İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) gerçekleştirilen Sanat ve Teknoloji Semineri’nin önemli konukları arasında, California Teknoloji Ensititüsü’nde Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimi alanında akademisyenlik yapan Profesör Yaser Abu Mustafa da vardı. Mustafa, uzmanlık alanı olan makine öğrenimindeki gelişmeleri ntvmsnbc’ye değerlendirdi.
İlişkili Haberler
‘Verilerden aldıkları bilgileri öğrenen ve buna göre hareket eden sistemleri’ geliştirmeye çalışan Mustafa, yapay zekalı makinelerle yaşayacağımız dünyanın nasıl olacağını tahmin etmenin çok zor olduğunu belirtti ve not düştü: “Dijital dünyanın sunduğu sosyal medya, giderek doğal insan tecrübesini kaybetmemize neden oluyor.”
Sürekli yeni gelişimlere sahne olan internet ve dijital dünyada, insanların kafalarından geçenleri öğrenmeye çalışan algoritmalar geliştirilmeye çalışıldığını görüyorum. Yakın zamanda aynı eğilimi yeni cihaz ve makinelerde görmeye başladık. Neden sürekli insanların akıllarını okumaya çalışıyoruz?
İnsanların profillerini içinde toplamaya çalışan bir şemsiye düşünün. Yeni yapılan çalışmalarda, popülasyonlar sınıflandırılmaya, bu şekilde aynı özellikleri taşıyan gruplar belirlenmeye çalışılıyor. Buradaki en büyük avantaj, doğru insanları hedef olarak belirleyebilmek. Örneğin, internette ilginizi çekebilecek yüzlerce e-mail, yazı, reklam görüyorsunuz.
Amaç, sizin davranışlarınızı daha iyi bilen sistemlerle beliren mesaj sayısını 100’den 10’a indirmek. Bu sayede 10 tane davetten 3 tanesinin ilginizi çekiyor olma ihtimali çok daha yüksek olacak ve sizde internet kirliliğine maruz kalmayacaksınız. Bu herkes için faydalı çünkü binlerce davet arasından sizin için mükemmel olan bir tane varsa bunu kaçırmayacaksınız.
Geliştirilmek istenen sistemle, herkes hakkında eşit miktarda veri olacak ve bu veriler kişiye özgü en iyi profili sunacak. Örneğin 'şu sosyal medya ağını kullanıyorsunuz, şu kredi kartlarına sahipsiniz, en son şunu aldınız' gibi. Kullanıcının psikolojisini ve diğer özelliklerini ortaya koyan güvenilir bir profil, neyin pazarlanması gerektiğini de çok iyi gösterecek. Sonuçta kimse oturup sizin ne satın almak isteyeceğinizi düşünmüyor. Ancak tamamen verilerle oluşturulan bir süreç ile size ne sunulması gerektiği anlaşılabilecek.
Kısaca en iyi pazarlama için sunulan alternatiflerden en iyisini belirlemeye çalışıyorsunuz?
Burada farklı olan çözüm, kullanıcıya ilgisini çekebileceğini düşündüğümüz ürünü sunmak. Bu oluşturulmak istenen şemsiyenin kendisi.
Zamanla insanlar ve makineler arasında bilgi takası yapılacağı bir geleceği mi gidiyoruz?
Buna yavaşça ilerliyoruz ancak asıl hedefimiz bu değil. İnsan-makine arayüzü bugün kullanılmaya başlanan bir teknoloji. Zamanla bu arayüz daha da gelişerek doğal bir hale gelecek. İnsanların hareketlerini, yüz ifadelerini anlayacak. Her komutu klavye veya fare ile girmek zorunda kalmayacaksınız. İnsan-makine arazüyüzünün iyi taraflarından biri, makinelerden öğrenme özelliği. Elinizde öğrenmek isteyeceğiniz konunun bir modeli olmayabilir ama bu konuda makineler size yardımcı olabilecek. Bu alanda tamamen makine öğrenimine dayalı uygulamalar örnek gösterilebilir. Makinelerin öğrenimi üretmek istediğimiz çözümün sadece bir parçası. Makineler, yeni dijital dünyada önde gelen oyuncular değil ama bir rolleri var ve her zaman olacak.
Zamanla insanlar geleneksel öğrenme yöntemlerini bırakarak yüzde 100 veri tabanlı öğrenime mi geçecek? Gördüğümüz her sıradan nesneyi bile bilimsel bir bakış açısıyla mı kafamıza yerleştireceğiz?
Makinelere dayanan öğrenime geçilmemiş olsa bugün bizi geleneksel ve zor olan öğrenimden uzaklaştırmaya başlayan cihazlar kullanmaya başladık. Tablet bilgisayarlarda aklınızdaki bir şeye hemen bakabilme şansı bulabiliyorsunuz. Kaçınılmaz olarak öğrenimde vakit kaybettiren yöntemleri ortadan kaldırmaya başlayacağız. Ancak bugün yeni yöntemlerin ne kadar yararlı olup olmayacağı tartışmaları yapılıyor.
Eskiden bize zaman kaybettiren yöntemleri değiştirdiğimiz için iyi bir şey yaptığımızı düşünüyoruz ama alternatiflerin ne kadar uyumlu olduğunu da iyi anlamamız gerekiyor. Makine öğrenimini teknolojinin sunacağı diğer kavramlardan farklı tutacak bir neden göremiyorum. Bu teknoloji yararlı da olabilir, olmaya da bilir. Ama nasıl olacağını değerlendirmek yeni nesile düşecek ve bunu göreceğiz.
Makine öğrenimi geliştikçe üzerinde kafa yormamız gereken, hatta bizi tembelleştiren alanlar da olacak. Ancak rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki makine öğrenimi ile alternatif teknolojiler arasında yapacağı etki açısından önemli bir fark yok.
Peki nasıl bir değişimden bahsediyoruz. Hava durumunu düşünürken, etrafındaki insanlara ve nesnelere bakarken hepsini rakamlarla, akademik açıklamalarıyla oluşan düşüncelerle mi değerlendireceğiz? Bilgisayarlaşacak mıyız bir nevi?
Bugün alışmış olduğumuz şey, hava durumuna veya trafiğe bakmak istediğimizde sadece gereken bilgiyi önümüzde açmamız. Benim endişem, bilgiye bu kadar kolay ulaşan insanların, zamanla zor problemleri çözmekte zorlanır hale gelmesi, aslında ihtiyaç duyacağı bir bilgiyi göz ardı etmeye başlaması. Aslına bakarsanız, ileride nasıl düşüneceğimizi bilemiyorum. Nasıl bir süreçten geçerek nasıl bir noktaya geleceğimizi söylemek çok zor.
Şöyle bir örnek verebilirim. Bugün, elime aldığım kalemle çok karmaşık matematiksel problemleri çözebiliyorum. Ancak yeni nesil belki bunu hayal bile edemeyecek. Tabii ki her zaman böyle yapmıyorum ama düşünce şeklim açısından bunun yararlı olduğunu düşünüyorum. Bir şeylerin değiştiği açık. Ancak öğrenme alışkanlıklarıyla bizim kapasitemiz ortaya ne çıkaracak şu an söylemek zor.
“İNSAN ZEKASINA SAHİP MAKİNELER SORUN DOĞURABİLİR”
Gelecekte akıllı telefon, tablet bilgisayar ve diğer cihazların yüzümüzü okuyarak bize tepki vereceğini düşünebilir miyiz?
Kullandığımız cihazların makine öğrenimiyle bağlantılı olacağından eminim. Cihazlar sizin davranış ve yüz ifadelerinize tepki vererek faydalı olmaya çalışacaklar. Zamanla, doğru tepkiyi verebilmek için sizi daha iyi okumaya çalışacaklar. Kısaca, makine öğrenimiyle doğrudan bağlantılı süreç kullandığımız cihazlar da olacak. Makine öğrenimini burada kısaca tekrarlarsak, cihaz bir parça veri aldığı zaman, onu işleyerek bir şekil verecek.
2001: Space Odyssey filmindeki gibi bir dünyada yaşayacağımızı söyleyebilir miyiz? Makinelerin bizi okuduğu, hatta aklımızdan geçenleri sezdiği, gerekirse bizi öldürmeye kalktığı bir dünya?
Böyle bir şeyi düşünebilmek için, teknolojinin özel bir noktaya geldiğini görmemiz gerek. Bu da, makinelere artık tamamen güvenebileceğimiz bir nokta olmalı. Örneğin, bir odaya kamera yerleştireceksiniz. Gün sonunda, bilgisayar size odaya girenlerin isimlerini ve diğer bilgileri hazırlamış olacak. Bilgisayarların, sizinle zeka bakımından eşleşebileceği bir noktaya gelmesi lazım. Burada en önemli olan soru, kamunun böyle bir ilişkiyi nasıl karşılayacağı. Bunu tahmin edebilmek çok zor. Bu soruyu sosyal bilimlerle ilgilenen bilim insanları daha iyi cevaplayabilir. Yapay zekalı makinelerle insanların bir arada yaşayacağı bir dünyada beklenmedik veya hiç istenmeyen sonuçlar da doğabilir. Şu an da bir şey söylemek mümkün değil çünkü elimizde hiçbir model de yok.
Yine de konuşan ve yürüyen makinelerle birlikte yaşayacağımız bir fütürist dünya olacak diye düşünüyorum?
Şunu çok net belirtmem lazım. Zaten fütürist çağda yaşıyoruz. Ben bir çocukken insanların bir gün ellerinde yüzlerce fonksiyonu yerine getirebilen akıllı telefonlarla gezeceğini söyleselerdi bu inanılmaz bir düşünce gibi gelirdi. Ancak geçmişle bugün yaşadığımız dünyayı kıyaslarsak, 2001: Space Oddsey gibi bir dünyaya gelmiş durumdayız. Zaten gelecekteyiz. Sorulması gereken, ne kadar derine ineceğiz ve sonuçları ne olacak?
Teknik bankacılık alanında makine öğrenimi üzerinde nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
Makine öğrenimi alanında teknik bankacılık da iki önemli işlem öne çıkıyor: Kişi ve kurumlar için kredi işlemleri ve ticaret. Bugün dijital bankacılıkta makine öğrenimi ile bağlantısı olmayan güvenlik, sunucu kapasitesi, verilerin transfer hızı gibi birçok konu var. Makine öğrenimi bankacılıkta sektörünü, insanları okur ve bankanın nasıl bir konum alması gerektiğini, borsanın hareketlerinin anlaşılmasını sağlar. Hangi müşterilerin iyi veya kötü olduğunu, inip çıkan trendleri ve diğer teknik olmayan hususları takip eder.
Makine öğrenimi bağımsız bir teknolojidir. Tek bir makine öğrenimi kullanıyorsanız bu işin tamamı demektir. Dijital teknolojilerde de makine öğrenimi bir bileşik olarak kullanılacaktır ama hiçbir zaman kendi başına çözümü sunmaz.
Böyle bir şeyi düşünebilmek için, teknolojinin özel bir noktaya geldiğini görmemiz gerek. Bu da, makinelere artık tamamen güvenebileceğimiz bir nokta olmalı. Örneğin, bir odaya kamera yerleştireceksiniz. Gün sonunda, bilgisayar size odaya girenlerin isimlerini ve diğer bilgileri hazırlamış olacak. Bilgisayarların, sizinle zeka bakımından eşleşebileceği bir noktaya gelmesi lazım. Burada en önemli olan soru, kamunun böyle bir ilişkiyi nasıl karşılayacağı. Bunu tahmin edebilmek çok zor. Bu soruyu sosyal bilimlerle ilgilenen bilim insanları daha iyi cevaplayabilir. Yapay zekalı makinelerle insanların bir arada yaşayacağı bir dünyada beklenmedik veya hiç istenmeyen sonuçlar da doğabilir. Şu an da bir şey söylemek mümkün değil çünkü elimizde hiçbir model de yok.
Yine de konuşan ve yürüyen makinelerle birlikte yaşayacağımız bir fütürist dünya olacak diye düşünüyorum?
Şunu çok net belirtmem lazım. Zaten fütürist çağda yaşıyoruz. Ben bir çocukken insanların bir gün ellerinde yüzlerce fonksiyonu yerine getirebilen akıllı telefonlarla gezeceğini söyleselerdi bu inanılmaz bir düşünce gibi gelirdi. Ancak geçmişle bugün yaşadığımız dünyayı kıyaslarsak, 2001: Space Oddsey gibi bir dünyaya gelmiş durumdayız. Zaten gelecekteyiz. Sorulması gereken, ne kadar derine ineceğiz ve sonuçları ne olacak?
Teknik bankacılık alanında makine öğrenimi üzerinde nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
Makine öğrenimi alanında teknik bankacılık da iki önemli işlem öne çıkıyor: Kişi ve kurumlar için kredi işlemleri ve ticaret. Bugün dijital bankacılıkta makine öğrenimi ile bağlantısı olmayan güvenlik, sunucu kapasitesi, verilerin transfer hızı gibi birçok konu var. Makine öğrenimi bankacılıkta sektörünü, insanları okur ve bankanın nasıl bir konum alması gerektiğini, borsanın hareketlerinin anlaşılmasını sağlar. Hangi müşterilerin iyi veya kötü olduğunu, inip çıkan trendleri ve diğer teknik olmayan hususları takip eder.
Makine öğrenimi bağımsız bir teknolojidir. Tek bir makine öğrenimi kullanıyorsanız bu işin tamamı demektir. Dijital teknolojilerde de makine öğrenimi bir bileşik olarak kullanılacaktır ama hiçbir zaman kendi başına çözümü sunmaz.
“DİJİTAL DÜNYANIN BAZI ÖZELLİKLERİ KESİNLİKLE OLUMSUZ”
Makine öğrenimini eğitimden dijital uygulamalara kadar gelecekte hayatımızın bir parçası olacağını söylediniz. Peki ne kadar büyük bir parçadan bahsediyoruz?
Şöyle özetleyeyim: Makine öğrenimi gelecekte dijital uygulamaların bir parçası olacak. Eğer dijital uygulama öğrenimle bağlantılı ise uygulamanın büyük bir kısmını oluşturacak veya kendisi olacak. Veri elde edilmesi ve işlenmesinde de makine öğrenimi her zaman rol oynayacak ancak veri işlenmesi ne kadar fazla olursa, makine öğreniminin rolü de o kadar artacak.
Gelecekte yapacağımız tüm işlemler verilerle yönlendirilen bir olasılık havuzunda gerçekleşecek diyebilir miyiz?
Bugün örneklerini gördüğümüz internette eş bulma gibi insanları eşleyen, en iyi alternatifleri bulmaya çalışan otomatik sistemler var. Dahası, insanlar doğal olarak değil, dijital olarak yaşamaya başladı. Konuşmaktan daha çok yazışıyoruz, sosyal medyada aynı anda çok sayıda kişiyle iletişim kuruyoruz. Bu yaşam şekli, özellikle genç insanlar üzerinde çok büyük bir etki yapıyor. Çünkü diğer dünyayı görmüyorlar. Türkiye’de durum ne bilmiyorum ama ABD’de sokakta gördüğünüz herkes gözleri ellerindeki ekrana bakar halde yürüyor. Benim gibi alternatiflerin farkında olarak yaşayan bir insan için bu inanılmaz saçma bir şey. Sosyal normlar yeni dijital dünyanın getirdiği değişimden çok etkileniyor. Bunun olumsuz olduğu kadar olumlu sonuçları da olabilir. Tıpkı eğitim örneğinde verdiğim gibi, belki de ortadan kaldırmaya çalıştığınız geleneksel yaşam, sizin için bir vakit kaybıydı.
Makine öğrenimini eğitimden dijital uygulamalara kadar gelecekte hayatımızın bir parçası olacağını söylediniz. Peki ne kadar büyük bir parçadan bahsediyoruz?
Şöyle özetleyeyim: Makine öğrenimi gelecekte dijital uygulamaların bir parçası olacak. Eğer dijital uygulama öğrenimle bağlantılı ise uygulamanın büyük bir kısmını oluşturacak veya kendisi olacak. Veri elde edilmesi ve işlenmesinde de makine öğrenimi her zaman rol oynayacak ancak veri işlenmesi ne kadar fazla olursa, makine öğreniminin rolü de o kadar artacak.
Gelecekte yapacağımız tüm işlemler verilerle yönlendirilen bir olasılık havuzunda gerçekleşecek diyebilir miyiz?
Bugün örneklerini gördüğümüz internette eş bulma gibi insanları eşleyen, en iyi alternatifleri bulmaya çalışan otomatik sistemler var. Dahası, insanlar doğal olarak değil, dijital olarak yaşamaya başladı. Konuşmaktan daha çok yazışıyoruz, sosyal medyada aynı anda çok sayıda kişiyle iletişim kuruyoruz. Bu yaşam şekli, özellikle genç insanlar üzerinde çok büyük bir etki yapıyor. Çünkü diğer dünyayı görmüyorlar. Türkiye’de durum ne bilmiyorum ama ABD’de sokakta gördüğünüz herkes gözleri ellerindeki ekrana bakar halde yürüyor. Benim gibi alternatiflerin farkında olarak yaşayan bir insan için bu inanılmaz saçma bir şey. Sosyal normlar yeni dijital dünyanın getirdiği değişimden çok etkileniyor. Bunun olumsuz olduğu kadar olumlu sonuçları da olabilir. Tıpkı eğitim örneğinde verdiğim gibi, belki de ortadan kaldırmaya çalıştığınız geleneksel yaşam, sizin için bir vakit kaybıydı.
Bir örnek verirsek, artık evleneceğiniz insanla doğal ortamlarda değil, internette tanışıyorsunuz. Çöpçatanlık sitesinde 4 kişi size uygun alternatifler olarak beliriyor. En iyisini seçiyorsunuz, böylece zamandan kazanıyorsunuz? Bu tür değişimler tartışmaya çok açık. Bazıları benimserken, bazıları reddedecektir. İnsan tecrübesini alıp götürdüğüne yönelik tartışmalar doğacaktır. Zamanla bu değişimlerin etkilerini daha net göreceğiz.
Türk akademisyen Taner Eskil sizinkine çok benzeyen ifadeler kullanmış ve hatta öğrencilerinin online oyun oynamaktan derse gelmediğini söylemişti. Bu tür örneklerin hızla arttığını söylemek için araştırma yapmaya gerek yok herhalde?
Kesinlikle. Ve şunu açıkça söylemeliyim ki bu iyi bir değişim değil, olamaz da. İnsanlar birbirleriyle yaşamak için evrim geçirdiler. Bir başkasının nasıl mutlu olacağına karar vermek, başkalarının birbirleriyle nasıl etkileşime gireceğini belirlemek için değil. Evrim uzun zamanda çok küçük değişimler sunan bir süreç ve spesifik bir konuda özelleşmek için zaman bulmamız mümkün değil. Evrim geçirme amacımızın dışında işler yapıyoruz ve bunların üzerine bir de uygulamalar eklenecek. Neler olacağını göreceğiz.
“DÜNYA NÜFUSU TEKNOLOJİ İÇİN SORUN DEĞİL”
Milyarlarca insan sosyal medya kullanıyor. Gelecekte sosyal ağların da makineler tarafından kontrol edilmesi, onlar tarafından denetlenmemiz söz konusu olur mu?
Sosyal medya henüz doygunluk döneminden çok uzak. Yeni platformlar ortaya çıkıyor, dengeler değişiyor. Facebook’un ardından yavaşça gelişen Twitter, şimdi çok daha aktif durumda. Bazıları yakın gelecekte hayatta kalamayabilir. Sosyal ağlar sayesinde insanlar hakkında çok şey öğreniyorsunuz ve bir insanla karşılaştığınızda çok yakın olmasanız da aslında hakkında birçok şey biliyorsunuz. Soyal medya olumlu ve olumsuz yönler sunsa da, ne yöne gittiği hakkında kesin bir kanı da bulunamayız. Daha da önemlisi diğerlerinin arasından sıyrılan bir trend henüz yok.
Türk akademisyen Taner Eskil sizinkine çok benzeyen ifadeler kullanmış ve hatta öğrencilerinin online oyun oynamaktan derse gelmediğini söylemişti. Bu tür örneklerin hızla arttığını söylemek için araştırma yapmaya gerek yok herhalde?
Kesinlikle. Ve şunu açıkça söylemeliyim ki bu iyi bir değişim değil, olamaz da. İnsanlar birbirleriyle yaşamak için evrim geçirdiler. Bir başkasının nasıl mutlu olacağına karar vermek, başkalarının birbirleriyle nasıl etkileşime gireceğini belirlemek için değil. Evrim uzun zamanda çok küçük değişimler sunan bir süreç ve spesifik bir konuda özelleşmek için zaman bulmamız mümkün değil. Evrim geçirme amacımızın dışında işler yapıyoruz ve bunların üzerine bir de uygulamalar eklenecek. Neler olacağını göreceğiz.
“DÜNYA NÜFUSU TEKNOLOJİ İÇİN SORUN DEĞİL”
Milyarlarca insan sosyal medya kullanıyor. Gelecekte sosyal ağların da makineler tarafından kontrol edilmesi, onlar tarafından denetlenmemiz söz konusu olur mu?
Sosyal medya henüz doygunluk döneminden çok uzak. Yeni platformlar ortaya çıkıyor, dengeler değişiyor. Facebook’un ardından yavaşça gelişen Twitter, şimdi çok daha aktif durumda. Bazıları yakın gelecekte hayatta kalamayabilir. Sosyal ağlar sayesinde insanlar hakkında çok şey öğreniyorsunuz ve bir insanla karşılaştığınızda çok yakın olmasanız da aslında hakkında birçok şey biliyorsunuz. Soyal medya olumlu ve olumsuz yönler sunsa da, ne yöne gittiği hakkında kesin bir kanı da bulunamayız. Daha da önemlisi diğerlerinin arasından sıyrılan bir trend henüz yok.
Dünya nüfusu 8 milyara yaklaşıyor, yaşam giderek karmaşık hale geliyor. Makine öğrenimi ile kurulacak olan sistemle giderek artan nüfusun düzen içinde yaşayacağı bir dünya kurulabilir mi?
Makine öğreniminin başarılı olacağına inanıyorum. Geliştirilecek yeni eğitim sistemi ve diğer teknolojiler, 8 milyar için de, 100 milyar insan için de yeterli ve kullanılabilir. Dünya nüfusu, teknoloji açısından değil, kaynaklar açısından bir sorun teşkil edecek. Gıda, hastalıklar ve diğer faktörler dünya için daha öncül konular. Gelecekte belki de dünyadaki tüm insanlar hakkındaki bilgileri dizüstü bilgisayarınızda taşıyacağım. Demek istediğim, teknoloji için rakam bir sınır değil.
Makine öğreniminin başarılı olacağına inanıyorum. Geliştirilecek yeni eğitim sistemi ve diğer teknolojiler, 8 milyar için de, 100 milyar insan için de yeterli ve kullanılabilir. Dünya nüfusu, teknoloji açısından değil, kaynaklar açısından bir sorun teşkil edecek. Gıda, hastalıklar ve diğer faktörler dünya için daha öncül konular. Gelecekte belki de dünyadaki tüm insanlar hakkındaki bilgileri dizüstü bilgisayarınızda taşıyacağım. Demek istediğim, teknoloji için rakam bir sınır değil.