Balkanlar'da bitmeyen hesaplaşma: Kosova'da neler oluyor?

Geçen yıl “plaka krizi” patlak verdi. Üzerine “seçim krizi” geldi. Avrupa’nın en genç ülkesi Kosova, bağımsızlığının 15. yılında dünyanın gündemine oturdu. Krizler yeni değil ama giderek sıklaşıyor. Bölgesel çatışma ihtimali artıyor.

Balkanlar'da bitmeyen hesaplaşma: Kosova'da neler oluyor?
Balkanlar'da bitmeyen hesaplaşma: Kosova'da neler oluyor? - 1

Aslında art arda gelen krizler bir bütün. 15 yıldır çözülemeyen soruna işaret ediyor. Sorun, ’nın egemenlik sorunu. ’da büyük ölçüde Belgrad’a bağlılık gösteren 120 bin Sırp azınlık yaşıyor. Sırplar, Kosova devletini ve hükümetin otoritesini tanımıyor. Kosova 15 yıldır topraklarının tamamında egemenliğini sağlamak için çabalıyor.

ÜLKE KÜÇÜK, SORUN BÜYÜK

Yaklaşık 11 bin kilometrekarelik küçük bir ülke olan Kosova’da 1 milyon 800 bin kişi yaşıyor. Ülkenin yüzde 92’si Arnavut. Sırplar nüfusun yüzde 6’sını oluşturuyor. Geri kalanı Boşnaklar, Goralılar, Türkler ve Romanlar.

Sırp azınlığın yaklaşık yarısı, Sırbistan sınırında, ülkenin kuzeyindeki Mitroviça ve çevresinde yaşıyor. Sırplar, Mitroviça, Leposaviç, Zveçan ve Zubin Potok’ta nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. Priştina’nın otoritesine en güçlü direniş bu dört yerleşim yerinde görülüyor. Kosova polisinin bölgeye her müdahalesi gerilim yaratıyor, çatışma çıkıyor.

“Seçim krizi” ya da “plaka krizi”, Kosova’nın egemenliğiyle ilgili 15 yıldır süren çatışmanın sadece son halkasını oluşturuyor.

“Plaka krizi”yle başlayalım.

DEVLET DEĞİŞTİ PLAKALAR DEĞİŞMEDİ

Kosova’nın bağımsızlık ilanının üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen Kosovalı Sırplar hala Sırbistan plakaları kullanıyor. Geçen yıl hükümet, Kosova plakası kullanımını zorunlu hale getirme kararı aldı. Değişim için süre tanıdı. Karar, Kosova’nın kuzeyinden büyük direnişle karşılandı.

Seçim krizinin temeli de aslında o günlerde atıldı. Kuzeydeki belediyelerin Sırp başkanları, bölgede görev yapan yargıçlar ve polis teşkilatında görevli 600 kadar Sırp kökenli polis memuru plaka değişimini protesto etmek için Kasım’da istifa etti. Nisan’daki yerel seçim Kasım’da boşalan belediye başkanlıkları için yapıldı.

Sırp polis memurları istifa edince Kosova hükümeti bölgeye Arnavut polis memurları gönderdi. Bölgeden polislere ateş açıldığına dair haberler gelmeye başladı. Kasım’da istifa eden Sırp polis memurlarından biri Kosova polisine saldırılardan sorumlu tutularak gözaltına alınınca kriz büyüdü.

10 Aralık’ta Kosovalı Sırplar kuzeyde yollara barikatlar kurdu. Kosova’dan Sırbistan’a giden yollar kapatıldı. Zaman zaman Sırplarla Kosova polisinin karşılıklı ateş açtığı olaylar yaşandı.

Çatışmanın eşiğine gelen bölgede tansiyonu düşürmek için Birliği devreye girdi. Plaka değişimi için tanınan süre uzatıldı. Yani kriz aslında çözülmedi, 2023 sonuna ertelendi. Amaç, kapsamlı çözüm için zaman kazanmaktı.

SEÇİM VE BOYKOT…

Avrupa Birliği çözüm için bastırırken bu kez “seçim krizi” patlak verdi. Kosova hükümeti ülkenin kuzeyindeki dört belediye için Nisan’da yerel seçime gitti. Seçim, Sırpların çoğunlukta olduğu Mitroviça, Leposaviç, Zveçan ve Zubin Potok’un, Kasım’da istifa eden belediye başkanlarının yerine yenilerini seçmek için yapıldı.

Sırbistan Devlet Başkanı Aleksander Vuçiç, Kosovalı Sırplara boykot çağrısı yaptı. Bölgenin en büyük siyasi partisi “Sırp Listesi” de Kosovalı Sırplardan aday olmamalarını ve oy vermemelerini istedi. Siyasilerin boykot çağrısı halkta karşılık buldu. Kosovalı Sırplar aday çıkarmadı. Seçime sadece Arnavut adaylar katıldı.

Saldırı endişesiyle okullara sandık kurulamadı. NATO Barış Gücü askerlerinin korumasında gezici sandıklarla seçim yapıldı. Dört yerleşim yerinde toplam 1567 kişi oy kullandı. Katılım oranı yüzde 4’ün altında kaldı. Belediyeler Arnavutlara geçti.

Ancak düşük katılım oranı seçimin meşruiyetini tartışmalı hale getirdi. Öyle ki dört belediyeden biri olan Zveçan'da Arnavut aday 100’ün biraz üzerinde oy aldı. 16 binden fazla Sırp ve yaklaşık 500 Arnavut'un yaşadığı yere Belediye Başkanı seçildi.

Asıl gürültü ise yeni belediye başkanları göreve başlarken koptu. Sırplar, başkanların işbaşı yapmasını engellemek için sokağa çıktı. Başkanlar, belediye binalarına NATO Barış Gücü KFOR askerlerinin korumasında gitti. NATO askerleri, Arnavut Başkanları Sırp protestoculardan korumak için belediye binalarının çevresine etten duvar ördü.

Zveçan’da protestocular binaya girmek için barış gücü askerlerine saldırdı, çatışma çıktı. Molotof kokteyllerinin atıldığı olaylar sırasında, çoğu İtalyan ve Macar 30’dan fazla NATO askeri ve 52 Sırp protestocu yaralandı.

KOSOVA BAĞIMSIZ AMA…

Kosovalı Sırpların Priştina’dan çok Belgrad’a bağlılık duyduğunu söyledik. Kuzeyde Sırpların çoğunlukta olduğu bölge Sırbistan’ın parçası gibi yaşamaya devam ediyor. Mitroviça, Leposaviç, Zveçan ve Zubin Potok’ta Sırbistan bayrakları dalgalanıyor, Sırbistan para birimi kullanılıyor.

Bağımsızlığı “asla tanımayacağını ilan eden” Sırbistan da Kosova’yı hala kendi topraklarının parçası olarak görüyor. Anayasasında Kosova’nın Sırbistan’ın ayrılmaz parçası olduğu yazıyor. Sırbistan, Kosovalı Sırplara hatırı sayılır mali ve siyasi destek sağlıyor. Eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerini, büyük altyapı projelerini finanse ediyor. Belediye çalışanları, memurlar, öğretmenler, doktorlar maaşını Belgrad’dan alıyor.

Kosovalı Sırplar, Sırbistan bütçesinden pay alıyor, hem Kosova’nın hem Sırbistan’ın sağlık sistemini kullanıyor. Ama ne Belgrad’a ne Priştina’ya vergi ödüyor.

Sırp azınlık açısından yeni devlete tamamen bağlanmanın siyasi olduğu kadar ekonomik sonuçları da var. Kosovalı Sırplar, Sırbistan’ın ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkını kaybedip Kosova’nın özel sağlık sistemine mecbur kalmak istemiyor. Emekli maaşlarının düşmesinden de endişe ediyorlar. Ortalama emekli maaşı Sırbistan’da 270, Kosova’da 100 euro.

SADECE EGEMENLİK DEĞİL TANINMA SORUNU DA VAR

Kosova, ABD’nin desteğiyle 17 Şubat 2008’de Sırbistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan etti. Birlemiş Milletler üyesi 193 ülkeden 100’den fazlası yeni devleti tanıdı. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, AB’nin 27 üyesinden 22’si ve Türkiye bu ülkelerin başında geliyor. Kosova’yı tanıyan ülkelere son olarak İsrail de katıldı. Kosova, Bankası, IMF, Olimpiyat Komitesi, FİFA ve UEFA’ya üye oldu. Ancak Rusya ve Çin ve tabii Sırbistan Kosova’nın bağımsızlığını tanımıyor. Moskova ve Pekin’in tanımaması, Kosova’nın BM üyeliğini engelliyor.

PEKİ 15 YILLIK SORUN NEDEN GÜNDEMDE?

Amerika Birleşik Devletleri’nin Kosova’ya desteğine karşı Sırbistan’ın arkasında duran Rusya’nın geçen yıl Ukrayna’ya açtığı savaşın Balkanlar’a yansıyan sonuçları oldu. Kosova onlardan biri. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı Sırbistan’ın Kosova’ya saldırısı endişelerini de beraberinde getirdi. Avrupa Birliği, Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla Avrupa’da bir başka çatışma ihtimalini ortadan kaldırmak için Belgrad ve Priştina üzerindeki çözüm baskısını artırdı. Ancak ortada 10 yıldır ilerletilemeyen çözüm süreci var.

BİR ARPA BOYU YOL…

Uluslararası Adalet Divanı 2010’da Kosova’nın bağımsızlık ilanının uluslararası hukuka aykırı olmadığı yönünde tavsiye kararı aldı. 2011’de Avrupa Birliği’nin arabululuğunda Kosova ile Sırbistan arasında ilişkileri normalleştirme için müzakere süreci başlatıldı. Taraflar 2013’te Brüksel Anlaşması’na imza attı.

Kosova, Brüksel Anlaşması’yla Sırplara yarı ya da kısmi özerklik tanımayı kabul etti. Anlaşmaya göre Sırplar, ülkenin kuzeyinde özerk belediyeler kuracaktı. Bu belediyeler Kosova hukuk sistemine tabi olacak, Kosova polisi bölgedeki tek kolluk kuvveti olarak kalacaktı. Kosova Yüksek Mahkemesi anlaşmayı kısmen anayasaya aykırı buldu. Belediyelerin özerkliği hayata geçirilemedi. Brüksel Anlaşması’nın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen çözüm yolunda ilerleme kaydedilemedi.

TANINMA KARŞILIĞINDA ÖZERKLİK

ABD ve AB, bir yıl önce taraflara 11 maddelik normalleşme planı sundu. Plan, geçmiş anlaşmaların hayata geçirilmeni öngörüyor. Bunlar arasında Sırpların çoğunlukta olduğu 10 belediyenin bir dernek çatısı altında toplanması da var. Karşılığında Sırbistan, Kosova’nın Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası örgütlere üyeliğine karşı lobi faaliyeti yürütmeye son verecek. İki ülke, krizlerin çözümünü kolaylaştırmak için birbirlerinin başkentinde temsilcilik açacak.

Kosova hükümeti, “Sırp Belediyeler Birliği”nin Belgrad tarafından kontrol edilecek “paralel hükümet”, “devlet içinde devlet” ya da “mini devlet” yaratacağını savunuyor. Kosova’yı etnik hatlar üzerinden fiilen böleceği gerekçesiyle karşı çıkıyor. Bosna-Hersek’teki Sırp Cumhuriyeti örnek gösteriliyor.

Kosova için kurumlarının etkin şekilde çalıştığı ve toprakları üzerinde tam egemenliği olan bir devlet inşa etmek hayati önem taşıyor. Tam egemenlik olmadan başka hiçbir konuda anlaşmaya yanaşmıyor. Sırbistan açısından Priştina’ya böyle bir egemenlik sağlamak Kosova’nın bağımsızlığını tanımak anlamına geliyor. Sırplar Kosova’nın bağımsızlık ilanının yasadışı olduğunda ısrar ediyor.

AB ÜYELİK PERSPEKTİFİYLE SORUNA ÇÖZÜM ARIYOR

Plaka krizinin hemen ardından ABD ve AB taraflara, 11 maddelik planı kabul etmeleri için baskı yapmaya başladı. Brüksel Mart’ta tarafların ilişkileri normalleştirmek için anlaştığını duyurdu. Ancak Belgrad da Priştina da metin imzalamadı. Ülkenin kuzeyindeki dört belediye için düzenlenen yerel seçim hemen ardından geldi. Kosova Batı’nın aksi yönde çağrılarına rağmen seçime gitti. ABD ve AB şimdi seçimin yenilenmesi için bastırıyor.

Sırbistan 2012’de, Kosova 2022’de Avrupa Birliği’ne adaylık başvurusu yaptı. Her iki ülkenin de üyelik için önlerinde onyıllar var ama Brüksel’in uzattığı havuç olarak orada duruyor. Sopa ise Avrupa kurumlarından dışlanmak.

Taraflar Avrupa ile entegrasyon perspektifi ile masada tutuluyor ama ilerleme sağlanamıyor. Sadece Kosovalı Sırplar arasında değil her iki ülkede de aşırı milliyetçiler güçlü. Hem Sırbistan hem Kosova parlamentosu konu gündeme geldiğinde sık sık kavgalara sahne oluyor. Mikro milliyetçiliklerin çatıştığı bir coğrafyada çözüm kolay görünmüyor.

Sayfa Yükleniyor...