"2002'de Süreyya Ayhan’ın başarısı benim için bir kıvılcım oldu. 'O yapabildiyse ben de yaparım' dedim ve sonrakiler de beni örnek alacaktır. Süreyya ablanın başına gelenler konusunda ise, özel hayatıyla ilgili bir şey söyleyemem."
Türkiye'ye atletizm tarihinde bir ilki yaşatarak sprint dalında Avrupa Şampiyonu olan Nevin Yanıt, yarışı, 12 yaşında başlayan kariyerini ve bundan sonrasını Banu Güven’le Artı’da anlattı.
Dünya Anti Doping Ajansı’nın sıkı kontrolü altında olduğunu belirten Yanıt, bu konuya paralel olarak Türkiye’ye atletizmde ilk büyük başarıyı gitiren Süreyya Ayhan'a değindi.
Banu Güven, 'Onun hikayesi sizde nasıl hisler uyandırıyor?' diye sordu, Yanıt şunları söyledi:
"Başarısı sonrası yaşadıkları üzücü ama beni ilgilendiren bir şey değil. Sacece başarı tarafına bakıyorum. Çok övündüm ve ufkum genişledi.
Süreyya abla Avrupa Şampiyonu olduğunda, 'bir Türk olarak o yapabiliyorsa ben de yaparım’ dedim ve içimde kıvılcım uyandı. Arkamdan gelenler de ‘Nevin yaptıysa biz de yaparız’ diyordur. Süreyya ablanın özel hatayatı ise beni ilgilendirmiyor.”
"HALA GÖZLERİM DOLUYOR"
31 Temmuz’da Barcelona’da Avrupa şampiyonluğuna uzanan Nevin, o ana ilişkin hislerini, "Her izledğimde hala oradaymışım gibi hissediyorum, gözlerim doluyor; o anı yeniden yaşıyorum. 'O benim, ben yaptım' diyorum" şeklinde anlattı.
Atletizmle 12 yaşındayken 6. sınıfta tanışan Nevin, Avrupa şampiyonluğunu getiren 12.63’lük dereceyle ilgili bilinen hikayeyi bir kez daha anlattı:
"Antrenörüm telefon numarasının son rakamları 12.63’le bitiyordu. Ben 'bu çağrışım yapıyor, bu dereceyi koşacağım' dedim ve 12.63’ü hedef aldım. Her yere yazdım. Odamda da 12.63 yazıyor. Telefonum Cüneyt hoca aradığında 12.63 diye çalıyordu. Bilimsel olarak da beynin oraya şartlanması söz konusu. O şekilde kurulmuş gibi bir şeydi.
İlk koştuğumda, İspanya Valencia’da odama 12.99 yazmıştım. Orada da 12.98 koşmuştum. Tekrar bunun olması şaşırtıcı."
"HEDEF DAHA İYİ BİR DERECE"
Yanıt, yeni hedefi konusunda ise, "Tekrar hedef koydum ama derece olarak telafuz etmeyeceğim. 2012’nin Eylül ayında Dünya Şampiyonası var. Süreci iyi değerlendirmek istiyoruz. ABD’ye gitme durumu söz konusu. Yine Cüneyt hocayla çalışacağım ve orada en iyi sprinterlerle antrenman yaptığımda, kendimi iyi hissedeceğim" dedi.
Yavaş yavaş ter antrenmaları yapmaya başladığını ancak tam olarak Aralık ya da Ocak ayında çalışmalara start vereceklerini söyleyen Yanıt, atletizme başlama hikayesini de şöyle anlattı:
"Hayatımda olmayan bir şeydi. Her çocuk gibi ben de koşuyordum tabi. Oyunlarda diğer çocuklardan hızlı olduğumu fark ediyordum çünkü kimse beni yakalayamıyordu. Erkeklerle de yarış yapardım ve çok hırslıydım. Ve Cüneyt hoca beni keşfetti..."
"BABAM BENİ YAKALAYAMADI"
Yanıt, babasıyla yaşanan bir olayı da, "Yaramazlık yaptığım için babam beni yakalamak istemiş. Motosikletinden inmiş ama yakalayamamış. Anneme ‘bu kesin sporsu olacak’ demiş" şeklinde aktardı.
"BIRAKMAK İSTEDİM AMA ANNEM..."
Nevin Yanıt, atletizmle başladığı ilk zamanlarda yorgunluk hissetmediğini ancak ilerleyen günlerdeki çalışma temposu nedeniyle bırakmayı düşündüğünü söyledi.
Nevin, "Bana göre değil dedim. Annemle birlikte günlere katılmak istiyordum. Ama özellikle annemin baskısıyla devam ettim. Beni zaman zaman eşofman, ayakkabı ve para gibi şeylerle kandırırdı. İlk yarışıma giderken de çok ağladım. Ama iyi koştum, insanların ilgisini görünce hayatımın değiştiğini anladım" şeklinde konuştu.
"ŞAMPİYON OLDUKTAN SONRA..."
Avrupa şampiyonu atlet, "Artık şampiyonluktan önce ve sonrası var. Önce herhangi bir Nevin Yanıt’tım, şimdi ise daha fazla sorumluluğum var. Türkiye sizden daha çok şey bekliyor. Kendime çok daha fazla dikkat ediyorum" dedi.
WADA’NIN SIKI KONTROLLERİ
Program için Mersin’den İstanbul’a gelirken bile kontrollerden geçtiğini belirten Yanıt, "Özgürlüğünüz elinizden alınıyor. Dışarıdan bakıldığında çok güzel görünebilir ama arkasında farklı şeyler var.
Her gittiğimi yeri bildirmek zorundayım. Gizli saklı hiçbir şey olmuyor. WADA her şeyi bilmek zorunda. Kontroller için her ana gelebiliyorlar. Bulamazlarsa hanenize eksi puan yazılıyor ve bu da onlarda şüphe uyandırıyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'ye atletizm tarihinde bir ilki yaşatarak sprint dalında Avrupa Şampiyonu olan Nevin Yanıt, yarışı, 12 yaşında başlayan kariyerini ve bundan sonrasını Banu Güven’le Artı’da anlattı.
Dünya Anti Doping Ajansı’nın sıkı kontrolü altında olduğunu belirten Yanıt, bu konuya paralel olarak Türkiye’ye atletizmde ilk büyük başarıyı gitiren Süreyya Ayhan'a değindi.
Banu Güven, 'Onun hikayesi sizde nasıl hisler uyandırıyor?' diye sordu, Yanıt şunları söyledi:
"Başarısı sonrası yaşadıkları üzücü ama beni ilgilendiren bir şey değil. Sacece başarı tarafına bakıyorum. Çok övündüm ve ufkum genişledi.
Süreyya abla Avrupa Şampiyonu olduğunda, 'bir Türk olarak o yapabiliyorsa ben de yaparım’ dedim ve içimde kıvılcım uyandı. Arkamdan gelenler de ‘Nevin yaptıysa biz de yaparız’ diyordur. Süreyya ablanın özel hatayatı ise beni ilgilendirmiyor.”
"HALA GÖZLERİM DOLUYOR"
31 Temmuz’da Barcelona’da Avrupa şampiyonluğuna uzanan Nevin, o ana ilişkin hislerini, "Her izledğimde hala oradaymışım gibi hissediyorum, gözlerim doluyor; o anı yeniden yaşıyorum. 'O benim, ben yaptım' diyorum" şeklinde anlattı.
Atletizmle 12 yaşındayken 6. sınıfta tanışan Nevin, Avrupa şampiyonluğunu getiren 12.63’lük dereceyle ilgili bilinen hikayeyi bir kez daha anlattı:
"Antrenörüm telefon numarasının son rakamları 12.63’le bitiyordu. Ben 'bu çağrışım yapıyor, bu dereceyi koşacağım' dedim ve 12.63’ü hedef aldım. Her yere yazdım. Odamda da 12.63 yazıyor. Telefonum Cüneyt hoca aradığında 12.63 diye çalıyordu. Bilimsel olarak da beynin oraya şartlanması söz konusu. O şekilde kurulmuş gibi bir şeydi.
İlk koştuğumda, İspanya Valencia’da odama 12.99 yazmıştım. Orada da 12.98 koşmuştum. Tekrar bunun olması şaşırtıcı."
"HEDEF DAHA İYİ BİR DERECE"
Yanıt, yeni hedefi konusunda ise, "Tekrar hedef koydum ama derece olarak telafuz etmeyeceğim. 2012’nin Eylül ayında Dünya Şampiyonası var. Süreci iyi değerlendirmek istiyoruz. ABD’ye gitme durumu söz konusu. Yine Cüneyt hocayla çalışacağım ve orada en iyi sprinterlerle antrenman yaptığımda, kendimi iyi hissedeceğim" dedi.
Yavaş yavaş ter antrenmaları yapmaya başladığını ancak tam olarak Aralık ya da Ocak ayında çalışmalara start vereceklerini söyleyen Yanıt, atletizme başlama hikayesini de şöyle anlattı:
"Hayatımda olmayan bir şeydi. Her çocuk gibi ben de koşuyordum tabi. Oyunlarda diğer çocuklardan hızlı olduğumu fark ediyordum çünkü kimse beni yakalayamıyordu. Erkeklerle de yarış yapardım ve çok hırslıydım. Ve Cüneyt hoca beni keşfetti..."
"BABAM BENİ YAKALAYAMADI"
Yanıt, babasıyla yaşanan bir olayı da, "Yaramazlık yaptığım için babam beni yakalamak istemiş. Motosikletinden inmiş ama yakalayamamış. Anneme ‘bu kesin sporsu olacak’ demiş" şeklinde aktardı.
"BIRAKMAK İSTEDİM AMA ANNEM..."
Nevin Yanıt, atletizmle başladığı ilk zamanlarda yorgunluk hissetmediğini ancak ilerleyen günlerdeki çalışma temposu nedeniyle bırakmayı düşündüğünü söyledi.
Nevin, "Bana göre değil dedim. Annemle birlikte günlere katılmak istiyordum. Ama özellikle annemin baskısıyla devam ettim. Beni zaman zaman eşofman, ayakkabı ve para gibi şeylerle kandırırdı. İlk yarışıma giderken de çok ağladım. Ama iyi koştum, insanların ilgisini görünce hayatımın değiştiğini anladım" şeklinde konuştu.
"ŞAMPİYON OLDUKTAN SONRA..."
Avrupa şampiyonu atlet, "Artık şampiyonluktan önce ve sonrası var. Önce herhangi bir Nevin Yanıt’tım, şimdi ise daha fazla sorumluluğum var. Türkiye sizden daha çok şey bekliyor. Kendime çok daha fazla dikkat ediyorum" dedi.
WADA’NIN SIKI KONTROLLERİ
Program için Mersin’den İstanbul’a gelirken bile kontrollerden geçtiğini belirten Yanıt, "Özgürlüğünüz elinizden alınıyor. Dışarıdan bakıldığında çok güzel görünebilir ama arkasında farklı şeyler var.
Her gittiğimi yeri bildirmek zorundayım. Gizli saklı hiçbir şey olmuyor. WADA her şeyi bilmek zorunda. Kontroller için her ana gelebiliyorlar. Bulamazlarsa hanenize eksi puan yazılıyor ve bu da onlarda şüphe uyandırıyor" şeklinde konuştu.