Erzurum'un Yukateli ilçesinde boşanma aşamasında olan A.Y. (38), arkadaşı aracılığıyla evli olan M.H.Y. (54) ile tanıştı. Sevgili olan ikili, 29 Temmuz 2014'te görüşmek için buluştu. M.H.Y., iddiaya göre, aracına bindirip, alıkoyduğu A.Y.'ye cinsel tacizde bulundu. Olaydan 1 gün sonra karakola giden A.Y., M.H.Y.'den şikayetçi oldu. Eşinden 2 yıldır ayrı yaşadığını hatırlatan A.Y., "M.H.Y. kendisinin bekar olduğunu, bana boşanmama yardımcı olacağını, daha sonra benimle evlenmek istediğini söyledi. Aracına bindiğimde, rahat konuşabileceğimiz bir çay bahçesine gitmek istedim; kabul etmedi. Ben teklifimde ısrar edince 'Bana itiraz etme, bana karşı çıkma' diyerek defalarca her fırsatta ben konuşmaya çalışınca bana tokat attı ve sürmeye devam etti. 'Seni öldürürüm, ya toprağın olacaksın ya benim' dedi. İtiraz edersem öldüreceğini düşündüğüm için karşı koyamadım ve ilişkiye girdik" diye konuştu.
A.Y.'nin şikayeti üzerine M.H.Y. hakkında, Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Suçlamaları kabul etmeyen M.H.Y., "Evliyim ancak mağdure ile tanışıp arkadaş olduk. Olay tarihinde kendisi ile buluştuğumuzda tartıştık ve ayrılmaya karar verdik. Kendisini dövmedim ve cinsel saldırıda bulunmadım" dedi.
Mahkemede dinlenen A.Y., bu kez şikayetinden vazgeçti. Annesinin durumu öğrenince kendisine kızdığını öne süren A.Y., "Ben de bu korkuyla M.H.Y. ile tartışınca annemin baskısı ile şikayetçi olmuştum. Cinsel saldırı olayı yoktur" diye konuştu.
M.H.Y., 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce 12 Mart 2015'te görülen karar duruşmasında, 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan 12 yıl ve 'cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan da 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Heyet, tutuksuz sanık M.H.Y. hakkında yurt dışında çıkış yasağı da koydu.
NAMUS KONUSUNDA SANIĞA İFTİRA İÇİN NEDEN YOK
Hazırlanan gerekçeli kararda, mağdurun ilk beyanlarının somut bulgularla da desteklendiği dikkate alınarak, sanığın cezalandırıldığına değinildi. Kararda, şöyle denildi:
"Yargıtay 5'inci ve 14'üncü Ceza Dairelerinin kararlarında da değinildiği gibi iffet ve namusunu doğrudan ilgilendiren bir konuda, sanığa iftira etmesi için ciddi bir neden bulunmayan mağdurenin olaydan sonraki samimi kabul edilen beyanlarına itibar edilmelidir. Sanık suçlamayı kabul etmemiş ise de mağdurenin önceden sanığa karşı bir husumetinin olmaması, olaydan hemen sonra şikayetçi olması, olaydan hemen sonra şikayetçi olan mağdurenin alınan doktor raporuyla vücudunda darp ve cebir izinin tespit edilmesi, sanık tartışma yaşadıklarını savunmuş ise de, mağdurenin ilk beyanında cinsel saldırıya maruz kaldığını söylemesi, mağdurenin kardeşi olan tanığın yeminli anlatımı karşısında sanığın mağdureye karşı cebir kullanması ve öncesinde de arabasında alıkoyup şiddet göstererek öldüreceğini söylemesi üzerine mağdurenin sanıkla cinsel beraberliğe razı kalmak zorunda kaldığı böylece sanığın cebir ve tehditle cinsel saldırıda bulunduğu kabul edilmiştir."
YARGITAY BOZDU
Sanık avukatı ve cumhuriyet savcısının mahkumiyet kararını temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi'nce incelendi. Kararı bozan 14'üncü Ceza Dairesi'nce sanık hakkında beraat kararı verilmesi istendi. Bozma kararında, "Sanık savunmaları, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, tanığın görgüye dayalı olmayan beyanları, mağdurenin olay günü değil de ertesi gün annesine gittikten sonra karakola başvurması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçları işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinin anlaşılması karşısında atılı suçlarından beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafileri ve o yer cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kararın bozulmasına" denildi.
Tutuksuz sanık M.H.Y., yerel mahkemede yeniden yargılanacak.
A.Y.'nin şikayeti üzerine M.H.Y. hakkında, Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Suçlamaları kabul etmeyen M.H.Y., "Evliyim ancak mağdure ile tanışıp arkadaş olduk. Olay tarihinde kendisi ile buluştuğumuzda tartıştık ve ayrılmaya karar verdik. Kendisini dövmedim ve cinsel saldırıda bulunmadım" dedi.
Mahkemede dinlenen A.Y., bu kez şikayetinden vazgeçti. Annesinin durumu öğrenince kendisine kızdığını öne süren A.Y., "Ben de bu korkuyla M.H.Y. ile tartışınca annemin baskısı ile şikayetçi olmuştum. Cinsel saldırı olayı yoktur" diye konuştu.
M.H.Y., 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce 12 Mart 2015'te görülen karar duruşmasında, 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan 12 yıl ve 'cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan da 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Heyet, tutuksuz sanık M.H.Y. hakkında yurt dışında çıkış yasağı da koydu.
NAMUS KONUSUNDA SANIĞA İFTİRA İÇİN NEDEN YOK
Hazırlanan gerekçeli kararda, mağdurun ilk beyanlarının somut bulgularla da desteklendiği dikkate alınarak, sanığın cezalandırıldığına değinildi. Kararda, şöyle denildi:
"Yargıtay 5'inci ve 14'üncü Ceza Dairelerinin kararlarında da değinildiği gibi iffet ve namusunu doğrudan ilgilendiren bir konuda, sanığa iftira etmesi için ciddi bir neden bulunmayan mağdurenin olaydan sonraki samimi kabul edilen beyanlarına itibar edilmelidir. Sanık suçlamayı kabul etmemiş ise de mağdurenin önceden sanığa karşı bir husumetinin olmaması, olaydan hemen sonra şikayetçi olması, olaydan hemen sonra şikayetçi olan mağdurenin alınan doktor raporuyla vücudunda darp ve cebir izinin tespit edilmesi, sanık tartışma yaşadıklarını savunmuş ise de, mağdurenin ilk beyanında cinsel saldırıya maruz kaldığını söylemesi, mağdurenin kardeşi olan tanığın yeminli anlatımı karşısında sanığın mağdureye karşı cebir kullanması ve öncesinde de arabasında alıkoyup şiddet göstererek öldüreceğini söylemesi üzerine mağdurenin sanıkla cinsel beraberliğe razı kalmak zorunda kaldığı böylece sanığın cebir ve tehditle cinsel saldırıda bulunduğu kabul edilmiştir."
YARGITAY BOZDU
Sanık avukatı ve cumhuriyet savcısının mahkumiyet kararını temyiz etmesi üzerine dosya, Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi'nce incelendi. Kararı bozan 14'üncü Ceza Dairesi'nce sanık hakkında beraat kararı verilmesi istendi. Bozma kararında, "Sanık savunmaları, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, tanığın görgüye dayalı olmayan beyanları, mağdurenin olay günü değil de ertesi gün annesine gittikten sonra karakola başvurması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçları işlediği hususunda cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinin anlaşılması karşısında atılı suçlarından beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş, sanık müdafileri ve o yer cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kararın bozulmasına" denildi.
Tutuksuz sanık M.H.Y., yerel mahkemede yeniden yargılanacak.