Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün | Hemşireden "SGK'dan para alma" itirafı

Para kazanma uğruna bebeklerin yoğun bakımda ölümlerine neden olmakla suçlanan Yenidoğan Çetesi davasının ikinci gününde sanıklar savunmalarına devam etti. Duruşmada savunma yapan tutuklu hemşire Hasan Basri Gök, bütün hemşirelere epikrizlere yardım ettikleri için para verildiğini itiraf etti. Gök, "Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu." dedi. Tutuklu hemşire Deniz Korkmaz ise hem hastaneden hem de Fırat Sarı'dan para aldığını söyledi. "Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir." cümlesi sorulan Korkmaz, bu sözlerin Kurtlar Vadisi isimli dizinin repliği olduğunu o yüzden söylediğini savundu. Hemşire Hüseyin Günerhan da artan doz ilaçları, ödemenin karşılamadığı yabancı hastalar için biriktirdiklerini itiraf etti. Duruşmadan notları Melike Şahin ve Osman Terkan aktardı.

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün | Hemşireden "SGK'dan para alma" itirafı

18.50

Duruşma sona erdi. 

Bugün yapılan duruşma hemşire olarak görev yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök'ün savunmasıyla başladı. Gök'ten sonra tutuklu hemşire Deniz Korkmaz savunmasını yaptı. Ambulans şoförü tutuklu sanık Hüseyin Gündüz'ün savunmasının ardından duruşma yarın sabah saat 09.30'a ertelendi.

18.10

Sanık Fehmi Alperen, Hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nın hastaları taburcu etmeyip SGK'dan daha fazla alınmasını sağladığını ve bunu kendisinin söylediği ifade etti.

18.03

Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’den para almadığını belirten Fehmi Alperen, "Ben sadece Gıyasettin Mert Özdemir'e 4 saatir bekleyen bir hastayı söyledim. Maddi kazancım olmadı" diye konuştu.

17.45

Duruşmaya verilen aranına ardından Fehmi Alperen'in savunması başladı.

İBB'de hızır acil biriminde çalıştığını ifade eden Alperen, "Çalıştığım birimde bebek sevki yapılmıyor, yetişkin var. Soruşturma kapsamındaki hiçbir hastaneye hasta sevki yapmadım. SGK ile para alışverişi yapmadım. Yenidoğan alanı içinde herhangi bir çalışmam olmamıştır. Atılı suçun unsurları tarafımdan gerçekleştirilmemiştir" dedi. 

17.20

Duruşmaya 15 dakika ara verildi.

17.00

Ambulans şoförü Hüseyin Gündüz'ün savunması başladı. 

16.44

Hemşire Hüseyin Günerhan'a, Sağlık Bakanlığı denetimleriyle ilgili bir soru soruldu. Sağlık Bakanlığı avukatı, sorunun sorulmasına itiraz etti. Mahkeme Başkanı, bu kez sorunun sorulmasına karar verdi. Hemşire Günerhan, "Alt hizmet alınır ama bunun sorumlusu hastanedir." dedi. Çete yöneticilerinden Dr. İlker Gönen'in avukatı ise soru için söz aldığında Sağlık Bakanlığı avukatının itirazında haklı olduğunu söyledi.

16.20 - "EVRAKTA SAHTECİLİK YAPMADIM, DEVLETİ DOLANDIRMADIM"

Hemşire Hüseyin Günerhan, hastanede nöbetçi yenidoğan yoğun bakım uzmanı bulunmuyorsa bunun sorumlusunun başhekim olduğunu savundu. Günerhan, evrakta sahtecilik yapmadığını, devleti dolandırmadığını ve kendini doktor olarak tanıtmadığını da iddia etti.

16.17

Savcılık ifadesini değiştirildiğini iddia ederek reddeden Hüseyin Günerhan, "Buradaki ifadem geçerli." dedi.

16.10 - "ÖRGÜT ÜYESİ DEĞİLİM, EPİKRİZ YAZMADIM"

Örgüt üyesi olmadığını savunan Hüseyin Günerhan, "İhmalden kaynaklı cinayetten suçlandım. Herkes Metris'te yatarken ben Silivri'de yattım. Annemden babamdan çok hastaları gördüm ama cinayetten yargılandım. 2 ay sonra ifadeye çağrıldığımda cinayetle suçlandığım söylediğinde savcı bana 'Pardon.' dedi. Ben öldürülmüş olsaydım 'Pardon' mu diyeceklerdi?" şeklinde konuştu.

"Kesinlikle epikriz yazmadım." diyen Günerhan, hiçbir dosyada sahtekarlık yapmadığını da iddia etti. Hüseyin Günerhan "Güney Hastanesi'ndeki hasta dosyalarına bakabilirsiniz. Yazı ve imza karşılaştırılması yapılsın. Tapelerde 'Hüseyin ilaç sattığımızı öğrenirse bizi patlatır.' diyorlar. Buna rağmen ben ilaç satışıyla suçlanıyorum." dedi.

16.00

Güney Hastanesi'nde "SGK'ya fatura edilmeyen bir ilaç niye kullanıldı?" diye hırsızlıkla suçlandığı iddia edilen Hüseyin Günerhan, "Ben karşılıklı anlaşıp tazminatımı alıp işten ayrıldım." dedi.

15.54 "İLAÇ SATIŞI YAPMADIM"

Kendisinin ilaç satışı yapmadığını iddia eden Hüseyin Günerhan, savunmasına şöyle devam etti:

"Biz artan doz ilaçları ödemenin karşılamadığı hastalar için yabancı hastalar için biriktiriyoruz. Diğer hastanelere veriyorduk ihtiyaçları olduğunda kullanıyorlardı, benim ihtiyacım olduğunda ben kullanıyordum."

15.47 - "BÖYLE BİR ÖRGÜT OLDUĞUNA İNANMIYORUM"

Hemşire Hüseyin Günerhan'ın savunması başladı. Günerhan, "Suçlamaları reddediyorum. Böyle bir örgüt olduğuna inanmıyorum." ifadesini kullandı. Reyap Hastanesi'nde çalıştığı dönemde Fırat Sarı ile tanıştığını iddia eden Günerhan, "Ağabeyim de Reyap Acil'de çalışıyordu. Reyap'ta nöbet tutarak çalışmaya başladım. Burada kimseyi korumak için konuşmayacağım, doğruları söyleyeceğim." dedi.

15.37 - "NE YAPALIM, TAŞ MI YİYELİM?"

İlker Gönen'in avukatı Deniz Korkmaz'a "İsmin neden Deniz? İbrahim Kaypakkaya'yı sever misin?" diye sordu. Sanık avukatı itiraz etti. Mahkeme Başkanı, soruyu sordurmadı. Deniz Korkmaz, Reyap Hastanesi'nin avukatının "Niye şikayet ettiğin hastaneye iş başvurusunda bulundun?" sorusuna "Ne yapalım, taş mı yiyelim?" yanıtını verdi.

15.26 - "HEM HASTANEDEN HEM FIRAT SARI'DAN PARA ALDIM"

Renas Kılıç'ın erişkin yoğun bakımı doldurmakla görevli olduğunu iddia eden hemşire Deniz Korkmaz, "Yoğun bakımlardaki malzemeleri bile kilitleyen bir insan ki daha az kullanılsın ki daha fazla para kazansın. Benim şikayet etme nedenim bu hastanelerin hastalara para muamelesi yapması.Hiçbir pişmanlığım yok, vicdani hiçbir sorumluluğum yok. Cana kastedecek hiçbir şey yapmadım, zaten bana böyle bir suçlama da yok." dedi. Deniz Korkmaz, hem hastaneden hem de Fırat Sarı'dan para aldığını da söyledi.

15.11 - "HASTANELER, HASTALARI PARA OLARAK GÖRÜYORDU"

Deniz Korkmaz "GMZ, Fırat Sarı'nın bana kurdurttuğu bir şirket. Sarı 'Sen de şirket sahibi olursun.' dedi ben de kabul ettim maalesef. Sağlık ve turizm şirketiydi. Sümeyye Nur Arslan ilgileniyordu. Şirketle ilgili Hasan Basri Gök'e vekalet vermiştim." dedi. Hastanelerin, hastaları para olarak gördüğünü söyleyen Korkmaz, "Böyle kabul edilen hastanelerde bunların olması kaçınılmazdı." diye konuştu.

14.57 - KURTLAR VADİSİ REPLİĞİ İLE SAVUNMA

"Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir." cümlesi sorulan Deniz Korkmaz, bu sözlerin Kurtlar Vadisi isimli dizinin repliği olduğunu o yüzden söylediğini savundu.

14.51

Duruşma tekrar başladı, hemşire Deniz Korkmaz savunma yapıyor. Korkmaz da, olayı CİMER'e şikayet ettiğini iddia ederek söz konusu belgeyi Mahkeme Başkanı'na sundu.

13.51

Duruşmaya 30 dakika ara verildi.

13.42

Hasan Basri Gök de, iddiaya göre usulsüzlüklerle ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) başvurmuş. Duruşma, avukatların sorularıyla devam ediyor. Gök'e yöneltilen "112'nin sevklerde parmağı var mı?" sorusuna Sağlık Bakanlığı avukatı itiraz etti. Mahkeme Başkanı, bakanlık avukatının sorunun sorulmaması yönündeki itirazını kabul etti, soru sorulmadı.

12.36

Sanık avukatı, dinlemelerin usulsüz olduğunu iddia ederek müşteki avukatının bu konuda soru soramayacağını söyledi. Mahkeme Başkanı, sorunun sorulmasına karar verdi.

12.30

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile eşi doktor Sare Davutoğlu da duruşma salonuna geldi. Dünkü duruşmada çıkan gerginlik üzerine Gelecek Partisi'nin avukatı salondan çıkarılmıştı. Kadın Doğum Uzmanı olan Sare Davutoğlu, yıllar önce kendisine bir ihbar yapıldığını ve bu nedenle davaya katılmak istediğini söylemişti.

12.15 - "TÜM HEMŞİRELER BİLİYORDU"

Hasan Basri Gök, tüm hemşirelerin yaşananları bildiğini itiraf ederek "Ama ne kadar içindeler bilmiyorum. Sümeyye Nur Arslan'ın dosyada usulsüzlük yaptığını görmüşümdür. Doktor Şeyhmus Çelik hep erken çıkar. Hastane yönetimi bilir bir şey demez Doğukan aşağıda olduğu için." diye konuştu.

12.05

Serdar Yüksel'in bebek sevki yapıp karşılığında para aldığını savunan Gök, "Fırat Sarı parayı yollamamı söyledi yolladım." dedi.

11.50

"Bebeği öldür" diyaloğu sorulan hemşire Hasan Basri Gök, "Çirkin bir cümle. Bebeğin sürekli kalbi durup geri getiriliyordu o yüzden. Sağlam bebeğin sevki mümkün değil. Çok uzun süre bekletildiği için akciğerleri de kötüleşiyordu. Entübe edip gönderiliyordu." şeklinde konuştu.

11.45

Duruşmayı takip eden İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği de iddianamede adı geçen doktorlar hakkında soruşturma başlattı.

11.42

Hemşire Hasan Basri Gök, savunmasında hastane ortalamasında aylık 85-90 entübenin dikkat çektiğini iddia ederek "Fırat Sarı bazı hastaların basamak oranlarını düşürmemizi istedi." ifadesini kullandı.

11.25 - "DOLAPTA OLAN FAZLA İLAÇLARI 3-4 KEZ SATTIK"

Hasan Basri Gök, kimsenin hayrına bir şey yapmadığını savundu. Karşı taraftan gelen notlara göre epikrizleri yazdıklarını iddia eden Hasan Basri Gök, "SGK'dan para almak için hastaları daha uzun yatırıyorlardı. Dolapta olan fazla ilaçları 3-4 kez sattık. Birini gizli sattık, diğerlerini Fırat Sarı'ya verdik. Hakan Doğukan Taşçı ile birlikte toplam 30-40 bin lira kazandık. Fırat Sarı ve İlker Gönen hastaneleri paylaşmıştı." diye konuştu.

11.20 "BÜTÜN HEMŞİRELERE PARA VERİLİYORDU"

Hemşire Hasan Basri Gök, SGK'dan fazla para alındığını ve bütün hemşirelere para verildiğini itiraf ederek "Üçüncü basamaktan en üst düzeyden rapor ediliyordu bebekler. Bütün hemşirelere epikrize yardım ettikleri ve diğer işlemler için para veriliyordu." dedi.

10.51 - "FIRAT SARI'NIN HEMŞİRESİYDİM"

Hasan Basri Gök, Mahkeme Başkanı'nın "Hakkında sahtecilik ve örgüt üyesi olmak suçlarından dava açıldı. Savunmanı yapacak mısın?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık, suç örgütüne üye olma suçundan açılan dava hakkında, savcılık ve emniyette anlattım. Tekrar anlatmaya gerek yok gözümle gördüğüm bildiğim şeyler. Fırat Sarı’nın bir sene kadar normal hemşiresiydim. Son 6 ayda epikrize yardım ettim son zamanlarda da şoförlüğünü yaptım. Epikrizleri evde ya da arabada yazıyordum."

10.30

22’si tutuklu toplamda 47 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması, tutuklu sanık hemşire Hasan Basri Gök'ün savunmasının alınmasıyla başladı.

09.48

İddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı'nın da aralarında olduğu sanıklar duruşma salonuna getirildi.

09.30

Çevik kuvvet ekipleri adliyede güvenlik önlemleri aldı.

DURUŞMANIN 1. GÜNÜ

Günlerce Türkiye'nin konuştuğu Yenidoğan çetesi hakim karşısına çıktı, ilk duruşma 9 buçuk saat sürdü. İşte dünkü duruşmada yaşananlar...

FIRAT SARI: AYLIK GELİRİM 400 BİN LİRA

Çete lideri Fırat Sarı, kimlik bilgisini okumak için sanık kürsüsüne başındaki peruğunu cezaevinde çıkararak geldi.

Sarı konuşmasında, bekar olduğunu belirtti.

Aylık ortalama gelirinin ise 400 bin lira olduğunu söyledi.

Tutuklu sanıklardan İlker Gönen ise kimlik tespiti sırasında, evli ve üç çocuklu olduğunu belirtti.

ÇETE ÜYESİ HEMŞİRE KENDİNİ SAVUNDU

Sanıklardan ilk savunmayı çete üyesi hemşire Hakan Doğukan Taşçı yaptı.

Cimer'e şikayeti yapan kişi olduğunu savunan Taşçı "Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bebekleri iyileştirmek için uğraşmışken, birçok suçtan tutuklanıyorum. Bu nasıl olabiliyor?" sözleriyle kendini savundu.

Yenidoğan servisindeki usülsüzlükleri anlatan Taşçı yaklaşık 3 saat savunma yaptı.

Sanık Hakan Doğukan Taşçı, Şafak hastanesi yöneticisinin Fırat Sarı'ya sevk edilen her bebek için 10 bin TL verdiğini söyledi.

Hemşire Hakan Doğukan Taşçı: Aileden fazla para alınma muhabbeti oldu. Fırat Sarı aileye, total fiyat 30 bin TL demiş hastaneye 20 bin lira ödüyor komisyonu Sarı, kendisine alıyor. Olay duyulduğunda Fırat Sarı, 'Olay üzerime kalmasın, hastane yönetimi duymasın' şeklinde talimat verdi.

Taşçı çalıştıkları hastanelerde uzman olmadığı için hemşire olarak bebeklere müdahale etmek zorunda kaldığını belirtti ve "şimdi doktor olmadığı için ben suçlanıyorum" şeklinde kendisini savunmaya çalıştı.

Taşçı ayrıca savunmasında hastanelerde ölen bebeklerin cenazesi alıkonularak ailelerden para istendiğini anlattı. Kendisinin ise bu konuda ailelere yardımcı olduğunu iddia eden Taşçı, "Bebeğin naaşını vermediler. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler." sözleriyle kendini savundu.

Hemşire Hakan Doğukan Taşçı "Bir çocuğun ihmalden öldüğü düşünülüyorsa diğer çocuğun ihmalden ölmesi beklenmemeli.'' diyerek soruşturmada nisan ayına kadar müdahale edilmemesinden şikayetçi olduğunu belirtti.

Ayrıca hiçbir bebeğe zarar verecek bir şey yapmadığını ve çeteye üye olmadığını iddia eden Taşçı; paraya sıkıştığı için üç kez ilaç sattığını söyledi. İlaç satışından büyük payı alanın Doktor Fırat Sarı olduğunu da öne sürdü.

KİM NEYLE SUÇLANIYOR?

Suçlamalar, günlük 8 bin liralık SGK primini paylaşabilmek adına yenidoğan bebeklerin sağlığının hiçe sayıldığı yönünde…

Çete üyelerinin taburcu olabilecek durumda olsalar dahi bebekleri sahte raporlarla, gereksiz yere ilaç vererek yoğun bakımda tuttuğu tespit edilmişti.

Bebekler şebekenin anlaşmalı olduğu özel hastanelere sevk ediliyordu.

Ne solunum desteği, ne ameliyat ne de ilaç… Bebekler çetenin istediği kadar hayatta tutuluyordu.

Bu süreçte 9’u İstanbul’da biri Tekirdağ’da 10 özel hastane kapatıldı.

Yenidoğan çetesinde kim kimdir, en son ne biliyoruz? 10 soruda bebek çetesi

Yenidoğan vurgununda fezleke hazırlandı: Bebeklere "pasif ötenazi"

Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi'nin ruhsatları iptal edildi.

SORUŞTURMA DOSYASINDAKİ KAN DONDURAN KONUŞMALAR

İddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarıİddianamede elebaşı olarak tanımlanan Fırat Sarı
Soruşturma dosyasında zanlıların kan donduran konuşmaları da yer aldı.

Hakim karşısına çıkacak sanıklar arasında bazı 112 Çağrı Merkezi çalışanları da var.

Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in merkezde kayıt oluşmaması için “Ambulans benzin almaya çıktı.” dersiniz şeklinde tavsiye verdiği belirlenmişti.

"ÇOCUK DEFNEDİLDİ"

Bir bebekle ilgili ise diyaframda gelişimsel bir bozukluk olmadığından tedavi ile düzelebilecek bir akciğer sıkıntısından bahsedildiği ancak o tedavinin uygulanmadığı ortaya çıkmıştı.

Çete üyelerinin, bir doğum uzmanının aileye bilgi vermesiyle korkuya kapıldığı iddianamede geçmişti.

Soruşturmadan korkan zanlıların, “Panik yapmayın” talimatı verdiği iddianamede yer alırken zanlılardan İlker Gönen’in “Dursun Abi bir göbek açamamış açamamış mahvetmiş. Mahvettikten sonra hemşireye vermiş. Aile Suriyeli, herhangi bir şeyleri yok. Adli tıp süreci başlatmadılar. Çocuk defnedildi.” dediği de belirlenmişti.

Fırat Sarı’nın ise “Ben sana gerçeği söyleyeyim, o çocuk pnömotoraks. O çocuk diyafram hernisi değil. O çocuğa tüp takılsa yaşardı. Bir olay patlayacaktı ben biliyorum.” dediği tespit edilmişti.

ÇETE SAVCIYI ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ

Çete birçok suçlamayla karşı karşıya…

Soruşturmayı yürüten savcının ölümle tehdit edilmesi de bunlar arasında yer alıyor.

O anların yeraldığı görüntülerde, çete tutuklanan zanlıların tahliye edilmesini istiyordu.

SORUŞTURMANIN 18 AYLIK KRONOLOJİSİ

İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıklarıı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen 22'si tutuklu 47 şüphelinin yargılandığı dava başladı.

Sayfa Yükleniyor...