Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek önce Ermenistan’la yürütülen müzakerelere değindi.
Çiçek “Hükümet olarak önce komşularımız olmak üzere poltikamız barıştır. Diyalogla çözümden yanayız. Belli bir süredir devam eden görüşmeleri her aşamasında Azerbaycanlı kardeşlerimize haber veriyoruz. Yalan yanlış haberlere itibar edilerek kardeşlerimizle ilişkilerimize gölge düşsün istemeyiz. Biz soğuk savaş bitti zannediyorduk ama Kafkasya coğrafyasında devam ettiği anlaşılıyor.
Ermenistan’la süreçte sanki Azerbaycan’n menfaatlerine karşıymışız gibi haberlerden rahatsızlık duyuyoruz. Müzekerelerde detayların olgunlaşmadan paylaşılması usulden değildir. Aksi halde beklenen fayda olmaz, işi baştan katleder.
Onun için çeşitli barış görüşmelerinde, Karabağ sorununa ilişkin tüm görüşmelerde izlenen yolda budur. Türkiye kapalı kapıların ardında bir tavrın içinde değildir. Bizim Ermenistan’la temaslarımızda Azerbaycan’ı üzecek adım atmayız. Herkes bunu böyle bilsin.
Biz Azerbaycanla bir kardeşlik ilişkisi sürdürüyoruz.Menfaate dayalı bir ilişki değil. Aynı milletin çocuklarıyız. Bunun Azerbaycanlı kardeşlerimizce de takdir edilmesi gerekir.
Karabağ sorunu çözülmeden bölgede kalıcı huzur temin etmek mümkün değildir.”
BAKAN GÜNAY'IN SÖZLERİNE YANIT
Cemil Çiçek, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın 'Ergenokon sürecinin AKP’nin aleyhine işlediği’ yönündeki sözleriyle ilgili soruya da şu yanıtı verdi: “Bu konu Bakanlar Kurulu’nda konuşulmadı. Hukuki olmayan bir konunun konuşulması mümkün de değildir.
Anayasa’nın 138. Maddesi var. Bu değerlendirmeyi yasalar açısından yapmak lazım. Nelerin yapılacağı Anayasa’da yazılı. Ayrıca TCK’da da madde var. CMK yasasının maddesi de var.
Görülmekte olan davalarla ilgili soru soruluyor. Bunları doğru bulmuyorum. Kuvvetler ayrılığı gereği herkes kendi işini yapacaktır. Hukuk devletine vurgu yapıyoruz. Ancak gereğini ne kadar yapıyoruz tartışılması gerekir. Sıfatımız ne olursa, konumumuz ne olursa olsun herkes bu kurallara uymak zorunda. Kimsenin ayrıcalığı yoktur. Evvala hukuka uymalıyız. İnsanlar kendileri hukuka uymadıkları zaman hukuk devleti söyleminin anlamı kalmaz.
İnsanları baştan suçlu ya da suçsuz kabul ederek tartışmaya girmek doğru değil.”
Çiçek “Hükümet olarak önce komşularımız olmak üzere poltikamız barıştır. Diyalogla çözümden yanayız. Belli bir süredir devam eden görüşmeleri her aşamasında Azerbaycanlı kardeşlerimize haber veriyoruz. Yalan yanlış haberlere itibar edilerek kardeşlerimizle ilişkilerimize gölge düşsün istemeyiz. Biz soğuk savaş bitti zannediyorduk ama Kafkasya coğrafyasında devam ettiği anlaşılıyor.
Ermenistan’la süreçte sanki Azerbaycan’n menfaatlerine karşıymışız gibi haberlerden rahatsızlık duyuyoruz. Müzekerelerde detayların olgunlaşmadan paylaşılması usulden değildir. Aksi halde beklenen fayda olmaz, işi baştan katleder.
Onun için çeşitli barış görüşmelerinde, Karabağ sorununa ilişkin tüm görüşmelerde izlenen yolda budur. Türkiye kapalı kapıların ardında bir tavrın içinde değildir. Bizim Ermenistan’la temaslarımızda Azerbaycan’ı üzecek adım atmayız. Herkes bunu böyle bilsin.
Biz Azerbaycanla bir kardeşlik ilişkisi sürdürüyoruz.Menfaate dayalı bir ilişki değil. Aynı milletin çocuklarıyız. Bunun Azerbaycanlı kardeşlerimizce de takdir edilmesi gerekir.
Karabağ sorunu çözülmeden bölgede kalıcı huzur temin etmek mümkün değildir.”
BAKAN GÜNAY'IN SÖZLERİNE YANIT
Cemil Çiçek, Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın 'Ergenokon sürecinin AKP’nin aleyhine işlediği’ yönündeki sözleriyle ilgili soruya da şu yanıtı verdi: “Bu konu Bakanlar Kurulu’nda konuşulmadı. Hukuki olmayan bir konunun konuşulması mümkün de değildir.
Anayasa’nın 138. Maddesi var. Bu değerlendirmeyi yasalar açısından yapmak lazım. Nelerin yapılacağı Anayasa’da yazılı. Ayrıca TCK’da da madde var. CMK yasasının maddesi de var.
Görülmekte olan davalarla ilgili soru soruluyor. Bunları doğru bulmuyorum. Kuvvetler ayrılığı gereği herkes kendi işini yapacaktır. Hukuk devletine vurgu yapıyoruz. Ancak gereğini ne kadar yapıyoruz tartışılması gerekir. Sıfatımız ne olursa, konumumuz ne olursa olsun herkes bu kurallara uymak zorunda. Kimsenin ayrıcalığı yoktur. Evvala hukuka uymalıyız. İnsanlar kendileri hukuka uymadıkları zaman hukuk devleti söyleminin anlamı kalmaz.
İnsanları baştan suçlu ya da suçsuz kabul ederek tartışmaya girmek doğru değil.”