Türkiye karşıtı General "Halife" Hafter kimdir?
Libya'da Muammer Kaddafi'nin devrilmesi ve öldürülmesinden sonra ortaya çıkan kaosta iktidar mücadelesi yaşanıyor. Türkiye karşıtı General Halife Hafter ülkenin doğusunu kontrol altında tutuyor. Ülkenin batısında ise BM destekli güçler var. Kim nereyi kontrol ediyor? General Hafter'i kim destekliyor? Hafter kimdir ve Libya siyasetinde nasıl söz sahibi oldu?
Libya "Ulusal Ordusu" Komutanı Halife Hafter Libya’nın İtalya sömürgesi olduğu dönemde, 1943 yılında Bingazi’nin güneyindeki Ecdebiye kasabasında dünyaya geldi. Bölgenin en büyük aşireti olan El-Farjani’ye mensup olan ailesi Hafter’i 16 yaşındayken Bingazi’deki Kraliyet Askeri Koleji’ne kaydetti. Mezuniyetinden sonra Sovyetler Birliği’nde topçu ihtisas eğitimi aldı. Burada ayrıca Harp Akademisi’ni bitirdi. “Kurmay” olarak ülkesine dönünce, Mısır’da “askeri ataşe” olarak görevlendirildi.
1969’da Kral İdris yönetiminin devrilmesi için Albay Muammer Kaddafi’nin darbesine destek verdi. Darbe başarılı olunca Kaddafi yönetiminde ordu içerisinde hızla yükseldi. Hafter bu dönemde kendisini “Laik ve Nasırcı” olarak tanımlıyordu. Libya Devrim Komuta Konseyi’ne seçilen Hafter, daha sonra Kaddafi tarafından genelkurmay başkanlığına atandı.
1980'lerin başında Çad ile Libya arasında yaşanan savaşta orduyu yönlendiren kişi oydu. Ancak cephe savaşı sırasında 1987’de Halife Hafter, 700 kadar askeriyle birlikte Çad ordusu tarafından yakalandı ve esir alındı. Bu dönemde Kaddafi Çad ile bir ateşkes anlaşması imzalamıştı. Bunu ihlal ettiği gerekçesiyle Hafter’in geri verilmesi konusunda “istekli olmadığını” açıkladı. Kaddafi’nin Hafter’i reddetmesinin sebebi, ileride karşısına muhalif bir güç olarak çıkma ihtimaliydi.
KADDAFİ'Yİ KARŞI CIA DESTEKLİ DARBE GİRİŞİMİ
Hafter bu gelişme üzerine ABD’nin organize ettiği bir operasyon ile Zaire’ye geçip Kaddafi’ye karşı muhalefet hareketi başlattı. “Libya’nın Özgürlüğü İçin Ulusal Cephe” adını taşıyan bir örgüt kurdu. 1990’da beraberindeki 300 askeriyle birlikte ABD’ye iltica talebinde bulundu. Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA tarafından uzun yıllar korundu ve desteklendi. Nihayet, 1999’da Kaddafi’ye karşı CIA destekli bir darbe girişiminde bulundu.
Libya’nın doğusunda “fiili yönetim” kurmuş olsa da, başarısızlığı üzerine 2007’de ABD’ye döndü ve Washington’ın dış mahallelerinden birinde satın aldığı eve yerleşti. Uzun süre burada yaşadı, ta ki 2011’de Kaddafi iç savaş sırasında öldürülünceye kadar.
Kaddafi’nin ölümünden hemen sonra Libya’daki geçici yönetime girmek üzere Bingazi’ye geldi. Bu hükümette Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev aldı, ama hükümet lideri Abdülfettah Yunus’un bir suikast sonucu öldürülmesinden hemen sonra ülkeyi terketti.
Gelişmeleri ABD’nden takip etti. 2012 yılında yaklaşık 150 Libyalı üst düzey komutan, Halife Hafter komutasında bir genelkurmay başkanlığı kurulmasını teklif etti. Ancak siyasiler, Hafter’in ülkede yeni bir diktatörlük kurma hevesi içinde olduğu gerekçesiyle bu teklifi kabul etmedi.
Bu dönemde Libya’da “CIA ajanı” olarak tanımlanan Hafter, 2014’te yeniden sahneye çıktı. Televizyondan okuduğu bildiride, Libya’nın siyasi geleceğine ilişkin yeni bir yol haritası açıkladı, ve askeri vesayet kurulmasını önerdi.
TOBRUK'TA KENDİ HÜKÜMET VE MECLİSİ'Nİ KURDU
Önerileri kabul edilmeyince Tobruk’ta kendi hükümetini ve meclisini kurarak Trablus’taki BM tarafından tanınmış Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı savaşmaya başladı. Çevresindeki aşiretlerden topladığı 60 bin kadar askerle Fizan bölgesini ele geçirdi.
Son 4 yılda Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın etkin desteğini aldı. ABD Başkanı Donald Trump da, özellikle DAEŞ’e karşı başlattığı saldırılarda, kendisini destekleyen açıklamalarda bulundu. Rusya da, Hafter’i, Libya’daki aşırılığa karşı tek gerçekçi siper olarak gördüğünü”, belirtti. Fransa ise, Hafter’in Libya’nın geleceğini inşa etmede önemli bir rol üstleneceğini savunuyor.
2015: HAFTER'İN DARBESİ TARAFTAR TOPLUYOR
Ülkede Tobruk'ta Temsilciler Meclisi ve başkent Trablus'ta Milli Genel Kongre olmak üzere iki meclis ortaya çıktı.
2011'deki devrim sırasında ülkenin doğusunda savaşan silahlı gruplardan destek alan Hafter, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi tarafından Şubat 2015'te "orgeneral" rütbesine yükseltilerek "Libya Ulusal Ordusu" isimli silahlı grubun başına "Başkomutan" olarak atandı.
Hafter, bölgedeki devrim karşıtı grupların arkasında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır gibi ülkelerce güçlü şekilde desteklendi.
2016: PETROL YATAKLARINA SALDIRI
Birleşmiş Milletler'in (BM) girişimleriyle, 2016'da Fas'ın Suheyrat kentinde varılan "Libya Siyasi Anlaşması" uyarınca kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi, uluslararası toplum tarafından Libya'nın tek meşru temsilcisi olarak tanındı.
UMH Başkanlık Konseyi'nin sunduğu hükümet listeleri General Hafter'in baskıları nedeniyle Tobruk'taki Temsilciler Meclisi'nde onaylanamadı ve süreç tıkandı.
Hafter, o dönem Tunus'ta bulunan UMH Başkanlık Konseyi mensuplarının Libya topraklarına girişini zorlaştırmakla kalmadı, ülke ekonomisinin can damarı olan ve UMH kontrolünde bulunan Petrol Hilali bölgesine saldırı başlattı. Hafter'in Petrol Hilali saldırıları, aynı zamanda Libya'nın temel ekonomik girdisi olan petrol üretimine de büyük sekte vurdu.
Libya Denetim Bürosu'nun paylaştığı rakamlara göre, Libya 2013-2016 yıllarında petrol üretiminde 106 milyar dolar değerinde kayba uğradı.
2017: HAFTER, UZLAŞMAYI KABUL EDİYOR
Hafter, baskılar sonucu 2017 yazında Fransa'nın başkenti Paris'te, UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac ile kameralar karşısına geçti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un girişimiyle Paris yakınlarında bir araya gelen Hafter ve Serrac, ateşkes ilan edilmesi ve 2018'de seçimlerin yapılması konularında anlaşma sağlandığını bildirdi.
Ancak Hafter tarafı anlaşmanın hayata geçirilmesi için silahlarını bırakmadan başkente girme şartını ortaya koydu.
ŞUBAT'TA ANLAŞMA, NİSAN'DA BAŞKENTE SALDIRI
Takvimler Şubat 2019'u gösterdiğinde, Libya'nın uluslararası tanınırlığa sahip tek yasal temsilcisi UMH Başbakanı Serrac ile ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Hafter’in, BM ara buluculuğunda BAE'nin başkenti Abu Dabi'de gerçekleştirdikleri görüşmeler neticesinde "geçiş döneminin yıl sonunda yapılacak seçimlerle tamamlanması konusunda anlaştıkları" duyuruldu.
BM Libya Özel Temsilciliği'nin Libya'daki anlaşmazlığın çözümü için ortaya koyduğu uluslararası yol haritasının bir parçası olarak ülkedeki tüm aktörlerin katılımıyla 14-16 Nisan'da Gadamis kentinde "Ulusal Diyalog Konferansı" düzenlenmesi bekleniyordu.
Ancak, söz konusu konferansa günler kala, General Hafter, Libya'daki tüm diplomatik temsilcilikler ile bağımsız devlet kurumlarının bulunduğu ve ülke nüfusunun üçte ikisine ev sahipliği yapması sebebiyle muhtemel bir seçimde kritik önem taşıyan başkent Trablus'u ele geçirmek için 4 Nisan'da saldırı başlattı.
Hafter, Trablus'u 48 saat içinde ele geçireceği iddiasıyla başlattığı saldırıların ilk günlerinde başkent çevresindeki birçok noktada kontrolü sağlasa da UMH'nin direnişi sebebiyle Trablus rüyasını gerçekleştiremedi.
Libya'da Hafter’in saldırılarını başlattığı 4 Nisan’dan bugüne kadar 200'den fazlası sivil olmak üzere 1500'e yakın insan hayatını kaybetti, yaklaşık 300 bin Libyalı ise ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.
TRABLUS'TAKİ MEŞRU YÖNETİMİ DEVİRME GİRİŞİMİ
Bu yıl 4 Nisan’da Trablus’taki meşru yönetimi devirmek üzere harekete geçen Halife Hafter, BM’nin kınamasıyla karşılaşsa da bu saldırıyı sürdürmekte kararlı görünüyor. Ancak Hafter güçleri Tarblus harekatında bekledikleri başarıyı elde edemedi. Yenilgisiyle ilgili olarak Hafter yönetimi, meşru yönetimi destekleyen ülkeleri suçluyor. Bunlar arasında Türkiye de bulunuyor.
- Etiketler :
- Haberler -
- Türkiye
- Dünya
- Libya
- ABD
- Rusya
- Afrika