En eski pamuklu dokumalardan biri olan beledi dokumanın temelleri 16. yüzyıla dayanıyor. Tarihi kayıtlarda bu dokuma türüne Tire ve Bursa'da rastlanıyor. Osmanlı'da padişah kaftanlarında da kullanılan tescilli "Tire Beledi Dokuması", son ustalardan Saim Bayrı'nın torunu Nurefşan Yaykal'ın 6 yıl önce kurduğu atölyede yaşatılıyor.
1908 tarihli Aydın Vilayeti Salnamesine göre ilçede 60 el tezgahı bulunurken, teknolojinin gelişmesi ve diğer dokuma türlerine göre daha zor öğrenilmesi nedeniyle hem usta hem tezgah sayısı hızla azaldı. Tire'de belediye ve ticaret odasının girişimleri sonucu bu dokuma türü, geçen yıl Türk Patent ve Marka Kurumunca "Tire Beledi Dokuması" ismiyle tescillendi.
Beledi dokumaları 24 çerçeveye, 16 ya da 13 pedalla kumanda edilebilen tezgahlarda dokunuyor. Bu tezgahlarda ortaya çıkan dokuma, çok dayanıklı olmasıyla dikkati çekiyor. Kıyafetin yanında çanta, ayakkabı, döşeme ve perdelik olarak da kullanılıyor.
KÜLTÜR MİRASINI YAŞATIYOR
Son beledi ustalarından 88 yaşındaki Saim Bayrı'nın torunu Nurefşan Yaykal da 6 yıl önce bu kültürü yaşatmaya çalışanlardan biri olmak adına kolları sıvadı. Dokuma sanatına dedesiyle başlayan ve annesiyle devam eden Yaykal, bu profesyonel sanatı yeni bir boyuta taşımaya karar vererek kendi atölyesini açtı. Atölyede kişiye özel ceket, çanta, kravat ve seccade gibi ürünler tasarlayan Yaykal, beledi dokumanın tanıtımı ve daha geniş kitleler tarafından öğrenilmesi için modern ürünler tasarlayıp, farklı projeleri hayata geçiriyor. Yaykal, özellikle dokumada kullanılan iplikler ve desenlerde yenilikler yaparak, beledi dokumanın farklı şekillerde de kullanımını amaçlıyor. Akademisyenlerle iş birliği yaparak modern tekstil anlayışı ile geleneksel beledi dokumayı orijinalliğini bozmadan harmanlıyor. Bu çalışmalar, hem yerel hem de uluslararası arenada büyük ilgi görüyor. Beledi dokumanın sağlamlığı ve çok yönlü kullanımı sayesinde, özellikle mobilya döşemesi, ev tekstili ve moda dünyasında büyük bir potansiyelin oluştuğu belirtiliyor.