İlişkili Haberler
Akıncı, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile 16 Nisan’daki akşam yemeğinin tamamen bir niyet araştırması olduğunu, bunun müzakerelerin yeniden başlangıcı olmadığını ifade etti.
Akıncı, Rum hükümet sözcüsünün ikinci ve üçüncü buluşma olasılığından söz ettiğini, böyle bir anlaşmanın söz konusu olmadığını, amacın 10 aydır bir araya gelmemenin yarattığı sıkıntıların aşılması olduğunu söyledi.
Uzunca bir süredir böyle bir buluşmanın gerekliliğini dile getirdiğini de kaydeden Akıncı, “Bu adada yaşayan toplumlar olarak, bu adanın geleceği en fazla bizi ilgilendiriyor, halk tarafından seçilen temsilciler olarak bir araya gelip adanın geleceği hakkında ne düşündüğümüzü birbirimize söylememiz son derece gerekli oldu. Gelişmelere aynı bakış açısı ile mi bakıyoruz? Bu güne kadar yapılan ve yapılamayanlardan aynı dersleri mi çıkarıyoruz? Tüm bunları açık kalplilikle konuşmak üzere gideceğim” dedi.
Görüşme hakkında önyargıda bulunulmaması gerektiğini, ne görüşmeyi çok basite indirgemek ne de gereğinden fazla anlamlar yüklemek gerektiğini ifade eden Akıncı, bu noktadan sonraki niyetin ortaya konmasının önemli olduğunu özellikle Anastasiadis için 5 yıllık yeni bir görev süresinin bulunmasından dolayı son derece önemli olduğunu söyledi.
Akıncı, “Bu geldiğimiz kavşakta bundan sonra gidilecek yolu nasıl görüyoruz, gerçekten bir yol ayrımına geldiğimiz açık ve nettir…birlikte yürünecek bir yolumuz var mıdır? Yoksa herkes ayrı ayrı yollara mı gidecek? Bu görüşmenin önemi ve anlamı budur” dedi.
Kıbrıs Rum Lider Anastasiadis’in, bir anlaşmada Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini kabul etmeye hazır olduklarını ancak sayısal eşitliklerini kabul etmenin mümkün olmadığı yöndeki açıklamaları hakkında ise Akıncı, Kıbrıs Türkünün hiçbir dönemde siyasi eşitlik dışında sayısal eşitlik talebinde bulunmadığını, ancak müzakerelerde federal bir anlaşmada yer alacak senatoda (20 Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum olacak şekilde) ve başkanlar kurulunda (bir Kıbrılı Türk ve Bir Kıbrıslı Rum Başkan ve Başkan yardımcısı görevlerini alacak şekilde) ve Kamu Hizmetleri Komisyonunda sayısal eşitliğin kabul edildiğini kaydetti.
Sayısal eşitliğin olmadığı kurullarda sadece basit çoğunlukla karar alınamayacağını, kararlarda en az bir Kıbrıslı Türk üyenin de onayının alınması hususunda da mutabakat bulunduğunu, 7 Kıbrıslı Rum ve 4 Kıbrıslı Türk’ün yer alacağı bakanlar kurulunda karar alınabilmesi için bir Kıbrıslı Türk üyenin onayının gerekeceğini ifade eden Akıncı, “Ancak sıkıntı bunun ötesindedir, konu sayısal anlamda bir eşitlik talebi değildir, konu dönüşümlü başkanlıkta düğümlenmiştir. Dönüşümlü başkanlık konusunda Anastasiadis henüz toplumuna açık ve net bir mesaj veremedi” dedi. Bir anlaşma için olmazsa olmazlardan birinin de ikiye bir oranında (iki yıl Kıbrıslı Rum bir yıl Kıbrıslı Türk) dönüşümlü başkanlık olduğunu kaydeden Akıncı, bunun Rum toplumuna izah edebilmesi gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı olarak, Kıbrıs Türk toplumuna bir anlaşma durumunda oluşacak her durumu topluma anlattıklarını kaydeden Akıncı, Kıbrıs Rum yönetimi liderinin de dönüşümlü başkanlığın bir anlaşmanın olmazsa olmazı olacağını toplumuna söylemesini temenni ettiğini ifade etti.
Akıncı, Rum hükümet sözcüsünün ikinci ve üçüncü buluşma olasılığından söz ettiğini, böyle bir anlaşmanın söz konusu olmadığını, amacın 10 aydır bir araya gelmemenin yarattığı sıkıntıların aşılması olduğunu söyledi.
Uzunca bir süredir böyle bir buluşmanın gerekliliğini dile getirdiğini de kaydeden Akıncı, “Bu adada yaşayan toplumlar olarak, bu adanın geleceği en fazla bizi ilgilendiriyor, halk tarafından seçilen temsilciler olarak bir araya gelip adanın geleceği hakkında ne düşündüğümüzü birbirimize söylememiz son derece gerekli oldu. Gelişmelere aynı bakış açısı ile mi bakıyoruz? Bu güne kadar yapılan ve yapılamayanlardan aynı dersleri mi çıkarıyoruz? Tüm bunları açık kalplilikle konuşmak üzere gideceğim” dedi.
Görüşme hakkında önyargıda bulunulmaması gerektiğini, ne görüşmeyi çok basite indirgemek ne de gereğinden fazla anlamlar yüklemek gerektiğini ifade eden Akıncı, bu noktadan sonraki niyetin ortaya konmasının önemli olduğunu özellikle Anastasiadis için 5 yıllık yeni bir görev süresinin bulunmasından dolayı son derece önemli olduğunu söyledi.
Akıncı, “Bu geldiğimiz kavşakta bundan sonra gidilecek yolu nasıl görüyoruz, gerçekten bir yol ayrımına geldiğimiz açık ve nettir…birlikte yürünecek bir yolumuz var mıdır? Yoksa herkes ayrı ayrı yollara mı gidecek? Bu görüşmenin önemi ve anlamı budur” dedi.
Kıbrıs Rum Lider Anastasiadis’in, bir anlaşmada Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini kabul etmeye hazır olduklarını ancak sayısal eşitliklerini kabul etmenin mümkün olmadığı yöndeki açıklamaları hakkında ise Akıncı, Kıbrıs Türkünün hiçbir dönemde siyasi eşitlik dışında sayısal eşitlik talebinde bulunmadığını, ancak müzakerelerde federal bir anlaşmada yer alacak senatoda (20 Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum olacak şekilde) ve başkanlar kurulunda (bir Kıbrılı Türk ve Bir Kıbrıslı Rum Başkan ve Başkan yardımcısı görevlerini alacak şekilde) ve Kamu Hizmetleri Komisyonunda sayısal eşitliğin kabul edildiğini kaydetti.
Sayısal eşitliğin olmadığı kurullarda sadece basit çoğunlukla karar alınamayacağını, kararlarda en az bir Kıbrıslı Türk üyenin de onayının alınması hususunda da mutabakat bulunduğunu, 7 Kıbrıslı Rum ve 4 Kıbrıslı Türk’ün yer alacağı bakanlar kurulunda karar alınabilmesi için bir Kıbrıslı Türk üyenin onayının gerekeceğini ifade eden Akıncı, “Ancak sıkıntı bunun ötesindedir, konu sayısal anlamda bir eşitlik talebi değildir, konu dönüşümlü başkanlıkta düğümlenmiştir. Dönüşümlü başkanlık konusunda Anastasiadis henüz toplumuna açık ve net bir mesaj veremedi” dedi. Bir anlaşma için olmazsa olmazlardan birinin de ikiye bir oranında (iki yıl Kıbrıslı Rum bir yıl Kıbrıslı Türk) dönüşümlü başkanlık olduğunu kaydeden Akıncı, bunun Rum toplumuna izah edebilmesi gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı olarak, Kıbrıs Türk toplumuna bir anlaşma durumunda oluşacak her durumu topluma anlattıklarını kaydeden Akıncı, Kıbrıs Rum yönetimi liderinin de dönüşümlü başkanlığın bir anlaşmanın olmazsa olmazı olacağını toplumuna söylemesini temenni ettiğini ifade etti.