Türkiye, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon faaliyetleri karşısında, Doğu Akdeniz'de kendi kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumaya devam ederken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile gerekli adımları atmaya da kararlı olduğunu bildirdi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe sayan Rum yönetiminin, Türkiye'nin tüm uyarılarına rağmen Doğu Akdeniz'de tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkat çekildi.
Açıklamada, bu çerçevede son olarak, Rum yönetiminin sözde münhasır ekonomik bölgesindeki 3 numaralı parselde çalışmalara başlanmasının amaçlandığının görüldüğü belirtilerek Kıbrıs Türk halkının bu konudaki haklı endişelerini paylaşan Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığının dün yaptığı açıklamayı da desteklediğinin altı çizildi.
Türkiye'nin daha önce de defalarca vurguladığı üzere Doğu Akdeniz'de kendi kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceği gibi, Kıbrıs Türk tarafına verdiği destek çerçevesinde KKTC ile gerekli adımları atmaya da kararlı olduğu vurgulanan açıklamada, bunun sonucunda ortaya çıkabilecek durumun tek sorumlusunun Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün tesisi için çaba sarf etmesi gerekirken Ada'nın yegane sahibi gibi davranmaktan vazgeçmeyerek ısrarla tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerine devam eden Kıbrıs Rum tarafı olacağı ifade edildi.
Açıklama, şöyle devam etti:
"Doğu Akdeniz bölgesinin güvenlik ve istikrarını sorumsuzca riske atmaktan çekinmeyen Rum tarafının bu tutumu, esasen Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olarak son yarım asırdır sürdürülen müzakerelerden sonuç alınamamasının da temel sebebini oluşturmaktadır. Nitekim Kıbrıslı Rumların geçtiğimiz yıl düzenlenen Kıbrıs Konferansı'nda Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığa yanaşmayacaklarını bir kez daha ortaya koydukları ve konferansın da bu nedenle çözüme ulaşılamadan kapandığı anımsanacaktır. Güney Kıbrıs Rum yönetimi tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürdüğü müddetçe de Rum tarafının Kıbrıs Türklerini eşit ortakları olarak algılamaktan ne denli uzak oldukları gözler önüne serilmeye devam edecektir.
Bu vesileyle, üçüncü ülkelerde yerleşik şirketlerin, Rum yönetimi ile hidrokarbon alanında iş birliği yapmak suretiyle Rum tarafının yapıcılıktan uzak ve Kıbrıs meselesinin çözümü önünde ciddi bir engel teşkil eden söz konusu tavrını desteklememelerini beklediğimizi de önemle vurgulamak isteriz."
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe sayan Rum yönetiminin, Türkiye'nin tüm uyarılarına rağmen Doğu Akdeniz'de tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkat çekildi.
Açıklamada, bu çerçevede son olarak, Rum yönetiminin sözde münhasır ekonomik bölgesindeki 3 numaralı parselde çalışmalara başlanmasının amaçlandığının görüldüğü belirtilerek Kıbrıs Türk halkının bu konudaki haklı endişelerini paylaşan Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığının dün yaptığı açıklamayı da desteklediğinin altı çizildi.
Türkiye'nin daha önce de defalarca vurguladığı üzere Doğu Akdeniz'de kendi kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceği gibi, Kıbrıs Türk tarafına verdiği destek çerçevesinde KKTC ile gerekli adımları atmaya da kararlı olduğu vurgulanan açıklamada, bunun sonucunda ortaya çıkabilecek durumun tek sorumlusunun Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün tesisi için çaba sarf etmesi gerekirken Ada'nın yegane sahibi gibi davranmaktan vazgeçmeyerek ısrarla tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerine devam eden Kıbrıs Rum tarafı olacağı ifade edildi.
Açıklama, şöyle devam etti:
"Doğu Akdeniz bölgesinin güvenlik ve istikrarını sorumsuzca riske atmaktan çekinmeyen Rum tarafının bu tutumu, esasen Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olarak son yarım asırdır sürdürülen müzakerelerden sonuç alınamamasının da temel sebebini oluşturmaktadır. Nitekim Kıbrıslı Rumların geçtiğimiz yıl düzenlenen Kıbrıs Konferansı'nda Kıbrıslı Türklerle siyasi eşitlik temelinde bir ortaklığa yanaşmayacaklarını bir kez daha ortaya koydukları ve konferansın da bu nedenle çözüme ulaşılamadan kapandığı anımsanacaktır. Güney Kıbrıs Rum yönetimi tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürdüğü müddetçe de Rum tarafının Kıbrıs Türklerini eşit ortakları olarak algılamaktan ne denli uzak oldukları gözler önüne serilmeye devam edecektir.
Bu vesileyle, üçüncü ülkelerde yerleşik şirketlerin, Rum yönetimi ile hidrokarbon alanında iş birliği yapmak suretiyle Rum tarafının yapıcılıktan uzak ve Kıbrıs meselesinin çözümü önünde ciddi bir engel teşkil eden söz konusu tavrını desteklememelerini beklediğimizi de önemle vurgulamak isteriz."