Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sinan Ateş cinayeti davası ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi parti liderleri ile görüşmelerine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Yalçın, bazı gazetecilerin MHP’yi kasıtlı olarak hedef aldığını savundu.
“Bütün solcu gazeteciler, önce bir menfur cinayeti bahane ederek, sonra da Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasları üzerinden MHP’yi vurma çabasına girmişlerdir.” diyen Yalçın, “MHP ile alakası bulunmayan bir cinayet davasına TV ve gazete yorumlarında ısrarla yer verilmesine sözde gerekçe olarak toplumsal vicdanın kanaması gösterilmiştir.” ifadelerini kullandı.
“Söz konusu cinayet davasının iddianamesinde MHP'lilerin ismi bulunduğu için bizim telaşa kapıldığımız vehmedilmiştir” ifadesini kullanan Semih Yalçın, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın, muhalefet partileriyle temas kurması ise Cumhur İttifakı’nın bozulacağı ve partimizin saf dışı kalacağının işareti olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Hatta bazı aklıevvel gazeteciler artık MHP’nin siyaset ikliminde yalnız başına kaldığını öne sürmüştür.” dedi.
Yalçın şöyle devam etti:
“Tekraren altını çizmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’yle zaman zaman görüşüp istişare ettiği gibi istediği siyasetçi ve kişiyle görüşebilir. Bu görüşme ve temaslardan olmadık anlamlar çıkarmak; öküz altında buzağı aramak, kırılmayacak dala karga tünemesini beklemektir.”
Sinan Ateş cinayeti davasının iddianamesinde hiçbir MHP görevlisinin adının geçmediğini aktaran Yalçın, “Hal böyleyken dava solcu basın tarafından MHP’yi töhmet altında bırakmak, partimize zarar vermek, aleyhimizde algı oluşturmak için kullanılmaktadır. Cinayetin aydınlanması için seferber olanlar, konu PKK’nın cinayetlerine gelince sessiz kalmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Yalçın, bazı gazetecilerin MHP’yi kasıtlı olarak hedef aldığını savundu.
“Bütün solcu gazeteciler, önce bir menfur cinayeti bahane ederek, sonra da Sayın Cumhurbaşkanı’nın temasları üzerinden MHP’yi vurma çabasına girmişlerdir.” diyen Yalçın, “MHP ile alakası bulunmayan bir cinayet davasına TV ve gazete yorumlarında ısrarla yer verilmesine sözde gerekçe olarak toplumsal vicdanın kanaması gösterilmiştir.” ifadelerini kullandı.
“Söz konusu cinayet davasının iddianamesinde MHP'lilerin ismi bulunduğu için bizim telaşa kapıldığımız vehmedilmiştir” ifadesini kullanan Semih Yalçın, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın, muhalefet partileriyle temas kurması ise Cumhur İttifakı’nın bozulacağı ve partimizin saf dışı kalacağının işareti olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Hatta bazı aklıevvel gazeteciler artık MHP’nin siyaset ikliminde yalnız başına kaldığını öne sürmüştür.” dedi.
Yalçın şöyle devam etti:
“Tekraren altını çizmek gerekir ki Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’yle zaman zaman görüşüp istişare ettiği gibi istediği siyasetçi ve kişiyle görüşebilir. Bu görüşme ve temaslardan olmadık anlamlar çıkarmak; öküz altında buzağı aramak, kırılmayacak dala karga tünemesini beklemektir.”
Sinan Ateş cinayeti davasının iddianamesinde hiçbir MHP görevlisinin adının geçmediğini aktaran Yalçın, “Hal böyleyken dava solcu basın tarafından MHP’yi töhmet altında bırakmak, partimize zarar vermek, aleyhimizde algı oluşturmak için kullanılmaktadır. Cinayetin aydınlanması için seferber olanlar, konu PKK’nın cinayetlerine gelince sessiz kalmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.