İlişkili Haberler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ASELSAN Gölbaşı Yerleşkesi'nde düzenlenen Yeni Sistem Tanıtımları ve Tesis Açılışları Töreni'nde konuştu.
Sözlerine 14 Kasım 1975'te faaliyete geçen ASELSAN'ın 45'inci kuruluş yıl dönümünü kutlayarak başlayan Erdoğan, kuruluşundan bugüne ASELSAN'da görev yapan, projelerde yer alan, birikimi ve emeğiyle ülkenin savunma sanayine katkıda bulunan herkese teşekkür etti.
Erdoğan, 1975'in Kıbrıs çıkarmasının hemen ertesi yılı olduğunu belirterek, Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihindeki bu ilk sınır ötesi harekatının ardından çok katı ve haksız bir ambargoya maruz kaldığını dile getirdi.
Bu durumun savunma sanayisindeki eksiklerin ve ihmallerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmasına vesile olduğunu aktaran Erdoğan, harekatın ardından ASELSAN'ın ve daha sonra diğer savunma sanayii kuruluşlarının faaliyete geçirilmesiyle, ülkenin yeni bir döneme adım attığını ifade etti.
Buna karşın, aradan geçen uzun yıllar boyunca, savunma sanayiinde ihtiyacı karşılayacak şekilde, arzu edilen hızda ve seviyede gelişme sağlanamadığına vurgu yapan Erdoğan, bu nedenle hükümete geldiklerinde öncelik verdikleri alanlardan birini de savunma sanayinin güçlendirilmesi olarak belirlediklerini kaydetti.
Geride kalan 18 yıl boyunca, savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefi yolunda çalışmalarını durmaksızın sürdürdüklerini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rahmetli Özal tarafından kurulan Savunma Sanayi Başkanlığımızı, bu sürecin koordinasyonunu etkin şekilde yürütebilecek bir yapıya kavuşturduk. Bugün Türk savunma sanayii, vakıf şirketlerinden özel sektöre, alt yüklenicilerinden KOBİ'lere, üniversitelerden araştırma merkezlerine, teknoparklardan kümelenmelere kadar geniş bir ekosisteme sahiptir. Böylece, 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken, bugün 700'e yakın projenin hayata geçirildiği bir savunma sanayine kavuştuk. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu saldırılara karşı daha etkin mücadele için sadece son 5 yılda 350 civarında yeni proje başlattık. Savunma sanayii projelerimizin bütçesini 5,5 milyar dolardan 60 milyar dolara yükselttik. Yine bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 56'dan 1500'e ulaştı. Sektörün 1 milyar dolar olan cirosu da 11 milyar dolar rakamını yakaladı. Savunma ve havacılık ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar dolar seviyelerine çıktı."
"DÜNYANIN İLK 3-4 ÜLKESİ İÇİNDEYİZ"
Dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde Türkiye'nin 7 firmayla temsil edildiğine değinen Erdoğan, sadece son 5 yılda 5 firmanın daha bu listeye girdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber, dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içindeyiz. Bugün Türkiye, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorlukları ve uyguladığı gizli açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke haline gelmiştir. Sınırlarımız içinde terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabiliyoruz. Sınırlarımız dışında barış harekatlarını istediğimiz gibi yürütebiliyoruz. Tüm bunları, savunma sanayiinde elde ettiğimiz ilerlemeye borçluyuz. Geçmişin eksiklerini gidermekle ve bugünün hazırlıklarını yapmakla kalmıyor, geleceği de kucaklıyoruz. Araştırma geliştirme yatırımlarımızı artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Sürü İHA mı? Yapıyoruz. Gemilerimizin savaş yönetim sistemi mi? Geliştiriyoruz. İnsansız kara aracı mı? Üretiyoruz. Yapay zeka sistemleri mi? Çalışıyoruz. Elektromanyetik ve lazer silahları mı? Tasarlıyoruz."
Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği destek nedeniyle İHA'ların bazılarında kullanılan kameraya Kanada tarafından ambargo uygulandığına işaret eden Erdoğan, "Biz ne yaptık? ASELSAN'da yerlisini ürettik. İHA'larımıza taktık, yolumuza devam ettik. Bununla kalmadık, aynı kameraların daha da iyisini yapmak için şu anda projemizi başlattık. İnşallah her alanda bu anlayışla hareket ederek, yerli ve milli savunma sanayimizi en üst seviyelere çıkartacağız." diye konuştu.
Kıbrıs Barış Harekatının ardından kurulan ASELSAN'ın, bugün gelinen noktada bir dünya şirketi olarak, çok geniş bir alanda faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Erdoğan, bunlar arasında, haberleşme, radar, elektronik harp, elektro-optik, güvenlik, silah ve füze savunma sistemleri, insansız otonom araçlar, platformlar, mühimmatlar, yeni nesil yapay zeka sistemleri, enerji, ulaştırma ve sağlık teknolojilerine kadar birçok başlık bulunduğunu söyledi.
"Küresel ölçekte birçok ilki başarmış patentli ürünler çıkararak ülkemizin ve mühendislerimizin gücünü ispatlayan ASELSAN, yeni başarılarıyla göğsümüzü kabartıyor." diyen Erdoğan, ASELSAN'da sorumluluk alarak, verdiği sözleri yerine getirdiği için Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün'e teşekkür etti.
Gelinen noktada ASELSAN'ın, alt yüklenicileri ve paydaşlarıyla beraber envanterdeki ürünlerin seri üretimlerine devam ederken, güvenlik güçlerine yeni sistemler kazandırmayı da sürdürdüğüne değinen Erdoğan, ayrıca elindeki teknolojileri çoklu kullanıma açarak enerji, sağlık, ulaştırma gibi alanlarda da çözümler ürettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün, bu yeni sistemlerden birisinin teslimini de gerçekleştiriyoruz. Elektronik harpte bize çok büyük güç katacak Karakulak Yüksek Frekans Kestirme ve Dinleme Sistemi artık kullanıma hazırdır." diye konuştu.
Erdoğan daha sonra "ASELSAN tarafından geliştirilen ve bugün itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin hizmetine giren bu sistemi hep birlikte tanıyalım" dedi ve sisteme ilişkin video gösterildi.
Halen Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterinde bulunan KORKUT Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sisteminin yenilerini de bugün TSK'ye teslim edeceklerini dile getiren Erdoğan, "KORKUT, alçak irtifa hava savunmasını, uçak ve helikopterlerin yanı sıra, havadan karaya füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçları gibi hedeflere karşı da en etkili şekilde gerçekleştiriyor. Bu sistemde kullandığımız Atom ismi verilen 35 milimetre parçacıklı mühimmat ile ülkemiz, dünyada az sayıda ülkenin sahip olduğu bir yeteneğe, milli olarak sahip hale geldi." değerlendirmesinde bulundu.
Bu sırada da KORKUT sistemini tanıtan video izletildi.
Video gösteriminin ardından konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan da güvenlik güçlerinin sahadaki ihtiyaçları doğrultusunda yeni nesil ürünlerin geliştirilmeye başlandığını aktardı.
Erdoğan, gerçekleştirilen harekatlarda düşman radarlarının tespit edilmesi ve köreltilmesinde KORAL Elektronik Harp Sistemi'nin çok büyük rol oynadığını belirterek, bu sistemin daha gelişmiş versiyonu "Yeni Nesil KORAL" projesinin de bugün başlatıldığını açıkladı.
Yeni sistemin, mevcut KORAL'a göre düşman unsurlarını algılama, karıştırma ve köreltme alanında daha üstün kabiliyete sahip olacağını bildiren Erdoğan, KORAL'ın da tanıtım filminin gösterilmesinin ardından devam ettiği konuşmasında, başlatılan yeni proje ve teslimini yaptıkları sistemlerin projelendirmesi, geliştirilmesi ve üretimi için Savunma Sanayii Başkanlığı ve ASELSAN'ı tebrik etti.
"TAMAMEN MİLLİ VE YERLİ..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir müjde de ROKETSAN'dan vereceğine işaret ederek, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda, ROKETSAN'a yaptığı ziyaret sırasında, "Artık Uzay Liginde olunduğunu" söylediğini hatırlattı.
Erdoğan, "Uzay'ın karanlığını, milli teknolojimiz ve mühendislik kabiliyetimizle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda bir kez daha aydınlattığımızın müjdesini de buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Tamamen milli ve yerli mühendislik kabiliyetlerimizle yaptığımız Uydu Fırlatma testleri başarıyla tamamlandı. Bu testlerde 4 kere daha uzaya ulaştık. Cumhuriyet Bayramımızda yaşadığımız bu gururla 2023 vizyonumuz çerçevesinde önemli bir dönüm noktasını daha geride bıraktık." diye konuştu.
"Bu gururu görüntüleriyle birlikte milletimizle paylaşmak istiyorum." diyen Erdoğan, Sonda Roketi Testi'nin görüntülerinin izlenmesinin ardından, milletin karşısına her alanda yeni başarıların müjdeleriyle çıkmaya devam edeceklerini söyledi.
"SEKTÖRÜMÜZDEN DE AZAMİ GAYRET BEKLİYORUM"
Kahraman askerler sahada canları pahasına mücadele ederken onlara verecekleri en büyük desteğin savunma sanayisini daha ileriye taşımak olacağını ifade eden Erdoğan, savunma sanayisinde daha planlı, daha sistematik ve orta-uzun vadeli hareket edilmesi gereken bir döneme girdiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kendi üretebileceğimiz ürünlerin yurt dışından tedarik edilmesine asla tahammülümüz yoktur. Elimizdeki sınırlı kaynağı, kendi savunma sanayimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanmak birinci önceliğimizdir. Bu konuda vakıf şirketlerimizin yanı sıra sektörümüzden de azami gayret bekliyorum. Dünyada savunma sanayisi, diğer tüm teknolojilerin gelişmesinde lokomotif role sahiptir. Dolayısıyla bu alanda yapacağımız her yatırımın ülke kalkınmasına çok daha büyük katkıları olacağını unutmamalıyız. Eğer bugün ciddi bir cari açığımız varsa bu cari açığımızı bile minimize etmede savunma sanayisinin rolü asla inkar edilemez. Savunma sanayisindeki kritik teknolojilerin kazanımı için rollerin belirlenmesi, mevcut kabiliyetlerin doğru yönetilmesi, yatırımların planlanması ve kapasitenin etkin kullanımı gerekiyor."
Savunma sanayisindeki kurumlar arasındaki iş birliğini, uyumu, paylaşımı daha da geliştirerek, hedeflere en kısa sürede ulaşılacağını anlatan Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak bundan sonra daha da büyüyen bir güçle savunma sektörüne her tür desteği vermeye devam edeceğini vurguladı.
"MÜKERRER YATIRIMLARDAN KAÇINILARAK KAYNAK İSRAFININ ÖNLENMESİ ŞART"
Savunma sanayisinde, insan yetenek profili, araştırma-geliştirme merkezlerinin yetkinlik haritası ve şirketlerin kapasite yönetimi konularında çok daha güçlü bir koordinasyona ihtiyaç olduğunu gördüklerini dile getiren Erdoğan, bunun için Savunma Sanayii Başkanlığı ile bakanlıklar ve kurumların daha yakın çalışma içinde olmalarını istedi.
Savunma sanayisinin gelişimine katkı sağlayan tüm kamu ve özel kuruluşlarının yakın ve samimi bir iş birliği içinde hareket etmesinin, Ar-Ge derinliği ve verimlilik bakımından da önemli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"İhtiyaç makamı, kullanıcılar ve üreticiler arasındaki bilgi akışının net bir şekilde sağlanması, savunma sanayisinin sürdürülebilir gelişimi için en başta gelen şartlardan biridir. Sadece teknolojinin değil, yatırımların da doğru planlanması, mükerrer yatırımlardan kaçınılarak kaynak israfının önlenmesi şarttır. Bu çerçevede, Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonu dışında yapılan alternatif alımlar mutlaka, eldeki imkanlara ve kabiliyetlere öncelik verilen bir değerlendirmeyle gerçekleştirilmelidir. Hayati öneme sahip kritik durumlar dışında, en ideali olmasa bile kendimizin üretmesi veya geliştirmesi mümkün olan her şeyi içeride yapmalıyız. Her kurum, Savunma Sanayii Başkanlığımızın uzmanlığını bir kenara bırakıp, kendi ürün tedarikini kendisi yapmaya kalkarsa, mükerrerlik ve israf kaçınılmaz hale gelir. Savunma Sanayii Başkanlığımızın da hızlı ve etkin karar alma, tasarım ve üretim planlaması ile tedarik ve teslim yapma kabiliyetini geliştirmesinde fayda görüyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle teknoloji geliştirmeye yönelik faaliyetlere daha fazla kaynak aktarılması gerektiğine işaret ederek, bu kapsamda TÜBİTAK ve benzeri kurumların yaptığı çalışmaların daha etkin şekilde desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Recep Tayyip Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfımızın savunma sanayimize yaptığı katkıya uygun şekilde yeniden yapılandırılması da düşünülebilir. Görüldüğü gibi, yapacak daha çok işimiz var. İnşallah tüm bu hususları planlı bir şekilde adım adım hayata geçirerek, savunma sanayimizin gücüne güç katacağız." dedi.