İzmir Girne Ortaokulu'nda görevli ana sınıfı öğretmeni Ceylan Özçalışkan, evinde beslediği "Duman" adlı kedisinin ölümünden sonra diğer kedileri yaşatmak için ne yapabilirim" düşüncesiyle harekete geçti.
Öğrencileriyle "dostlarımıza yuva ve mama" kampanyası hazırlayan Özçalışkan, proje için ailelerin ve okul idaresinin desteğini aldı.
Özçalışkan ve 24 öğrencisi öncelikle karton, poşet, kumaş gibi atık malzemeleri topladı. El emeğiyle kedi evleri yapan minikler, dışını kedi resimleriyle süsledikleri evlerin içine de hayvanları sıcak tutması için minder yerleştirdi.
Öğrenciler, kedilere her gün düzenli olarak mama ve su veriyor. Mamaları harçlıklardan ayırdıkları parayla alan minik öğrenciler, karnını doyurup sıcak yuva verdikleri kedileri sevmeyi de ihmal etmiyor.
Özçalışkan, kedisi Duman'ın geçen yıl ölümünün kendisini çok etkilediğini söyledi.
Duman'dan kalan eşyaları ve mamaları sahipsiz kedilere verdiğini dile getiren Özçalışkan, her gün yanlarından geçip gidilen bu hayvanların bakıma ve sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark ettiğini belirtti.
Öğrencileriyle sokaktaki hayvanlara yardım etmeye karar verdiklerini, öncelikle onlara sıcak bir yuva sunmak için atık malzemeden kedievleri yaptıklarını ifade eden Özçalışkan, böylece çocuklarda çevre bilinci oluşturmaya da özen gösterdiklerini vurguladı.
Özçalışkan, okul bahçesinde değişik noktalara yerleştirilen bu evlerin sahipsiz hayvanlara yuva olduğunu dile getirdi.
Okul bahçesinin 20 civarında kediyi misafir ettiğini, bazı kedilerin günün belli saatlerinden okuldaki yuvasına geldiğini, bazılarının ise adeta okula sığındığını aktaran Özçalışkan, kedilerin sağlık kontrollerini de yaptırdıklarını bildirdi.
Hayvan sevgisinin en insani duygulardan olduğunu kaydeden Özçalışkan, şöyle konuştu:
"Çocuklarımız kedilere nasıl yaklaşmaları gerektiğini biliyorlar. Onlara beden diliyle 'sana benden zarar gelmez' diyorlar. Her sabah mamalarını ve sularını veriyoruz. Artık çocuklara alıştılar. Onların yanına yavaşça yaklaşıyorlar, önce yemeklerini ve sularını veriyorlar. Kediler sevilmek istediğini gösterdiğinde onların başlarını okşuyorlar. Okulumuz, kediler ve sokak hayvanları için sıcak bir yuva haline geldi. Hem de öğrencilerimiz hayvan sevgisiyle büyüyor. Bunu anne ve babalarına da aşılıyorlar. Oturdukları sokağa, mahalleye kedievi yapıp koyan öğrencilerimiz var. Bu farkındalığı oluşturmak benim için onur verici."
Özçalışkan, öğrencilerinin okulda baktıkları kedilere "Kırçıllı", "Koca Kafa", "Sarman", "Tekir", "Bade", "Tarçın" ve "Boncuk" gibi isimler verdiğini anımsattı.
"Koca Kafa"nın yaklaşık 10 yıldır okul bahçesinde öğrenciler ve öğretmenlerin ilgisiyle bakıldığını aktaran Özçalışkan, kedievi çalışmasında da "ev sahibi" olarak en büyük barınağın ona verildiğini söyledi.
Öğrencilerden Çınar Özçam ise kedileri çok sevdiğini, okulda onlara su ve mama verdiklerini anlattı.
Evde balık beslediğini söyleyen Özçam, büyüyünce kedi de almak istediğini ifade etti.
Ela Nur Oflaz da kedievi yaparken ailesinden yardım aldığını anlattı.
Sadece okuldakilere değil karşılaştığı tüm hayvanlara ilgi gösterdiğini ifade eden Oflaz, büyüyünce evinde kedi beslemeyi düşündüğünü kaydetti.