AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, AK Parti MKYK Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında, değerlendirmelerin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
AK Parti'li Çelik, ''12 Haziran'da yapılması düşünülen milletvekili genel seçimi takvimiyle ilgili sürecin sorulması üzerine'' şu değerlendirmeyi yaptı:
''Daha önceki örneklere bakılarak bu konuda bir karar alınabilir veya bir kanun çıkarılabilir. Ama büyük ihtimalle TBMM'nin kararı olarak bu seçim kararı alınacaktır. Mart ayının başında bu kara alınacak ama 12 Martta seçim takviminin işleyeceği şekilde bir karar alınacaktır. Bu konuda grup başkanvekillerimiz gerekli hazırlıklarını yapmıştır. En geç 2 Mart’ta bu karar alınmış olacak ve 12 Martta büyük ihtimalle süreç başlamış olacaktır. 90 günlük süreç çalışacağına göre, 12 Haziranda milletvekilliği genel seçimi yapılmış olacaktır.''
Bir gazetecinin kendisinin de Vanlı olduğunu anımsatarak, 'Vanlı'lar, Van gölüne, 'Van denizi' der mi demez mi?'' sorusuna da Çelik, ''Vanlılar, Van gölüne 'Van denizi' der ama tabii haritada, coğrafyada onun nasıl yer aldığı, nasıl bulunduğu önemlidir. Dolayısıyla herkes, kendi çevresinde, yöresinde, coğrafyasında bulunanı farklı şekilde isimlendirebilir. Bu bir detaydır buna fazla takılıp kalmayalım'' karşılığını verdi.
'SİYASİ AVUKATLIK'
Çelik, bir konuya daha değinmek istediğini belirterek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Ergenekon nerede, ben de gidip üye olayım'' sözlerini sarf ettiğini anımsattı.
Bu beyanın ''talihsiz'' olduğunu dile getiren Hüseyin Çelik, şöyle devam etti:
''Ergenekon avukatlığını daha önce Sayın Baykal üstlenmişti. Bir sanığın avukatı olmak, o sanıkla aynı suçu işlemek veya işlediği suçu onaylamak anlamına gelmez. Savunma hakkı kutsal bir haktır ve bütün mahkemelerde son söz savunmaya aittir. Dolayısıyla şu veya bu davanın avukatı da olabilirsiniz. Ancak gerçek avukatlıkla siyasi avukatlığı birbirine karıştırmamamız gerekiyor. Sayın Deniz Baykal, Sayın Kılıçdaroğlu veya bir başkası, milletvekili olmaz, şu anda bir siyasi olmaz, avukatlık yapar, istediği davanın avukatlığını alabilir. Ama siz siyasi partinin, anamuhalefet partisinin avukatı olduğunuzu ilan ederseniz buna 'siyasi avukatlık' denir. Siz, o davayı siyasallaştırmış olursunuz. Bunun da kabul edilebilir yanı yoktur ama kendisi, bir kademe ileriye taşıdı. Ve 'nerededir ben gidip üye olayım' dedi.
Sormak istiyorum; siz bugüne kadar herhangi bir illegal örgütün tabelasına rastladınız mı, telefon numarasına rastladınız mı, basılı evrakına rastlandınız mı, adresine rastladınız mı? Hangi illegal örgütün şurada genel merkezi, şurada şubeleri bulunmaktadır, şurada tabelaları bulunmaktadır? Dolayısıyla şu ifade bile başlı başına talihsiz bir ifade olmuştur. Kendisi bunları söyleyen bir lider.''
Yazıcı'nın avukatlık yaptığı döneme ilişkin sözleriyle ilgili olarak da Çelik, ''Bu da talihsiz bir yaklaşımdır. Sayın Hayati Yazıcı fiili olarak avukatlık yaparken yani mesleğini icra ederken oradaki bazı sanıkların avukatlığını yapmıştır. Mesele bundan ibarettir. Savunma hakkı kutsal bir haktır. Sayın Hayati Yazıcı'nın orada avukatlık yapmış olması Sivas'da olup bitenleri onayladığı anlamına gelmez'' dedi.
Hüseyin Çelik, Kılıçdaroğlu'nun, bir yerde Ergenekon'un adresini arıyorsa, bunu bulamayacağını belirterek, ''Ama kendisi, Ergenekon nerededir çok iyi biliyor kendisi'' diye konuştu.
'HUKUK DIŞINA ÇIKMADAN TALEPLERİNİ DİLE GETİREBİLİRLER'
Hafta sonunda tutuklu subayların eşlerinin Anıtkabir'i ziyaretiyle ilgili soru üzerine de Çelik, ''Hukuk dışına taşmamak kaydıyla yasaların belirlediği çerçevede hareket etmek kaydıyla, insanlar kendi tepkilerini, insanlar taleplerini şu veya bu şekilde dile getirebilirler'' dedi.
Çelik, demokratik bir hukuk devletinde bunların yolunun açık olduğunu ifade ederek, ''İllegal bir harekete meyil etmemek şartıyla kaba kuvvete başvurmamak kaydıyla insanların tepki ve taleplerini bir şekilde dile getirebileceklerini'' söyledi.
'2001 KRİZİNİN MALİYETİ 382 MİLYAR LİRA'
2000 ve 2001 yıllarında Türkiye'de ciddi ekonomik krizler yaşandığını da hatırlatan Hüseyin Çelik, 2001 Şubat krizinin bugün 10. yıl dönümü olduğunu söyledi. Bu krizin faturasının maliyetinin çok büyük olduğunu vurgulayan Çelik, Şubat 2001 krizi olmasaydı bugün Hazine'nin 382 milyar TL daha az borcu olacağını belirtti.
AK Parti'li Çelik, ''12 Haziran'da yapılması düşünülen milletvekili genel seçimi takvimiyle ilgili sürecin sorulması üzerine'' şu değerlendirmeyi yaptı:
''Daha önceki örneklere bakılarak bu konuda bir karar alınabilir veya bir kanun çıkarılabilir. Ama büyük ihtimalle TBMM'nin kararı olarak bu seçim kararı alınacaktır. Mart ayının başında bu kara alınacak ama 12 Martta seçim takviminin işleyeceği şekilde bir karar alınacaktır. Bu konuda grup başkanvekillerimiz gerekli hazırlıklarını yapmıştır. En geç 2 Mart’ta bu karar alınmış olacak ve 12 Martta büyük ihtimalle süreç başlamış olacaktır. 90 günlük süreç çalışacağına göre, 12 Haziranda milletvekilliği genel seçimi yapılmış olacaktır.''
Bir gazetecinin kendisinin de Vanlı olduğunu anımsatarak, 'Vanlı'lar, Van gölüne, 'Van denizi' der mi demez mi?'' sorusuna da Çelik, ''Vanlılar, Van gölüne 'Van denizi' der ama tabii haritada, coğrafyada onun nasıl yer aldığı, nasıl bulunduğu önemlidir. Dolayısıyla herkes, kendi çevresinde, yöresinde, coğrafyasında bulunanı farklı şekilde isimlendirebilir. Bu bir detaydır buna fazla takılıp kalmayalım'' karşılığını verdi.
'SİYASİ AVUKATLIK'
Çelik, bir konuya daha değinmek istediğini belirterek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Ergenekon nerede, ben de gidip üye olayım'' sözlerini sarf ettiğini anımsattı.
Bu beyanın ''talihsiz'' olduğunu dile getiren Hüseyin Çelik, şöyle devam etti:
''Ergenekon avukatlığını daha önce Sayın Baykal üstlenmişti. Bir sanığın avukatı olmak, o sanıkla aynı suçu işlemek veya işlediği suçu onaylamak anlamına gelmez. Savunma hakkı kutsal bir haktır ve bütün mahkemelerde son söz savunmaya aittir. Dolayısıyla şu veya bu davanın avukatı da olabilirsiniz. Ancak gerçek avukatlıkla siyasi avukatlığı birbirine karıştırmamamız gerekiyor. Sayın Deniz Baykal, Sayın Kılıçdaroğlu veya bir başkası, milletvekili olmaz, şu anda bir siyasi olmaz, avukatlık yapar, istediği davanın avukatlığını alabilir. Ama siz siyasi partinin, anamuhalefet partisinin avukatı olduğunuzu ilan ederseniz buna 'siyasi avukatlık' denir. Siz, o davayı siyasallaştırmış olursunuz. Bunun da kabul edilebilir yanı yoktur ama kendisi, bir kademe ileriye taşıdı. Ve 'nerededir ben gidip üye olayım' dedi.
Sormak istiyorum; siz bugüne kadar herhangi bir illegal örgütün tabelasına rastladınız mı, telefon numarasına rastladınız mı, basılı evrakına rastlandınız mı, adresine rastladınız mı? Hangi illegal örgütün şurada genel merkezi, şurada şubeleri bulunmaktadır, şurada tabelaları bulunmaktadır? Dolayısıyla şu ifade bile başlı başına talihsiz bir ifade olmuştur. Kendisi bunları söyleyen bir lider.''
Yazıcı'nın avukatlık yaptığı döneme ilişkin sözleriyle ilgili olarak da Çelik, ''Bu da talihsiz bir yaklaşımdır. Sayın Hayati Yazıcı fiili olarak avukatlık yaparken yani mesleğini icra ederken oradaki bazı sanıkların avukatlığını yapmıştır. Mesele bundan ibarettir. Savunma hakkı kutsal bir haktır. Sayın Hayati Yazıcı'nın orada avukatlık yapmış olması Sivas'da olup bitenleri onayladığı anlamına gelmez'' dedi.
Hüseyin Çelik, Kılıçdaroğlu'nun, bir yerde Ergenekon'un adresini arıyorsa, bunu bulamayacağını belirterek, ''Ama kendisi, Ergenekon nerededir çok iyi biliyor kendisi'' diye konuştu.
'HUKUK DIŞINA ÇIKMADAN TALEPLERİNİ DİLE GETİREBİLİRLER'
Hafta sonunda tutuklu subayların eşlerinin Anıtkabir'i ziyaretiyle ilgili soru üzerine de Çelik, ''Hukuk dışına taşmamak kaydıyla yasaların belirlediği çerçevede hareket etmek kaydıyla, insanlar kendi tepkilerini, insanlar taleplerini şu veya bu şekilde dile getirebilirler'' dedi.
Çelik, demokratik bir hukuk devletinde bunların yolunun açık olduğunu ifade ederek, ''İllegal bir harekete meyil etmemek şartıyla kaba kuvvete başvurmamak kaydıyla insanların tepki ve taleplerini bir şekilde dile getirebileceklerini'' söyledi.
'2001 KRİZİNİN MALİYETİ 382 MİLYAR LİRA'
2000 ve 2001 yıllarında Türkiye'de ciddi ekonomik krizler yaşandığını da hatırlatan Hüseyin Çelik, 2001 Şubat krizinin bugün 10. yıl dönümü olduğunu söyledi. Bu krizin faturasının maliyetinin çok büyük olduğunu vurgulayan Çelik, Şubat 2001 krizi olmasaydı bugün Hazine'nin 382 milyar TL daha az borcu olacağını belirtti.