krallık'den "Brexit"ten vazgeçmek için "Danimarka" örneğini alabilir. 1992'de Avrupa Birliği bütçesiyle ilgili Danimarka'da referandum yapıldı. AB bütçesine "hayır" diyenler referandumu kazandı. Danimarka 11 ay sonra bu konuda yeni bir referandum yaptı ve böylece Avrupa Birliği'nin istediği şekilde bir sonuç çıktı.

ÜÇÜNCÜ SEÇENEK: YENİ REFERANDUM

Benzer yöntemler İrlanda'da da denendi. İrlanda 2001 ve 2008'deki referandumlarda AB anayasasına onay vermedi. Daha sonra yapılan benzer referandumlarda İrlanda halkı AB anayasasına onay verdi.

ÜÇÜNCÜ SEÇENEK: YENİ REFERANDUM

İngiliz halkı da "Brexit"ten vazgeçmek için benzer bir yöntem izleyebilir. 23 Haziran'daki referandumdan sadece 4 gün sonra düzenlenen bir imza kampanyasında 3.8 milyon kişi yeni bir referandum için online imza verdi. Ancak kamuoyu yoklamaları yakın gelecekte bir referandum yapılsa dahi "Brexit"ten çıkışın zor olduğunu gösteriyor.

DÖRDÜNCÜ SEÇENEK: DEVAM ETSİN AMA AB İSMİ OLMASIN

"50'inci madde" AB'den ayrılmak isteyen ülkeye "ticaret" ve "göçmen" gibi konuları yeniden masaya yatırmak için 2 yıl pazarlık süresi tanıyor. Mevcut statükonun devam etmesi için AB ile İngiltere arasında uzlaşıya varılırsa, o zaman İngiltere sadece "isim" olarak AB'den çıkmış olabilir.

"Brexit"in fikir babası Boris Johnson da dün İngiliz The Telegraph gazetesine yazdığı makalede benzer görüşleri dile getirdi.

DÖRDÜNCÜ SEÇENEK: DEVAM ETSİN AMA AB İSMİ OLMASIN

Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması için acelesi olmadığını savunan Johnson, "Britanya halkı AB'ye gidip seyahat edebilecek, okuyabilecek, çalışabilecek, ev satın alabilecek ve yerleşebilecek" görüşünü savundu.

"Brexit'ten çıkış için bu seçenek için de Norveç örneği veriliyor. Norveç AB üyesi olmamasına rağmen ortak pazarda ve "açık sınır" siyaseti izliyor.