TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşların 2020 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor.
Bütçeler üzerinde söz alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin istikrar, belirgin kuvvetler ayrılığı, yönetimde sadeleşme, hızlı karar alma ve uygulama, dinamik dış politika, esneklik ve etkili kriz yönetimi gibi pek çok açıdan başarısını kanıtlamaya devam ettiğini belirterek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tartışılırken bugün, özellikle "tek adam" boyutunda yoğunlaşan sorular ve eleştirilerin öne çıktığına dikkati çekti.
Türkiye'nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçerek, yakın tarihinin en önemli yönetim reformlarından birini başarıyla gerçekleştirdiğine işaret eden Oktay, "Bu reform süreci, geçmiştekilerden farklı olarak, tamamen milletimizin teveccühüyle yürütülmüştür. Demokrasiye, milli iradenin üstünlüğüne ve hukuk devleti ilkesine inanan herkes bu değişime saygı duymalıdır." diye konuştu.
Hükümet olarak attıkları adımları, Meclisin çatısı altında ve milletin huzurunda tüm kural ve kaidelere uygun, şeffaf ve hesap verir şekilde yürüttüklerini belirten Oktay, bugün de bunun için Meclis'te olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Milli iradenin tecelligahı meclisimizden geçen ve milletimizin onayladığı bir sistem, tek adam sistemi değil ancak milletin sistemi olabilir. Bu iddiayı dile getirenler karşılarına Cumhurbaşkanımızı değil milletin iradesini almaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm siyasi hayatını demokratik çerçevede yürüttüğünü ve milletin teveccühünü kazanmış bir lider olduğunu ifade eden Oktay, karar alma sürecine, kamu ve sivildeki tüm karar alma mekanizmaları ve karar vericileri dahil eden, kadınlar, gençler ve sivil toplum kuruluşları ile yakın istişare içerisinde bulunan, katılımcılıktan yana bir Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğunu söyledi.
Oktay, "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir ve millet kararını vermiştir." dedi.
"BİZ SADECE MİLLETE HESAP VERİRİZ"
"Her ay Trump'a hesap veren" diye bir ifade kullanıldığını hatırlatan Oktay, şöyle devam etti:
"Biz sadece millete hesap veririz. Burada da millete hesap veriyoruz. Uluslararası arenada, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda, hesap vermez, hesap sorarız. Türkiye’nin çıkarları ne ise o doğrultuda hareket ederiz, ediyoruz. Hiçbir ülke, kuruluş veya kişiden izin almaya ihtiyaç duymadan Türkiye'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yaparız, yapıyoruz. Gerekirse sınır ötesi harekat, gerekirse asker gönderme, gerekirse Doğu Akdeniz'de sondaj, gerekirse sınır ötesinde operasyon ne gerekiyorsa onu yaparız, yapıyoruz.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki tüm ülke liderleri ile rahatça görüşebilen sayılı liderlerdendir. Görüşmelerinde de milletimizin gurur duyacağı duruşu sergiler, milletimiz adına dimdik durur, söyleyeceğini doğrudan yüzlerine söyler. Karşılarında 'el pençe divan' durmaz."
Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurumların bütçesini "sarayın bütçesi" olarak nitelendirenlerin olduğunu kaydeden Oktay, "Cumhurbaşkanlığı Bütçesi ne tek bir kişinin ne de tek bir kurumun bütçesidir. Bugün görüşülen bu bütçe, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Savunma Sanayi Başkanlığı gibi gurur vesilesi kurumlarımızı içine alarak Türkiye'nin bağımsızlığını, güvenliğini ve milli gücünü temsil eden bir bütçedir. Kaynaklarını verimli kullanan ve 'teknolojiyi tüketen değil üreten bir Türkiye' olmak için Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Yatırım Ofisi, Finans Ofisi ve İnsan Kaynakları Ofisi gibi lokomotif kuruluşları içeren bir bütçedir." ifadesini kullandı.
Oktay, bu bütçeyle gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin etkinliğinin daha da artırılarak, hızlı ve dinamik yapısının güçlendirileceğini, kapsayıcı ve sürdürülebilir politikalar geliştirilmeye devam edileceğini bildirdi.
"DAVALARI MİLLİ OLANLAR, DARBELERİN HEDEFİ OLMUŞTUR"
Yargı darbe girişiminin 6. yılı olduğuna dikkati çeken Oktay, 17-25 Aralık yargı darbe girişimini yapanların, 15 Temmuz darbe girişimini de yaptıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 17-25 Aralık darbe girişimi karşısında nasıl dimdik durmuşsa, 15 Temmuz darbe girişimi karşısında da aynı duruşu sergilediğinin altını çizen Oktay, "Milletimizin hafızasında ve vicdanında derin yaralar açan; esas hedefi milli iradenin ortadan kaldırılması olan bu alçak girişimler, milletimiz tarafından derin bir nefret ve üzüntü ile karşılanmıştır. Davaları milli olanlar, yerli olanlar her zaman darbelerin hedefi olmuştur. 'Millete rağmen, millet için' hareket ettiklerini iddia eden ancak gerçekte milletin karşısında olan bu gayrımilli güç odakları ile mücadelemiz her zaman olmuştur. Bundan sonra da aynı güç odaklarına karşı milli iradeyi esas alan mücadelemiz devam edecektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm darbeler karşısında, özellikle 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi karşısındaki duruşunun hiçbir söz ve açıklamaya gerek göstermeyecek kadar açık ve net olduğunu vurgulayan Oktay, TBMM'ye de net duruşu için teşekkür etti.
Türkiye'nin ve Türk Milletinin yakın tarihinde yaşadığı en büyük ihanetlerden birinin 15 Temmuz hain darbe girişimi olduğuna işaret eden Oktay, şunları kaydetti:
"Bu darbe girişimi, ülkemize yönelik çok yönlü bir saldırıyı ifade etmektedir. Birincisi, bu hadise, milli iradeye, milli iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisine, milletin seçtiği Cumhurbaşkanına, Başbakana, hükümete ve demokrasimize yönelik bir terör saldırısıdır. İkincisi, bu darbe teşebbüsü, semalarında yankılanan ezanları ve gönderinde dalgalanan ay yıldızlı bayrağı özgürlüğümüzün sembolü olan ülkemizi işgal girişimidir. Üçüncüsü, bu ihanet, doğrudan milleti hedef alan, silahlarının namlularını millete çeviren, milletin kanını döken sefil bir kalkışmadır. Dördüncüsü, bu darbe girişimi, dünya tarihinde ender rastlanan bir erdem örneği olarak, bizatihi milletin kendisi tarafından bastırılmış, başarısızlığa uğratılmıştır. Beşincisi, bu teşebbüs bize, ülkenin ve milletin değerlerine sıkı sıkıya bağlı olmayan yapıların, nasıl savrulmalar yaşayabileceğini, hangi ihanet çukurlarına yuvarlanabileceğini göstermiştir. Altıncısı, tarihte pek çok örneği olan, Türk milletinin istiklali ve istikbalini hayatı pahasına koruma kararlılığını bir kez daha ispatlamıştır."
"FETÖ'YLE MÜCADELEYİ ETKİSİZLEŞTİRMEYE ÇALIŞMAK MİLLETE HAKSIZLIK"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 15 Temmuz'un, bunların dışında da verdiği pek çok mesaj ve ders olduğunu dile getirdi. Oktay, şöyle devam etti:
"Dünyada, böylesine alçak bir darbe girişiminin ardından, tüm sorunları hukuk devleti sınırları içinde çözen başka bir ülke var mıdır, bilmiyorum. Türkiye, bu badireyi anayasal düzenine ve hukuk devleti ilkesine bağlı kalarak geride bırakmıştır. Birtakım istisnai örnekler üzerinden Türkiye’nin FETÖ ile ve diğer terör örgütleriyle mücadelesini itham etmeye, itibarsızlaştırmaya, etkisizleştirmeye çalışmak her şeyden önce milletimize haksızlıktır.
Sorunları hukuk ve adalet içinde çözmeye sonuna kadar varız ama Türkiye’nin terörle mücadelesinin zarar görmesine asla izin veremeyiz. İzan ve vicdan sahibi herkesten 15 Temmuz'u ve sonrasında yaşananları bu şekilde değerlendirmesini bekliyoruz. Türk yargısı FETÖ ile mücadelede tarihsel bir sorumluluk üstlenerek bu sorumluluğun gereğini büyük bir özveri ile yerine getirmiştir ve getirmeye de devam etmektedir. Yargısal süreçlerin sağlıklı yürütülmesinin önemi ortadayken, FETÖ borsası gibi iddiaların FETÖ ile sürdürdüğümüz kesintisiz mücadeleyi sulandırmasına izin vermemeliyiz."
Oktay, elinde delil ve bilgi olanların, kanıtlarını Hakimler ve Savcılar Kurulu ve cumhuriyet savcıları ile paylaşmasını istedi.
Delile dayanmayan söylentiler ile bir yere varılamayacağının altını çizen Oktay, "Yargıya güven hepimizin ortak kaygısı olmalıdır ve herkes yargıya güveni zedeleyecek mesnetsiz iddialardan kaçınmalıdır." dedi.
Cumhurbaşkanlığı için 2019 yılında ayrılan bütçelere ilişkin bilgi veren Oktay, "Acil destek giderlerine 165 milyon, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığınca kullanılan barışı destekleme ve koruma hizmetlerine 1 milyar, Cumhurbaşkanlığı Ofisleri bütçesine aktarımlara 330 milyon lira ayrılmıştır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nin milletin hizmetine sunulması için son çalışmaların yapıldığını ifade eden Oktay, "Kütüphane koleksiyonunda 1,5 milyon basılı kitap, 12 bin dergi ve 1 milyon süreli yayın olmak üzere yaklaşık 2,5 milyon yayın bulunmaktadır. Kütüphanenin açılışının yakın zamanda yapılması planlanmaktadır. Milletin hizmetine verilecek kütüphane haftanın her günü ve 24 saat açık olacaktır." dedi.
Oktay, Cumhurbaşkanlığına doğrudan bağlı olarak kurulan 4 ofis, 9 politika kurulu ve 7 başkanlığın Cumhurbaşkanlığı sisteminin etkinliğinin artırılması, kapsayıcı ve sürdürülebilir politikalar geliştirebilmesi amacıyla faaliyetlerine devam ettiğini vurguladı.
Politika kurullarının 2019 yılında yaptığı çalışmalar değinen Oktay, şu bilgileri paylaştı:
"Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu tarafından 'Öncelikli Teknoloji Alanlarının Belirlenmesi Çalışma Raporu' başta olmak üzere toplam 3, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu tarafından 'Yükseköğretim Reformu Politika Belgesi' başta olmak üzere toplam 6, Ekonomi Politikaları Kurulu tarafından 'İlaç ve Dayanıklı Tüketim Malları Sektörleri Raporu' başta olmak üzere, toplam 9, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu tarafından Türkiye'nin güvenlik ve dış politikasına ilişkin güncel ve uzun vadeli stratejik konularına haiz toplam 16, Hukuk Politikaları Kurulu tarafından 'Hukuk ve Sistem Reformu Raporu' başta olmak üzere toplam 20, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu tarafından 'Türkçe Seferberliği Raporu' başta olmak üzere toplam 7, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu tarafından 'Sağlık Vadisi ve Yaşam Bilimleri Teknoloji Geliştirme Bölgesi Raporu' konusu başta olmak üzere toplam 10, Sosyal Politikalar Kurulu tarafından 'Yerel Yönetimler ve Sosyal Politika Uygulamaları' konusu başta olmak üzere toplam 6, Yerel Yönetim Politikaları Kurulu tarafından 'Kentsel Tasarım Standartlarının Oluşturulması ve Akıllı Şehircilik Raporu' başta olmak üzere toplam 3 adet rapor veya politika belgesi hazırlanmıştır."
Dijital Dönüşüm Ofisi ile Dijital Türkiye ve Siber Güvenlik Koordinasyonu'nun aynı çatı altında toplandığını anlatan Oktay, dijital dönüşümle kamunun iş süreçlerinin hızlanacağını, vatandaşların günlük hayatlarının kolaylaşacağını, ekonomik ve sosyal hayatta refah artışının sağlanacağını bildirdi.
Fuat Oktay, katma değeri yüksek hizmet sayısını artırmak, hizmetleri herkese yayabilmek, vatandaşların çok daha rahat ve hızlı "Dijital Türkiye'yi" kullanmasını sağlamak ve ülkenin dünya teknoloji üretimindeki payını arttırabilmek amacıyla çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini vurguladı.
Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kurumlar arası iş birliğini artırmak ve kamuda veriye dayalı etkin karar alma süreçlerini oluşturmak amacıyla ‘Ulusal Veri Sözlüğü’ çalışmaları başlatılmıştır. Büyük veri ve yapay zeka uygulamalarının kamuda etkin olarak kullanımını sağlamak için oluşturulan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin, bu yılın sonunda yayımlanması hedeflenmektedir. Kamu kurumları ve kritik altyapıların korunması amaçlı siber güvenlik stratejilerine ilişkin olarak 'Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi' hazırlık çalışmaları başlatılmıştır. Kamu tarafından üretilen verilerin herkesçe ücretsiz kullanılabilmesi amacıyla 'Ulusal Açık Veri Portalı' kurulacaktır. 2019 Aralık sonu itibarı ile 'Tek Durak Hizmet Noktaları' projesinin uygulama teknik altyapısı tamamlanacaktır. 2020 yılında mekansal altyapısı da oluşturularak pilot uygulama gerçekleştirilecektir. Dijital Türkiye (e-Devlet) Portalı üzerinden birden fazla bakanlığı ilgilendiren bilgilerin konusuna göre gruplandırılarak ve ilişkilendirilerek yeni bir modül halinde kullanıcı odaklı ve bütünleşik olarak 'Konu Bazlı Hizmetler' adı altında sunulması amaçlanmaktadır. Bu tür uygulamalara Ocak 2020'de Taşıt araçları ile devam edilecektir. Kullanıcılar, araçlarına ait muayene, HGS, OGS, Sigorta poliçesi gibi tüm bilgilere Dijital Türkiye Portalı üzerindeki tek bir modül üzerinden erişip, araçları ile ilgili işlemleri buradan yapabileceklerdir."
Cumhurbaşkanlığı himayesinde 8 farklı ilde "Yetenek Her Yerde" bölgesel kariyer fuarlarının düzenlendiğini kaydeden Oktay, bu fuarlarla üniversite öğrencisi ve mezunlarına istihdam konusunda fırsat eşitliğinin sağlanması ve nitelikli gençlerin kamu ve özel sektöre kazandırılmasının hedeflendiğini bildirdi.
"TÜRKİYE'DE ULUSLARARASI YATIRIMLAR HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR"
Türkiye'de uluslararası yatırımların hız kesmeden sürdüğüne işaret eden Oktay, "2002-2018 yılları arasında ülkemize yapılan yatırımların toplamı yaklaşık 210 milyar dolara ulaşmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeden önce Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı olarak faaliyet gösteren Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, 2006-2018 yılları arasında yaklaşık 24,5 milyar dolar yatırıma ve 45 bin 425 kişilik istihdama imza atmıştır." diye konuştu.
Yatırımların artırılması ve ekonomik kalkınması için Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin çalışmalarını sürdürdüğüne değinen Oktay, "Yatırım Ofisi, tarafından takip edilen ve önümüzdeki yıllarda gerçekleştirilmesi öngörülen projelerin ekonomik değerinin 19,2 milyar dolar olacağı düşünülmektedir. Bu yatırımların gerçekleşmesi halinde 52 bin 827 kişiye istihdam imkanı sağlanacağı öngörülmektedir." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanlığının çalışmaları hakkında bilgiler veren Oktay, Ofis tarafından yürütülen İstanbul Finans Merkezi Projesi ile İstanbul’un uluslararası konumunun güçlendirilerek dünyada önde gelen finans merkezlerinden biri olmasının hedeflendiğini vurguladı.
"İstanbul Finans Merkezi Projesi kapsamında yatırımcılar arasındaki uyuşmazlıkların çözümlenmesi için gerekli yasal düzenlemelere ilişkin çalışmaların yürütülmesi planlanmaktadır" diyen Oktay, İstanbul Finans Merkezi bünyesinde bir Finans Teknopark kurulmasının planlandığını aktardı.
Marmara Üniversitesi ile müşterek bir protokol dahilinde Türkiye'de bu alanda kurulan ilk enstitü olma özelliğini taşıyan İslam Ekonomisi ve Finans Enstitüsü kurulduğunu belirten Oktay, "Enstitü ile sektörün ihtiyaç duyduğu insan kaynağının sağlanması ve katılım finansı alanında gerekli akademik çalışmaların yapılması hedeflenmektedir. Ofis tarafından yürütülen başarılı çalışmalar sonucunda, Eylül 2019 tarihinde yayımlanan Küresel Finans Merkezleri Endeksi raporunda İstanbul Finans Merkezi, 15 sıra yükselerek, 53'üncü sıraya yerleşmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
"CİMER'E YAPILAN BAŞVURULARIN CEVAPLANMA ORANI YÜZDE 91"
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının kurulduğunu anımsattı.
Yeni kurulan başkanlığın kamu diplomasisi dahil olmak üzere devletin stratejik iletişim konusunda, çatı kuruluşu haline geldiğini belirten Oktay, İletişim Başkanlığı bünyesinde 2019 yılında “Ülkem İçin Bir Fikrim Var” projesinin hayata geçirildiğini, projenin resmi duyurusunun yapıldığı tarihten itibaren 40 bine yakın fikrin başkanlığa ulaştığını söyledi.
İletişim Başkanlığının 15 Temmuz İletişim Seferberliği kapsamındaki çalışmalarını da anlatan Oktay, "FETÖ gerçeğini yurt içinde ve yurt dışında ortaya koyan The Network Belgeseli, New York Sokaklarında 15 Temmuz Fotoğrafları ve uluslararası paneller gibi bin 500 civarında etkinlik düzenlenmiştir. Başkanlık bünyesindeki CİMER'e yapılan başvuruların cevaplanma oranı yüzde 91 olmuştur. Ortalama cevaplanma süresi ise 2018 yılına göre yüzde 21 azaltılarak, 15 güne düşürülmüştür. 2020 yılında ortalama cevap verme süresinin 10 güne kadar düşürülmesi öngörülmektedir. " ifadelerini kullandı.
Basın kartlarında değişim yapılmasının nedenlerine de değinen Oktay, usulsüz ve sahte kart kullanımının önüne geçmek, basın kartının prestijini artırmak ve basın mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmak için böyle bir düzenlemeye gidildiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bütün basın kartlarının yenilenmesi ihtiyacının ortaya çıktığına işaret eden Oktay, Basın Kartı Komisyonu üyelerinin de objektif şekilde belirlendiğini söyledi.
Türkiye'de uluslararası basın mensuplarına 2019 yılı itibarıyla 345 basın kartı verildiğini açıklayan Oktay, "Diğer taraftan 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasındaki süreçte milli güvenliğe tehdit oluşturan yapılarla irtibatı olduğu değerlendirilen medya kuruluşlarında çalışan veya irtibat düzeyinde ilişkisi bulunduğu değerlendirilen 691 basın mensubunun basın kartı ilgili yönetmelik uyarınca iptal edilmiştir. İletişim Başkanlığınca 2018 yıl sonu itibarıyla 362 milyon 524 bin lira harcama yapılmıştır. Başkanlığa 2019 yılında yapılan bütçe aktarma işlemleri ile birlikte toplam 395 milyon 531 bin lira ödenek tahsis edilmiştir. 2020 yılında Başkanlığa 368 milyon 136 bin lira ödenek tahsisi öngörülmüştür." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar dünyadaki bütün Müslümanlarla iletişim ve iş birliği halinde olduğunu vurgulayan Oktay, şöyle konuştu:
"Başkanlık, doğru dini bilgiyi toplumun tüm kesimlerine ulaştırmak amacıyla kaynak eser, ilmi eser ve çocuk kitapları gibi birçok yayını okul, cezaevi, dernek ve şahıslara ücretsiz olarak göndermektedir. Bu kapsamda 2019 yılında yaklaşık 7 milyon eser ücretsiz olarak halkımıza dağıtılmıştır. Ayrıca başta Kur'an-ı Kerim meali olmak üzere, birçok dini eserin farklı dil ve lehçede basımı gerçekleştirilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığının 2018 yılı kesin hesap toplam gideri, 8 milyar 356 milyon 36 bin lira olarak gerçekleşmiştir. Başkanlığın 2019 yılı başlangıç ödeneği, 10 milyar 445 milyon 979 bin lira olup, 2020 yılı Bütçesi için teklif edilen toplam ödenek tutarı 11 milyar 519 milyon 609 bin liradır. Kurum bütçesinin yaklaşık yüzde 97'si personel maaş ve SGK prim giderlerine ayrılmıştır. Personel giderlerinde yüzde 10,42; diğer giderlerde yüzde 8,37; toplamda ise yüzde 10,28 artış olmuştur. Yatırım ödeneklerinde ise artış yoktur."
Savunma sanayisinin çok iyi bir noktaya geldiğine işaret eden Oktay, savunma sanayisi proje sayısının 700'e ulaştığını, yıllık savunma sanayisi ve havacılık cirosunun 2018 yılında 8,8 milyar dolara, ihracatının ise 2,2 milyar dolara ulaştığını vurguladı.
Oktay, yerli imkanlarla geliştirilen sistemlere ilişkin şu bilgileri verdi:
"ATAK helikopterlerimizin teslimatı yapılmıştır, Milli gemi savar füzemiz ATMACA, envantere alınan TCG Kınalıada korvetimize konuşlandırılmıştır. TCG Anadolu çıkarma gemimiz denize indirilmiş, SİHA’mız ANKA-S, yerli motoru ile göklerdeki yerini sağlamlaştırmıştır. BAYRAKTAR SİHA’mızın ihracatına başlandı.KORKUT hava savunma sistemimizin teslimatlarına başlandı. HİSAR-A hava savunma sistemimizin seri üretim aşamasına gelindi. Milli güdüm kitlerinden Hassas Güdüm Kiti, Kanatlı Güdüm Kiti ve Teberden yaklaşık 1000 adet teslim edildi. Milli torpidomuz AKYA'nın atışlı testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir."
Fuat Oktay, savunma sanayisinde gelişmeleri takip eden değil, gelişmelerde lider konumda olma yönünde çalışmalarının devam ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu kapsamda, insansız kara ve deniz araçları, lazer silah sistemleri, elektromanyetik fırlatma sistemleri, sürü İHA teknolojisi, otonom sistemler, katı-sıvı hibrit yakıtlı muhtelif menzilli ve çeşitli kabiliyetlere sahip roket projeleri gibi ileri teknoloji konularındaki çalışmalarımızı, dünyada bu alanlarda faaliyet gösteren az sayıda ülke ile eş zamanlı olarak sürdürmekteyiz.
Önümüzdeki dönemde, yüksek faydalı yük kapasiteli AKSUNGUR’un bu yıl sonu itibarıyla kullanıma hazır hale gelmesi, kritik düzeydeki temel ve ileri teknolojilere yönelik Ar-Ge çalışmalarına yoğun şekilde devam edilmesi, 2020 yılı sonunda TCG Anadolu gemimizin Deniz Kuvvetlerimize teslim edilmesi ve AKINCI’nın envantere alınması, 2023 yılında Milli Muharip Uçağımızın hangardan çıkarılması, GÖKBEY helikopterimizin sertifikasyon süreçlerine devam edilerek kullanıma hazır hale gelmesi, yürütülen projeler ile yeni nesil zırhlı araç, tank, helikopter ve füzelerde kullanılacak motorların yerlileştirilmesi hedeflenmektedir."
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının bütçesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oktay, "2018 yıl sonu kesin hesabına göre yıl sonu gideri 2 milyar 884 milyon 707 bin lira, 2019 yılı başlangıç ödeneği ise 2 milyar 157 milyon 761 bin lira olan Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığına, 2020 yılında toplam 2 milyar 182 milyon 381 bin lira ödenek tahsisi öngörülmüştür." dedi.
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının yurt içi ve yurt dışında başarılı ve sonuca ulaşan operasyonel faaliyetler gerçekleştirdiğine vurgu yapan Oktay, "Teşkilat, ülkenin ve milletin bütünlüğüne karşı faaliyet yürüten PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ/PDY, DEAŞ başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine karşı geçmişte olduğu gibi, bu hassas dönemde de aynı kararlılıkla çalışmalarına devam etmektedir." diye konuştu.
Bütçeler üzerinde söz alan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin Suriye'deki operasyonlarına yönelik asılsız iddialara ilişkin, "Kadın, çocuk, yaşlı demeden Kürtler de dahil olmak üzere bölgedeki tüm insanlar üzerinde korku, zulüm ve baskılarla hakimiyet kuranları ve egemen güçler adına bölgeyi sömürenleri görmek isteyenler, YPG/PYD/PKK/SDG'ye ve onların hakimiyet kurduğu bölgelere bakabilirler." diye konuştu.
Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı istişare halinde çalışmalar yürüterek 2020-2022 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı'nı hazırladığına dikkati çeken Oktay, "Yeni Ekonomi Programı, fiyat istikrarı, finansal istikrar ve cari işlemler dengesinde son bir yılda elde edilen kazanımların korunup geliştirilmesi, üretim ve verimlilik odaklı, sürdürülebilir büyüme ve adaletli paylaşıma yönelik ekonomik dönüşüm ve değişimi hedef alan bir çerçeveye sahiptir." şeklinde konuştu.
Program bütçeye geçiş çalışmalarının, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından iş birliği içinde yürütüldüğünü dile getiren Oktay, "Program bütçe sistemine geçilmesi ile; plan, program ve bütçe bağlantısının güçlendirilmesi, karar vericiler için harcama önceliklerinin belirlenmesine ilişkin bilginin oluşturulması, sonuç odaklı bir mali yönetim anlayışının geliştirilmesi; hesap verebilirlik ile saydamlığa hizmet edecek şekilde izleme ve değerlendirme sürecinin etkinleştirilmesi sağlanacaktır." ifadelerini kullandı.
"ŞİRKETLERİN CİROLARI YÜZDE 13 ORANINDA ARTTI"
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) mevduat sigortacısı kimliği ile mudiyi korumak üzere finansal kuruluşlardan topladığı primlerle oluşturduğu rezerv sayesinde finansal sistemin istikrarının sürdürülmesine katkı sağladığına işaret eden Oktay, TMSF'nin 48 milyar lira değerinde bulunan mevduat sigortası rezervinin toplam sigortalı mevduatı karşılama oranının yüzde 7,1 olduğunu bildirdi.
Oktay, mevduat sigorta limitinin Eylül sonu itibarıyla 150 bin liraya çıkarılmasıyla toplam sigortalı mevduat tutarının Ekim itibarıyla 677 milyar liraya yükseldiğini bildirdi.
TMSF'nin bir diğer görevi de mahkemelerce tedbir konulan şirketlerin yönetimi olduğunu dile getiren Oktay, "Aralık ayı itibarıyla 37 ilimizde, aktif büyüklükleri yaklaşık 59,67 milyar lira, toplam ciroları 24,73 milyar lira, toplam öz kaynakları 23,97 milyar lira olan 830 şirkete TMSF kayyum olarak atanmıştır. TMSF geçen 3 yıllık sürede bu şirketlerin aktiflerini yaklaşık yüzde 38, öz kaynaklarını yüzde 31, cirolarını ise yüzde 13 oranında artırmıştır." bilgisini verdi.
"47 ÜLKE İLE PROTOKOL İMZALANDI"
Devlet Arşivleri Başkanlığının belgelerin asıllarının korunarak bilginin yaygınlaştırılması, arşiv belgelerine hızlı, doğru ve istenen formatta erişilmesi için dijitalleştirme çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Oktay, Başkanlığın yurt dışı faaliyetlerinde de önemli işlere imza attığını ve arşiv alanında iş birliği için dünyanın farklı coğrafyalarında yer alan 47 ülke ile protokol imzalandığını açıkladı.
Oktay, uluslararası standartlara uygun şekilde, belge yönetimi ve arşivcilikte tasarruf ve etkinliği ön plana çıkaran Başkanlığın uhdesinde elektronik ortamda yaklaşık 63 milyon belge görüntüsünün bulunduğunu, 2023 yılı hedefleri doğrultusunda bu sayının 77 milyona ulaştırılmasının hedeflendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2019 yılında milli sarayları toplamda 2 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiğini ve turizm gelirlerine önemli ölçüde katkı sağlandığını ifade eden Oktay, 2020 yılında Milli Sarayların, bünyesindeki saray, köşk, kasır ve müzelere yönelik 8 adet önemli proje ve restorasyon faaliyetini yapmayı planlandığını kaydetti.
"AKRABALIK İLİŞKİLERİNE DEĞİL DE YAPILAN İŞLERE ODAKLANILMALI"
Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'na yönelik Oktay, fabrikanın mülkiyetinin devlette olduğunu ve sadece işletme hakkının bir süreliğine Katar ve Türk iş birliğinden oluşan BMC'ye devredildiğini, yapılacak yatırımlarla da fabrikanın daha etkin ve verimli şekilde çalışacağını söyledi.
Ülke kaynaklarının savunma sanayisinde etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması, fabrikada mevcut atıl kapasitenin en aza indirilmesi, fabrika işletme verimliliğinin artırılması, yeni iş ve üretim imkanları oluşturulması ve ihracatın artırılması doğrultusunda yatırımlar yapılması, özel sektörün iş yapma hızından ve yüksek teknolojiye erişim imkanlarından faydalanılmasının amaçlandığını belirten Oktay, "Bu kapsamda, ülkemize herhangi bir yük getirmeden, fabrikayı çağın gereklerine uygun şekilde modernize edecek firmanın yine fabrikada ihtiyaç duyulacak bütün yenileme yatırımlarını da gerçekleştireceği ve kapasite geliştirmeye dönük belirlenecek alanlarda da ilk aşamada en az 50 milyon dolar tutarında ilave yatırım yapacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesine yönelik açıklamalara ilişkin de Oktay, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her bir birey bu ülkeye hizmet etme hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki eleştirilerin bireylerin şahsiyetlerine veya akrabalık ilişkilerine değil de yapılan işlere odaklanmasının çok daha şık ve anlamlı olacağını düşünmekteyim. Özellikle, Sıfır Atık Projesi, mülteciler, kadına şiddetin önlenmesi ve toplumda kadının yerinin artırılması gibi birçok konuda gerçekleştirdiği hizmetlerle ve verdiği katkılarla uluslararası alanda saygınlık kazanmış bir şahsiyet olan Emine Erdoğan Hanımefendi'nin buradaki tartışmalara karıştırılması da talihsizlik diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Başbakanlık müsteşarlığı döneminde, her bir Başbakanlık müsteşarının olduğu gibi kendisinin de o dönemde kısa dönemli bir yönetim kurulu üyeliği olduğunu açıklayan Oktay, şöyle konuştu:
"Bu süre içerisinde özellikle kamuoyu tarafından hassasiyete takip edilen bir konu, ortaklarına bir kuruş temettü dağıtılmamış ve tek bir kuruş dövizle borçlandırılmasına şirketin izin verilmemiştir. Yine, aynı dönemde, OTAŞ yani Ojer Telekomünikasyon AŞ'ye karşı ortak olan, hukuki süreç bizzat şahsım tarafından başlatılmış olup Hazinenin Hissedarlar Sözleşmesi'nden ve ana sözleşmeden kaynaklanan tüm hak ve yetkiler kullanılmıştır. Bunlara ilişkin belge ve kayıtlar da açıktır. Zannediyorum, milletin çıkarlarını koruyor olmak, bu konuda hassas olmak birilerine dokundu. Kime dokunursa dokunsun, bulunduğum bütün konumlarda ve bütün pozisyonlarda milletin çıkarları doğrultusunda karar vermeye devam edeceğim, buradan bir kez daha ifade etmek isterim."
Oktay, TBMM Genel Kurulundaki bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan'ın, "Barış Pınarı denilen operasyona HDP olarak 'işgal' diyoruz." sözüne yanıt veren Oktay, "Türk ordusu, Türkiye Cumhuriyeti hiçbir yerde işgalci olmamıştır, işgalci olamaz." diye konuştu.
Başta Kürtler olmak üzere zulümden kaçan 4 milyon insanın Türkiye'ye sığındığını hatırlatan Oktay, "Onları alanlardan, o çocukları kurtaranlardan, ağlayan insanları kapıda karşılayanlardan, kadınları alanlardan biri bendim. Sizleri görmedim orada. Türk ordusu bu operasyonu, orada güvenli bir bölge oluşturmak ve bu insanların tekrar yurtlarına dönmelerini sağlamak için yapmıştır, işgal için değil." ifadelerini kullandı.
"Muhammet bebeklerin, çocukların, onlarca vatandaşın öldürüldüğünü unutmadıklarını" vurgulayan Oktay, "Meclise her geldiğimde burada bir şehidimize taziyeyle başlıyorum. EYP'ye basanlar, farklı yerden bir şekilde bombalarla veya atılan füzelerle öldürülen insanlarımız... Bunları kim öldürüyor? Kaçırdıkları kadınlara, çocuklara dağda tecavüz edenlere karşı dik duran bir Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türk ordusuna, güvenlik güçlerine karşı 'işgalci' kelimesini kullanmanızı şiddetle kınıyorum." dedi.
- "İddialar gerçeği yansıtmıyor"
Fuat Oktay, "Osmanlı Arşivi Külliyesi'nin dere yatağına kurulduğu, arşiv belgelerinin bulunduğu alanların su altında kaldığı ve belgelerin zarar gördüğü" iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
İlgili kurumlardan alınan zemin etüdü raporunu paylaşan Oktay, raporda, Osmanlı Arşivi Külliyesi'nin üzerinde bulunduğu konumun gerekli mühendislik ve mimari projeler açısından uygun olduğunun belirtildiğini aktardı.
Yerli otomobili konusuna değinen Oktay, bunun herkesin gurur duyacağı bir proje olduğunu söyledi. Oktay, "Çok yakında araçlarımız hazır olacak. Prototipin tanıtımı hem Türk kamuoyuna hem de tüm pazarlara kısa süre içinde yapılacak. Mutlu olacağınızı, seveceğinizi düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin, geçmiş dönemde kendi inisiyatifiyle amatör bir spor kulübü kurduğunu, 2011'de kulübü feshettiğini dile getiren Oktay, kulübe herhangi bir bütçeden kaynak aktarılmadığını ifade etti.
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin, devletin ve milletin güvenliğini sağlamak için ana hedefleri ve esasları ihtiva eden, çerçeve niteliğinde bir metin olduğunu, bu belgenin 1973, 1992, 1998, 2005, 2010 ve 2015'te güncellendiğini hatırlatan Oktay, "Şu andaki güncellenme de bu çerçevededir." dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞININ BÜTÇESİ KABUL EDİLDİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'ın soruları cevabının ardından Cumhurbaşkanlığının 2020 yılı bütçesi kabul edildi.
Cumhurbaşkanlığının yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Savunma Sanayi Başkanlığının bütçeleri, Başbakanlık, Kalkınma Bakanlığı, Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün kesin hesabı ile gelir bütçesi kabul edildi.
Genel Kurulda, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Teklifin, 1. ve 2. maddeleri, üzerinde konuşma yapılmadan oylanarak kabul edildi.
umhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Anadolu Ajansı ve TRT, milletin göz bebeği kuruluşlardır. İktidarın değil, milletin kuruluşlarıdır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.
Teklifin 3. maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına konuşan Adana Milletvekili İsmail Koncuk, "Her yıl adeta tombala çeker gibi asgari ücret tespiti yapıyoruz. Böyle tespit olmaz, bunun bir kuralının olması lazım." dedi.
Hükümetin, yıllar içinde 'Türkiye'de asgari ücreti, asgari geçim sınırına ulaştıracağım' diyebilmesi gerektiğini belirten Koncuk, "Böyle bir hedef yok. 'Yüzde 400 artırdık.' filan bunlar meseleyi çözmez. Enflasyon oranında zam sıfır zam demektir. Çalışanlara, asgari ücretli, işçi, memur dahil refah payı vermeniz gerekiyor. Büyüme oranlarından faydalanmasını sağlamanız lazım. Vatandaşın cebine yansımıyorsa büyümenin vatandaş, millet için bir anlamı olmadığı çok açıktır." diye konuştu.
Sendikacılığın fonksiyonunun ortadan kalktığını savunan Koncuk, şöyle devam etti:
"Çünkü ne kadar demokrasi o kadar sendikal mücadeledir. Öyle bir ortam yok maalesef. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda zaten çoğunluk hükümet, işveren yanlısı olduğu için Türk-İş o komisyonda hangi rakamı ortaya koyarsa koysun eylem gücünü sahaya yansıtmadığı sürece bir şey alabilmesi mümkün değil. Yani dediğiniz olacak ama istirham ediyorum: Bu ülkede aklı başında insanların, maliyecilerin, para politikalarını takip eden insanların bir hedef ortaya koyması lazım yoksa asgari ücretin sonucunu her yıl böyle tombaladan ne çıkacak şeklinde bekler dururuz, vatandaşın da refahını artırmamız mümkün olmaz."
"TÜRKİYE'NİN BÜTÇESİ DE EKONOMİSİ DE GÜÇLÜ"
MHP Ankara Milletvekili Mevlüt Karakaya, Türkiye'nin uzun zamandır iç ve dış güvenlik konularında önemli harcamalarda bulunduğunu, bunların önemli bir kısmının terörle mücadele için yapıldığını belirtti.
Türkiye'nin, 40 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele ettiğini hatırlatan Karakaya, "Bunların elbette ekonomik anlamda da ciddi bir maliyeti var, işin sosyal maliyeti ayrı bir yerdedir. Civanlarımızı, canlarımızı veriyoruz. Bunun tabii ki ekonomik bir karşılığının olması, parasal bir değerle ölçülebilmesi mümkün değil ancak parasal anlamda da baktığımızda ciddi şekilde harcamalarda bulunuyoruz." dedi.
Bütçe konuşmaları, tartışmaları sırasında bazı konularda bazı alanlara kaynak tahsisine ilişkin eleştirileri olduğunu ifade eden Karakaya, "Daha çok kaynak istiyoruz, daha çok kaynağı devlet işlev ve fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, ekonomi politikalarının uygulanmasında, teşviklerde elbette kullanmak istiyoruz ama Türkiye gerçeklerini de görmemiz, bilmemiz gerekiyor. Bu kaynak tüketimleri, bu anlamda Türkiye'yi gerçekten ciddi sıkıntıya sokan konular ama buna rağmen Türkiye'nin bütçesi de ekonomisi de güçlü." ifadelerini kullandı.
HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Türk halkının bölünme, Kürt halkının asimilasyon korkusu olduğunu" ileri sürdü.
"HDP'nin bölme gibi bir düşüncesi olmadığını" söyleyen Beştaş, "Biz bu ülkeyi bölmeyi değil demokratikleştirmeyi, bu ülkede 82 milyon yurttaşın eşit ve özgür olarak demokratik bir Anayasa'yla yönetilmesini savunuyoruz." diye konuştu.
"ÇİĞ KÖFTE BÜTÇESİ"
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Bu yılki bütçeye isim bulmak gerekirse herhalde en uygun isim 'çiğ köfte bütçesi' olurdu. 17 yıl önce sınırlı sayıda çiğ köfteci varken, geldiğimiz noktada şehirlerde en çok açılan iş yeri çiğ köfteciler." dedi.
Küçük esnaf kepenk kapatırken her sokakta çiğ köfteci açıldığını anlatan Ağbaba, "Çünkü fakirin fukaranın, asgari ücretlinin, yüzde 4 zam verdiğiniz memurun en ucuza karnını doyurduğu şey çiğ köfte. Dürümü 3 lira. Çiğ köfteci dükkanını AKP milletvekilleri ya da sizin çocuklarınız açmıyor, bunu biliyoruz. Sizin çocuklarınız özel memurluklarda, özel kurumlarda görev alırken çiğ köfteci dükkanlarını atanamayan öğretmenler, mühendisler ve üniversite mezunları açıyor." ifadelerini kullandı.
"Sosyal medyada trollük yapan bir eski belediye başkanının yaptıklarından kendisinin bile utandığını" söyleyen Ağbaba, "Bu trol, kendini mıncıklamak için belediye kasasından aylığı 3 bin 800 liraya masöz tutuyor." dedi.
TANSİYON YÜKSELDİ
Bu sırada AK Parti ile CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar yaşandı. Tartışmanın uzaması üzerine milletvekilleri birbirlerinin üzerine yürüdü.
Meclis Başkanvekili Celal Adan, milletvekillerini yerlerine oturmaları konusunda uyardı. Adan, gerilimin sürmesi üzerine birleşime ara verdi.
Verilen arada da bir süre devam eden gerginlik milletvekillerinin araya girmesiyle yatıştı.
Birleşimin açılmasının ardından konuşmasını sürdüren Ağbaba, TRT ve Anadolu Ajansına (AA) ilişkin eleştirilerde bulunarak, "TRT ve Anadolu Ajansının, bir suç örgütü gibi yönetildiğini" iddia etti.
"AK PARTİ'NİN KADERİ, TÜRKİYE'NİN KADERİDİR"
AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, "Yerli ve milli teknoloji hamlesiyle dünyada, ekonomide ve siyasette daha güçlü bir Türkiye olma hedefimiz var." dedi.
Önlerine çıkarılmak istenen engelleri milletle beraber aşacaklarını belirten Gözgeç, "367 krizi, parti kapatma davası, 27 Nisan e-muhtırası, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbesi, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü. Tüm bu engelleri, önce Allah'ın yardımı, milletimizin feraseti, 'Halkın gücünün üstünde bir güç tanımıyorum.' diyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle aştık. Bundan sonra da yazılmak istenen senaryoları yırtarak, oyunları bozarak bu kutlu yolda milletimizle beraber yürümeye devam edeceğiz. Bu nedenle bir kez daha diyoruz ki AK Parti'nin kaderi, Türkiye'nin kaderidir." diye konuştu.
AK Parti Siirt Milletvekili Osman Ören, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı bütçelerin, yaptırım ve hizmet bütçeleri olduğunu söyledi.
Ören, 2020'de özel sektörün yenilikçi ve üretken yatırımlarına önem verdiklerini ve yatırımlar için kaynaklar aradıklarını ifade etti.
MHP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Özyavuz, Türkiye'nin güney sınırının güvenliğinin sağlanması için yapılan Barış Pınarı Harekatı sonrası Akçakale ve Ceylanpınar'da bulunan gümrük kapılarının sınır ticareti açısından önemli olduğunu belirtti.
Bu gümrük kapılarının açılması için gerekli çalışmaların hızlı şekilde tamamlanıp bir an önce bitirilmesinin, Türkiye'ye ve Şanlıurfa'ya büyük bir kazanç sağlayacağını söyleyen Özyavuz, "Sınır ticareti yapacak vatandaşlarımız arasında kesinlikle ayrımcılık yapılmamalı, ihraç ve ithal edilecek ürünlerle ilgili kritere uyan bütün firmalara izin verilmelidir." dedi.
"AA VE TRT MİLLETİN GÖZ BEBEĞİ KURULUŞLARDIR"
Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığını belirtti.
Türkiye'nin, 4 milyon Suriyeli sığınmacıya hizmet verdiğini dile getiren Oktay, "Türkiye'de kamu hastanelerimizde verdiğimiz sağlık hizmetlerimize gerek ameliyat sayısı gerekse yatan hasta sayısı ve poliklinik sayısına baktığımızda rakamlar oldukça yüksek. Biz bu hizmetleri doğrudan yereldeki halkın ayağına götürmeye çalışıyoruz. Bunlar insani hizmetlerdir, bunun dışında başka bir amaç taşımamaktadır." diye konuştu.
Oktay, "Anadolu Ajansı ve TRT bir suç örgütü değil, bu milletin göz bebeği kuruluşlardır. İktidarın değil, milletin kuruluşlarıdır." dedi.
Oktay'ın, soruları cevabının ardından teklifin 3. maddesi kabul edildi.