İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Avcılar-Söğütlüçeşme metrobüs hattında çalıştırılmak üzere satın aldığı ve her biri 2.4 milyon TL değerindeki Phileas marka otobüslerin yokuş çıkmakta ve hızlanmakta zorlandığı, süspansiyon sisteminde sorun olduğu ve yol tutuşunda bekleneni veremediği için seferden kaldırıldığı haberleri yeni bir tartışma yarattı.
Uzmanlar, otobüslerin yolcu sayısının çokluğu ve güzergahındaki yokuşların fazlalığı nedeniyle İstanbul için uygun olmadığını, bu şartlarda çok kolay arızalandığını öne sürüyor.
KAPASİTESİ 185 KİŞİ, ŞU ANDA 300 KİŞİ TAŞIYOR
Hollandalı üretici firma APTS’nin resmi verilerine göre, satın alınan çift körüklü 26 metre uzunluğundaki Phileas’lar, oturarak 52, ayakta 133, toplamda 185 yolcu kapasiteli. Oysa metrobüsün özellikle sabah ve akşam seferlerinde 300 kişi ortalamayla yolculuk ediyor.
Belediye yetkilileri otobüslerin denemelerinin yapıldığı bu nedenle hatta sokulmadığını belirtiyor. Konuyla ilgili araştırma yapan uzmanlar otobüslerin ilk partisinin 2 yıl önce teslim edildiğini deneme ve testlerinin çok önceden tamamanmış olması gerektiğini belirtiyorlar.
MAKİNA MÜHENDİSLERİ: İETT DEVLET SIRRI GİBİ SAKLIYOR
NTV canlı yayınına katılan Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı İlter Çelik bu konuda hem altyapı he de otobüslerle ilgili komisyonlar oluşturarak inceleme yaptıklarını söyledi.
Çelik çok maliyetli bu araçların neden denenmedin alındığı sorusunun yanıtlamadığını söylüyor: "Makina Mühendisleri Odası olarak bu konuyla ilgili uzmanlardan oluşan komisyonlar oluşturduk. İnşaat mühendisleri alt yapıyı inceledi, biz de üst yapıda yürüyen araçları inceledik. Temel olarak, lastik tekerlekli bir aracın kullanımının doğru olmadığını düşünüyoruz. Ortada bir sorun var, bu araçların kullanılamamasındaki neden, devlet sırrı mıdır?
Bu araçlar dünyada ne kadar da biliniyor, ne kadar kullanılıyor? Sanırım Mısır’da 1 , Fransa’da 3 adet var. Türkiye için planlanan 50 adet var. 50 adeti geldi diye biliyorduk ama 35 adeti gelmiş. Niye yanlış biliyoruz? İETT bunu neden devlet sırrı gibi saklıyor? İETT’den almak için casusluk mı yapmamız lazım?
BU ARAÇLARI NEDEN DENEMEDEN ALDIK?
İETT’nin kapıları duvar... Bildiğimiz kadarıyla bu araçlar önce Ankara’ya sunuldu ancak belediye bunu kabul etmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bir ekip Hollanda’ya gitti ve alım kararı verdi. Bu ekip içinde kaç tane uzman var? Ekip orada kaç gün aldı? Bu ekip neleri denedi? Bizden neden destek istenmedi?
İETT yetkilileri ‘Frenleri deniyoruz, test yapıyoruz' diyor, ancak bunlar satın alma kararından önceki yapılması gereken işler... Vatandaş olarak parası da bizi ilgilendiriyor. Çok pahalı olduğu bilinen bu araçları neden denemeden aldık? Bu ekip ne kadar bilirkişiydi ve bunları ne kadar değerlendirdi bunu öğrenmek istiyoruz.”
NTV'nin Yakın Plan programında Celal Pir'in sorularını yanıtlayan İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk ise söz konusu araçların garajda durmasının başta nedenini ciddi bir teste tabi tutmaları olduğunu söyledi.
İETT: DÖRT DÖRTLÜK HALE GETİRİYORUZ
Öztürk şöyle konuştu: "İstanbul şartlarında metrobüs gibi yoğun yolcunun olduğu hatta bu araçların beklemeye tahammülü yok. Özellikle kapılardaki problemi çözmeden bu otobüsleri hatta kontrollü bir biçimde çıkartmamızdan dolayı yani İstanbullulara saygımızdan dolayı bu otobüsleri tam dört dörtlük sefer yapabilecek hale getirince çıkartmak istiyoruz.
Kapı kapanmadan aracın hareket etmesi mümkün değil. İnsanlarımız kapıya dolmaya başlayınca kapı kapanmıyor. Kapı kapanmayınca da araç hareket etmiyor. Dolayısıyla 1-2 dakikalık gecikmeler oluyor. Her yarım dakika da bir olduğunu düşünürsek araçlar arkada kuyruk oluşturuyor ve dolayısıyla hattın tamamını bloke etme gibi bir riskle karşı karşıya kalıyoruz.
TESTLERİNİ YAPTIK
Bu araçların ilkinin İstanbul’da bize teslimi Mart 2008. Mart 2008’den sonra araç uygunluk belgesi için yaklaşık 5 ay bizim Ayazağa’da oluşturduğumuz bir parkurda Ulaştırma Bakanlığı akredite kuruluşu fren teknik firmasında bu araçların fren testleri diğer süspansiyon testleri güvenlik testleri yapıldı. Bir 5-6 ayda orada tek araçla çalışmalar yaptık. Ondan sonra bir tane iki tane her ay gelmeye başladı ve şu andaki sayımız 35’e ulaştı. Nisan 2009’da da inşallah bunları 50’ye tamamlayacağız ve artık bu araçları hizmete vereceğiz.”
HİBRİT ARAÇ BUNLAR
Mehmet Öztürk, ‘Bu araçlar dünyada benzeri olmayan araçlar yeni araçlar olarak nitelendirilebilir mi? Neden bunları tercih ettiniz? sorusu üzerine şu yanıtı veriyor: “Bir kere bunu tercih etmemizin nedenlerinden ilki 26 metre çok fazla yolcu taşıyor. İkincisi ileri teknoloji ve hibrit. Hibrit olması işletmecilik açısından bize büyük avantajlar sağlıyor. Hibrit olması Türkiye'nin yavaş yavaş Hibrit teknolojisine geçmesini sağlaması yönünden de önemli. Ve bir başka önemli tarafı bu araçları biz konuşmaya başladığımızda dünyada bu uzunlukta araç yoktu henüz.
Hatta hattımızda şu anda çok fazla çalışan yeterli ve performansı oldukça iyi olan Mercedes Capacity’ler dahi 2007’nin Mayıs’ında ancak prototip olarak devreye girdi. O da İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün yol ve çalışma şartları tatbikatından edindikleri deneyimler sonucunda “şurasını şöyle, burasını böyle yapın” diye oluşturduğumuz araçlardır.
YOKUŞ SORUNU YOK
Üzerinde 352 beygir gücü motor var. Ayrıca hibrit teknolojisinde olması nedeniyle iki tane 224 beygir gücünde enerji üretebilen elektrik motoru var. Bir araya gelince korkunç bir güç meydana getiriyor. Dolayısıyla bu aracın kalkışında yokuş yukarı çıkışında herhangi bir problem yok. İvmeleme konusunun hemen kalktıktan bir süre sonra süratlenememesi bizim isteğimizdi. 1.2’lik kasayı biz 0.8’e düşürdük. Bunun sebebi de yakıt tasarrufu sağlamak.
Bu araçları almadan önce bizim teknik elemanlar özellikle araştırmalar yaptı. Ama Mühendisler Odası veya Teknik Üniversite ile bir çalışma yapmadık. Yaptık dersek yanlış olur.
NİSAN SONUNDA SEFERDELER
Bundan sonraki hedefimiz yol haritamız şu; Nisan 2009 sonunda yani 10 gün sonra bu araçların tamamı teslim alınacak ve hatlarda çalışmaya başlayacak. O zaman bu gördüğümüz aksaklıkların hemen hemen hiç birisini görmeyeceğiz bu araçlarda. Çünkü bu araçlara gözümüz gibi baktık çok değer veriyoruz çokta ümit bağladık bu araçlara. Ve İstanbullu görecektir 10 gün sonra Nisan sonundan itibaren yolumuzda metrobüs hattında bu araçları çok sık biçimde görecekler. "
Uzmanlar, otobüslerin yolcu sayısının çokluğu ve güzergahındaki yokuşların fazlalığı nedeniyle İstanbul için uygun olmadığını, bu şartlarda çok kolay arızalandığını öne sürüyor.
KAPASİTESİ 185 KİŞİ, ŞU ANDA 300 KİŞİ TAŞIYOR
Hollandalı üretici firma APTS’nin resmi verilerine göre, satın alınan çift körüklü 26 metre uzunluğundaki Phileas’lar, oturarak 52, ayakta 133, toplamda 185 yolcu kapasiteli. Oysa metrobüsün özellikle sabah ve akşam seferlerinde 300 kişi ortalamayla yolculuk ediyor.
Belediye yetkilileri otobüslerin denemelerinin yapıldığı bu nedenle hatta sokulmadığını belirtiyor. Konuyla ilgili araştırma yapan uzmanlar otobüslerin ilk partisinin 2 yıl önce teslim edildiğini deneme ve testlerinin çok önceden tamamanmış olması gerektiğini belirtiyorlar.
MAKİNA MÜHENDİSLERİ: İETT DEVLET SIRRI GİBİ SAKLIYOR
NTV canlı yayınına katılan Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı İlter Çelik bu konuda hem altyapı he de otobüslerle ilgili komisyonlar oluşturarak inceleme yaptıklarını söyledi.
Çelik çok maliyetli bu araçların neden denenmedin alındığı sorusunun yanıtlamadığını söylüyor: "Makina Mühendisleri Odası olarak bu konuyla ilgili uzmanlardan oluşan komisyonlar oluşturduk. İnşaat mühendisleri alt yapıyı inceledi, biz de üst yapıda yürüyen araçları inceledik. Temel olarak, lastik tekerlekli bir aracın kullanımının doğru olmadığını düşünüyoruz. Ortada bir sorun var, bu araçların kullanılamamasındaki neden, devlet sırrı mıdır?
Bu araçlar dünyada ne kadar da biliniyor, ne kadar kullanılıyor? Sanırım Mısır’da 1 , Fransa’da 3 adet var. Türkiye için planlanan 50 adet var. 50 adeti geldi diye biliyorduk ama 35 adeti gelmiş. Niye yanlış biliyoruz? İETT bunu neden devlet sırrı gibi saklıyor? İETT’den almak için casusluk mı yapmamız lazım?
BU ARAÇLARI NEDEN DENEMEDEN ALDIK?
İETT’nin kapıları duvar... Bildiğimiz kadarıyla bu araçlar önce Ankara’ya sunuldu ancak belediye bunu kabul etmedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bir ekip Hollanda’ya gitti ve alım kararı verdi. Bu ekip içinde kaç tane uzman var? Ekip orada kaç gün aldı? Bu ekip neleri denedi? Bizden neden destek istenmedi?
İETT yetkilileri ‘Frenleri deniyoruz, test yapıyoruz' diyor, ancak bunlar satın alma kararından önceki yapılması gereken işler... Vatandaş olarak parası da bizi ilgilendiriyor. Çok pahalı olduğu bilinen bu araçları neden denemeden aldık? Bu ekip ne kadar bilirkişiydi ve bunları ne kadar değerlendirdi bunu öğrenmek istiyoruz.”
NTV'nin Yakın Plan programında Celal Pir'in sorularını yanıtlayan İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk ise söz konusu araçların garajda durmasının başta nedenini ciddi bir teste tabi tutmaları olduğunu söyledi.
İETT: DÖRT DÖRTLÜK HALE GETİRİYORUZ
Öztürk şöyle konuştu: "İstanbul şartlarında metrobüs gibi yoğun yolcunun olduğu hatta bu araçların beklemeye tahammülü yok. Özellikle kapılardaki problemi çözmeden bu otobüsleri hatta kontrollü bir biçimde çıkartmamızdan dolayı yani İstanbullulara saygımızdan dolayı bu otobüsleri tam dört dörtlük sefer yapabilecek hale getirince çıkartmak istiyoruz.
Kapı kapanmadan aracın hareket etmesi mümkün değil. İnsanlarımız kapıya dolmaya başlayınca kapı kapanmıyor. Kapı kapanmayınca da araç hareket etmiyor. Dolayısıyla 1-2 dakikalık gecikmeler oluyor. Her yarım dakika da bir olduğunu düşünürsek araçlar arkada kuyruk oluşturuyor ve dolayısıyla hattın tamamını bloke etme gibi bir riskle karşı karşıya kalıyoruz.
TESTLERİNİ YAPTIK
Bu araçların ilkinin İstanbul’da bize teslimi Mart 2008. Mart 2008’den sonra araç uygunluk belgesi için yaklaşık 5 ay bizim Ayazağa’da oluşturduğumuz bir parkurda Ulaştırma Bakanlığı akredite kuruluşu fren teknik firmasında bu araçların fren testleri diğer süspansiyon testleri güvenlik testleri yapıldı. Bir 5-6 ayda orada tek araçla çalışmalar yaptık. Ondan sonra bir tane iki tane her ay gelmeye başladı ve şu andaki sayımız 35’e ulaştı. Nisan 2009’da da inşallah bunları 50’ye tamamlayacağız ve artık bu araçları hizmete vereceğiz.”
HİBRİT ARAÇ BUNLAR
Mehmet Öztürk, ‘Bu araçlar dünyada benzeri olmayan araçlar yeni araçlar olarak nitelendirilebilir mi? Neden bunları tercih ettiniz? sorusu üzerine şu yanıtı veriyor: “Bir kere bunu tercih etmemizin nedenlerinden ilki 26 metre çok fazla yolcu taşıyor. İkincisi ileri teknoloji ve hibrit. Hibrit olması işletmecilik açısından bize büyük avantajlar sağlıyor. Hibrit olması Türkiye'nin yavaş yavaş Hibrit teknolojisine geçmesini sağlaması yönünden de önemli. Ve bir başka önemli tarafı bu araçları biz konuşmaya başladığımızda dünyada bu uzunlukta araç yoktu henüz.
Hatta hattımızda şu anda çok fazla çalışan yeterli ve performansı oldukça iyi olan Mercedes Capacity’ler dahi 2007’nin Mayıs’ında ancak prototip olarak devreye girdi. O da İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün yol ve çalışma şartları tatbikatından edindikleri deneyimler sonucunda “şurasını şöyle, burasını böyle yapın” diye oluşturduğumuz araçlardır.
YOKUŞ SORUNU YOK
Üzerinde 352 beygir gücü motor var. Ayrıca hibrit teknolojisinde olması nedeniyle iki tane 224 beygir gücünde enerji üretebilen elektrik motoru var. Bir araya gelince korkunç bir güç meydana getiriyor. Dolayısıyla bu aracın kalkışında yokuş yukarı çıkışında herhangi bir problem yok. İvmeleme konusunun hemen kalktıktan bir süre sonra süratlenememesi bizim isteğimizdi. 1.2’lik kasayı biz 0.8’e düşürdük. Bunun sebebi de yakıt tasarrufu sağlamak.
Bu araçları almadan önce bizim teknik elemanlar özellikle araştırmalar yaptı. Ama Mühendisler Odası veya Teknik Üniversite ile bir çalışma yapmadık. Yaptık dersek yanlış olur.
NİSAN SONUNDA SEFERDELER
Bundan sonraki hedefimiz yol haritamız şu; Nisan 2009 sonunda yani 10 gün sonra bu araçların tamamı teslim alınacak ve hatlarda çalışmaya başlayacak. O zaman bu gördüğümüz aksaklıkların hemen hemen hiç birisini görmeyeceğiz bu araçlarda. Çünkü bu araçlara gözümüz gibi baktık çok değer veriyoruz çokta ümit bağladık bu araçlara. Ve İstanbullu görecektir 10 gün sonra Nisan sonundan itibaren yolumuzda metrobüs hattında bu araçları çok sık biçimde görecekler. "