Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet gazetesindeki yazısında, "Hayatımıza ve kültürümüze değer katan herkesi yaşarken de sık sık baş tacı yapmayı bilelim" diyerek Star TV ekranlarında geçtiğimiz cuma günü yayınlanmaya başlayan İbo Show programıyla ekranlara geri dönen ünlü ses sanatçısı İbrahim Tatlıses'i görünce mutluluk yaşadığını ifade etti.
Müftüoğlu, İbrahim Tatlıses'i ekranlarda görünce “Nihayet!” deyip sevindiğini, “Biz de bu işi yapmaya başlamışız!” dediğin yazdı.
Müftüoğlu, İbrahim Tatlıses'i ekranlarda görünce “Nihayet!” deyip sevindiğini, “Biz de bu işi yapmaya başlamışız!” dediğin yazdı.
MÜFTÜOĞLU'NUN YAZISI: HOŞUMA GİTTİ İBO SHOW’LAR ÇOĞALMALI
Azerbaycan’ın rahmetli cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in sağlığı ile ilgilendiğim dönemde, Azerbaycan’ı sık sık ziyaret etme fırsatı yakaladım. Bu ziyaretlerimde Azerbaycan kültürünün en çok sevdiğim ve imrendiğim, “Bizde de neden böyle değil?” diye sorup da yanıtını bir türlü veremediğim özelliklerinden biri de şuydu: “Neden biz de Azerbaycanlı kardeşlerimiz gibi herhangi bir alanda öne çıkan, ülke çağında hizmet üreten, sanata bilime yön ve yol gösteren, neticede şu veya bu nedenle toplum tarafından takdir edilip sevilen insanları hayattayken; yani yaşarken de övmeyi bilmiyoruz?” Bitmedi! “Neden biz de onları doğum günlerinde kutlamayı, yaşlılıkları ya da hastalıklarında daha sık onların yanında olmayı beceremiyoruz?” Geçen hafta televizyonda İBO SHOW programını izlerken işte tam da bu duygularla “Oh be!” dedim, “Nihayet!” deyip sevindim, “Bizde bu işi yapmaya başlamışız!” diyerek yüreklendim. Netice şudur: Gelin biz de Azeri kardeşlerimizi örnek alalım. Yazarlarımızı, şairlerimizi, ses sanatçılarımızı, oyuncularımızı, bilim insanlarımızı, çalışanlarımızı kısacası hayatımıza ve kültürümüze değer katan herkesi yaşarken de sık sık baş tacı yapmayı bilelim.
Azerbaycan’ın rahmetli cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in sağlığı ile ilgilendiğim dönemde, Azerbaycan’ı sık sık ziyaret etme fırsatı yakaladım. Bu ziyaretlerimde Azerbaycan kültürünün en çok sevdiğim ve imrendiğim, “Bizde de neden böyle değil?” diye sorup da yanıtını bir türlü veremediğim özelliklerinden biri de şuydu: “Neden biz de Azerbaycanlı kardeşlerimiz gibi herhangi bir alanda öne çıkan, ülke çağında hizmet üreten, sanata bilime yön ve yol gösteren, neticede şu veya bu nedenle toplum tarafından takdir edilip sevilen insanları hayattayken; yani yaşarken de övmeyi bilmiyoruz?” Bitmedi! “Neden biz de onları doğum günlerinde kutlamayı, yaşlılıkları ya da hastalıklarında daha sık onların yanında olmayı beceremiyoruz?” Geçen hafta televizyonda İBO SHOW programını izlerken işte tam da bu duygularla “Oh be!” dedim, “Nihayet!” deyip sevindim, “Bizde bu işi yapmaya başlamışız!” diyerek yüreklendim. Netice şudur: Gelin biz de Azeri kardeşlerimizi örnek alalım. Yazarlarımızı, şairlerimizi, ses sanatçılarımızı, oyuncularımızı, bilim insanlarımızı, çalışanlarımızı kısacası hayatımıza ve kültürümüze değer katan herkesi yaşarken de sık sık baş tacı yapmayı bilelim.