İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan’ın, TBMM Kadına Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Araştırma Komisyonu’na ilettiği yazılı sunumundaki ifadeleri tartışma yarattı.
Milliyet gazetesinden Bahar Atakan'ın haberine göre Arslan, sunumunda boşanma oranları ve nikahsız beraberliklerin arttığını belirterek, "İnsan fıtratına aykırı sapkın ilişkilerin belli çevreler tarafından kasıtlı şekilde meşrulaştırılmaya çalışılması aile kurumuna yönelik ana tehditler arasında yer almaktadır. Evlenmeksizin birlikte yaşama, toplumsal değerlerimizle bağdaşmadığı gibi kadının şiddete ve farklı şekilde mağduriyetine neden olabilmekte; kadın ve çocuk hakkı ihlalleri öncelikli olmak üzere, birçok sosyal ve psikolojik problemleri de beraberinde getirmektedir" dedi.
"İNSAN HAKLARI İHLALİ"
Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesinin 3. fıkrasındaki, “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” hükmü ile 322. maddesinde yer alan, “Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler” ifadelerini hatırlatan Arslan, “Zinanın sadece iki kişiyi ilgilendiren bir tercih sorunu olmadığı, aile ve toplum yapısını bozan, değerler sistemini yozlaştıran bir fiili olduğu kabul edilmelidir. Sadakatsizlik bir hak değil, çok yönlü bir insan hakları ihlalidir” dedi.
"ŞİDDETE ZEMİN OLUŞTURUYOR"
Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı düşmeyecek şekilde, yeni bir zina düzenlemesine TCK’da yer verilmesini öneren, bunun için TBMM’ye çağrı yapan Arslan, sunumunda, "Aldatan eşlerin yanında, aldatan üçüncü kişiler hakkında da maddi ve manevi yaptırımlara hükmedilmesi için gerekli kanuni ve idari düzenlemeler yapılmalıdır. Zira, zina kadına yönelik şiddetin önemli bir sebebini oluşturduğu gibi diğer eş ve çocuklar açısından da psikolojik şiddet başta olmak üzere farklı şiddet türlerine zemin oluşturmaktadır" ifadesini kullandı.
"CAYDIRICILIK GETİRİLMELİ"
Arslan, komisyon tutanağına göre, önerisine ilişkin komisyondaki konuşmasında şöyle dedi: “Bakın, geçenlerde de oldu: Adam gidiyor, bir başka ailedeki bir kadınla ilişkiye giriyor ve çocuk oluyor. Ondan sonra medyaya da yansıdı ‘Elhamdülillah, filancadanmış.’ diye. Bu adama siz hiçbir ceza veremiyorsunuz. Aldatan üçüncü kişiye muhakkak bir yaptırım uygulanması lazım, orada bir caydırıcılık getirilmesi gerekiyor.”
"ŞİDDET UYGULAYANIN ONURU DA GÖZETİLMELİ"
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’na ailenin mutluluğunu sağlamaya elverişli yeni maddeler eklenmesini öneren TİHEK Başkanı Arslan, sunumunda, “Yalnızca şiddete uğrayan veya uğraması muhtemel kişinin değil, şiddeti uygulayan veya şiddeti uygulaması ihtimali bulunan kişinin onuru da gözetilmeli, şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları da insan onuruna yaraşır şekilde yerine getirilmeli, özellikle nikahlı eşlerin uzaklaştırılmasına dair kararlarda eşe uygun barınma imkanları sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
"CİNSEL İSTİSMAR İLE ERKEN EVLİLİK AYRIŞTIRILMALI"
“Gençlerin cinsellik hakkı savunulurken dini hassasiyetleri olan gençler de gözetilmelidir” ifadelerini kullanan TİHEK Başkanı Arslan, şunları kaydetti: “Akran cinselliği adı altında nikâhsız birliktelikler teşvik edilirken ve 15 yaşında nikâhsız cinsel ilişkiler yasal iken nikâhlı birlikteliklerin suç olması insan hakları ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Erken yaşta evlilik ile zorla evlilik birbirinden farklıdır. Cinsel istismar suçu ile erken evlilik suçu ayrıştırılmalı, erken evlilik suçu ayrıca değerlendirilmelidir.”
"SUNUMU SAYISIZ SKANDAL İÇERİYOR"
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, TİHEK Başkanı Süleyman Arslan’ı, TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonunda yaptığı sunumu eleştirerek, istifaya davet etti. Komisyonun CHP’li üyeleriyle basın toplantısı düzenleyen Taşcıer, şunları söyledi: “Kadınların birey olduğuna dahi inanmayan bir kişi ile karşı karşıyayız. Sunumu sayısız skandallar içeriyor. Biz kadın haklarına dayalı bir sunum beklerken değil kadın hakları, insan haklarına dahi aykırı bir sunumla karşı karşıya kaldık. Ayrımcı, nefret kusan bir dille insan hakları karşıtı olduğunu ifade etti. Bu kurum başkanının varlığı, akıl almaz bir olaydır. Daha kadına yönelik şiddetin ne demek olduğunu bilmiyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan, bir an önce o makamı boşaltmalı ve istifa etmelidir.”