CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada tatsız bir sürpriz yaşadı.
Kemal Kılıçdaroğlu, tam konuşmasına başladığı sırada salonun elektrikleri kesildi.
"Mikrofonlar çalışıyor" diyen Kılıçdaroğlu, karanlığa kulak asmadı, arıza giderilinceye kadar konuşmaya devam etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ve kendilerinin önemli bir referandum süreci yaşadığını söyledi.
Sonucun kendileri açısından beklenen bir sonuç olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Direndik, önemli sonuçlar elde ettik. Sizler çalıştınız, bizler çalıştık, gönüllü yurttaşları çalıştı, bu ülkenin aydınlık yurtsever insanları, korkmayan insanları çalıştı, hep beraber çalıştık. Elde ettiğimiz sonuç beklediğimiz değildi ama bir şeyi unutmayacağız, yüzde 58'lik sonucu il il tahlil edeceğiz. Çünkü biz haklıyız haklılığımızı il il, köy köy dolaşıp her ortamda anlatmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.
Güçler ayrılığı ilkesinin sağlıklı bir zemine oturması, laik, demokratik bir Türkiye istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Kemal Kılıçdaroğlu, tam konuşmasına başladığı sırada salonun elektrikleri kesildi.
"Mikrofonlar çalışıyor" diyen Kılıçdaroğlu, karanlığa kulak asmadı, arıza giderilinceye kadar konuşmaya devam etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ve kendilerinin önemli bir referandum süreci yaşadığını söyledi.
Sonucun kendileri açısından beklenen bir sonuç olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Direndik, önemli sonuçlar elde ettik. Sizler çalıştınız, bizler çalıştık, gönüllü yurttaşları çalıştı, bu ülkenin aydınlık yurtsever insanları, korkmayan insanları çalıştı, hep beraber çalıştık. Elde ettiğimiz sonuç beklediğimiz değildi ama bir şeyi unutmayacağız, yüzde 58'lik sonucu il il tahlil edeceğiz. Çünkü biz haklıyız haklılığımızı il il, köy köy dolaşıp her ortamda anlatmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.
Güçler ayrılığı ilkesinin sağlıklı bir zemine oturması, laik, demokratik bir Türkiye istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Valilere, kaymakamlara, şantaja rağmen güzel bir çalışma yaptınız. Önemli olan zoru başarmaktır. Yüzde 42'lik oy bize şunu gösterdi; artık anamuhalefet gömleği bize dar geliyor, inatla, inançla iktidara kilitlenmek zorundayız. Bizim gizli gündemimiz yok, birileri 'demokrasi, hak, özgürlük' diyor onların gizli gündemleri var. Biz haklı yolumuzda yürümeye devam edeceğiz, çünkü o yolun sonunda iktidar var. Bekleyerek zaman kaybetme lüksümüz yok. Kavga etme lüksümüz yok. Biz inançla, inatla, dirençle, iktidara kilitlenmek zorundayız. İster Hakkari'de, ister Bingöl'de ister Tunceli'de ister Edirne'de, Türkiye'nin her ilinde iktidara kilitleneceğiz. Her yerde yurttaşa 'sorunların çözümü CHP'dedir' diyeceğiz. Var olan sorunlar çözülmüyorsa bu sorunlara yenileri ekleniyorsa demek ki var olan iktidar sorunları çözmeye talip değildir. Yurttaşlara ısrarla şunu da söyleyeceğiz; 'anayasanın değişmez ilkelerinden olan laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde yok olan asıl tehlikede olan sosyal devlettir'. Yoksulluğun olduğu yerde birey, özgür iradesini kullanamaz. Yoksulluğu gidermek, tarihe gömmek CHP'nin boynunun borcudur.''
''Tek dayanağımız halktır ve halkla beraber yürüyeceğiz'' diyen Kılıçdaroğlu, hiç kimseyi inancından, kılık kıyafetinden, etnik kimliğinden dolayı ötekileştirmeyeceklerini söyledi.
İktidar olmanın yolunun, halkın tamamını kucaklamaktan geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP'nin tüm vatandaşları kucaklayacağını söyledi. Bu inançla yollarına devam edeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, 'burası bize oy vermez buraya gitmeyelim' anlayışında olmayacaklarını kaydetti.
Yalova'da kendilerine bir tek oyun çıkmadığı köye gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bunun sonucunu da referandumda aldığını söyledi.
İl başkanlarından köy köy gezmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, ''Gittiğiniz zaman sonuç alıyorsunuz, çünkü bizim gizli gündemimiz yok, millete karşı takiye uygulamıyoruz'' dedi.
Referandumun kendileri için ilk müşterek sınav olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şimdi hedeflerinde 2011 Genel Seçimleri olduğunu kaydetti.
'OTURMA LÜKSÜNÜZ YOK'
Anamuhalefet gömleğinin kendilerine dar geldiği sözünü yineleyen Kılıçdaroğlu, il başkanlarından başkanlık makamında oturmamalarını, halkla buluşmalarını istedi.
Kılıçdaroğlu, iktidar olarak Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine taşımanın nasıl olacağını herkese göstermek zorunda olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Birilerini sürekli yoksul kılarak, onları muhtaç kılarak, kendi arka bahçesine dönüştüren bir siyasal anlayışı halka anlatmak durumundayız, herkese anlatmak durumundayız, yola böyle çıkarsak sonuç alırız. Halkın sağduyusuna güveneceğiz. Halkla konuşurken kararlı konuşacağız. Yurttaş baktığı zaman 'evet bunlar bu sorunu çözerler' diyecek. Onun için CHP il başkanlarının il başkanlığında oturma lüksü yoktur. Kahvede oturacak, lokantada oturacak, tarlaya gidecek, fabrikaya gidecek, sivil toplum örgütlerine gidecek, bize karşı duranlara gidecek ve onlara biz kendimizi anlatacağız. CHP'yi birlerinin anlattığı gibi algılamasınlar. Biz anlatacağız. Bakın Avrupa Birliğine gittim, Almanya'ya gittim. CHP'yi farklı anlatıyorlardı, 'CHP statükocu, her şeye karşı' tam tersi, ruhunda devrimcilik yatan bir partinin statükocu olma şansı var mıdır? Biz değişimden, dönüşümden yanayız; toplumu ileriye götürmek için, demokrasiyi daha da ileriye götürmek için.''
Yapılan anayasa değişikliğiyle 12 Eylül Anayasası'nda verilen hakları bile ellerinden aldığını savunan Kılıçdaroğlu, ''AB yetkililerine de söyledim, verilen bir hakkın alınması nerede hangi kitapta reform olarak algılanıyor. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir demokrasiye kim reform diyebilir. Bunu yüksek sesle söyledim. Bakın tabloyu değiştirdim orada. Eğer biz AB'de tabloyu değiştirebiliyorsak, Türkiye'de değiştiririz'' diye konuştu.
Bu tabloyu beraber değiştireceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ''9 köyden de kovsalar 10'uncu köye giderek doğruları anlatmayı sürdüreceklerini'' söyledi. Kılıçdaroğlu, doğruları anlatırken, inançlara ve kimliklere saygılı olacaklarını belirterek, bunları siyasete malzeme yapmayacaklarını söyledi.
Türkiye'de herkesin telefonlarının dinlendiği bir rejimi yaşadıklarını ileri süren Kılıçdaroğlu, bu durumu, vatandaşlarda oluşan kaygıları, Avrupa gezisi sırasında da anlattığını bildirdi.
AB yetkililerine ''Bu kaygılara yol açan iktidara siz reformcu iktidar' diyorsunuz dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Reform anlayışınız buysa biz bu reforma karşıyız. Bir korku toplumu yarattılar. Unutmayın yüzde 42'lik oy korku toplumuna direnenlerin oyudur. Bütün baskılara şantaja rağmen direndiler'' dedi.
Yüzde 58'lik oy oranına saygı duyduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, bu oyları verenlere de doğruları anlatmayı sürdüreceklerini kaydetti.
CHP'yi çınara benzeten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Çınardır kökleri var, çınardır demokrasinin temeli bu partinin köklerinde var. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletini, toplumun herkesimine götüren bir partidir CHP ama CHP aynı zamanda bir filizdir. Yeni düşünceler bu çınarda filizlenir, çağdaş görüşler, düşünceler bu çınarda filizlenir. Onun için bu çınarı büyüteceğiz, filizler çoğalacak. Filizlerin çoğalmasından korkmayacağız...''
Kılıçdaroğlu, parti olarak gençlik ve kadın kollarına ayrı bir önem verdiklerini anlatarak, bu kolların daha etkin kılınmasını sağladıklarını da söyledi. Kılıçdaroğlu, il başkanlarından kadın ve gençlik kollarını geliştirmelerini istedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün dün TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmaya da değindi ve CHP olarak iki noktayı çok önemli bulduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasında, ''Siyasi temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesinin sağlanması gerekir'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Bu öteden beri CHP'nin dillendirdiği konudur. Bununla milletin iradesinin parlamentoya tam yansımasını istiyoruz. İlk kez yine biz söyledik, 12 Eylül'ün ürünü olan düzeni değiştirin, yüzde 10 barajı değiştirin. Ne dedik, CHP hem çınardır, hem filizdir. Filizi verdik, bunun dillendirilmesini her tarafta yapın. Yüzde 47 oy alacaksın, parlamentoda yüzde 65 milletvekilin olacak ve 'yüzde 65 milletin iradesidir diyeceksin', yok öyle kolaycılık.''
Halkın iradesinin Meclise tam yansıması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Kim neye oy veriyorsa, madem ki demokrasi var, madem ki düşünce özgürlüğü var, madem ki siyasal partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır, o zaman bu iradenin de parlamentoya tam yansıması lazım. Yürekleri varsa gelsinler'' dedi.
Kılıçdaroğlu, seçim barajının düşürülmesi için kanun teklifi verdiklerini ancak iktidarın bunu desteklemediğini belirterek, ''Biz samimiyiz, bizim gizli gündemimiz yok. Biz dürüstüz, biz söyledik mi sözümüzde dururuz. Şimdi yan çizmeye başladılar. Ama bunu halka anlatmak hepimizin görevidir'' ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANI BİLE KAYGI DUYUYORSA...'
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasında ''Yargılama sürecindeki gecikmelerin sebebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerekir'' dediğini de anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Bunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentodaki konuşmasında bir Sayın Cumhurbaşkanı eğer 'tutukluluk infaza dönüşüyor' diye bir kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yargı düzenine siyasal müdahaleler vardır, bilin ki o ülkede yargı sağlıklı çalışmıyor demektir, bilin ki o ülkede bir Başbakan kalkmış 'Ben bu davanın savcısıyım' demiştir demektir. O nedenle üzerinde durulması gereken bir konudur.''
'YA ÜLKEYE DEMOKRASİ YA...'
Gözaltına alınıp tutuklanan kişilerin 2 yıl geçmesine karşın yargıç önüne çıkarılmadığını bunun da Türkiye'de ''Hukukun olmadığının'' göstergesi olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 48 gazetecinin tutuklu bulunduğunu AB ziyaretinde de anlattığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, kamu vicdanındaki rahatsızlığın, sıradan yurttaştan Cumhurbaşkanı'na kadar çıktığını savundu.
Başbakan Erdoğan'ın eleştiriler karşısında ''Yargı ne istediyse verdik'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''O zaman parlamentonun işlevi ne, bu yasaları yapan parlamento değil mi? HSYK'yı daha fazla siyasallaştırmak için bunları yapmadınız mı? Şimdi aynı kaygı olacak. Ama unutmayın, bu kez susmayacağız. Bütün Avrupa Birliği'ni ayağa kaldıracağız. Ya bu ülkeye demokrasi gelir, ya biz kavgamızı sonuna kadar götürürüz'' dedi.
Anayasa değişikliği sürecinde üniversitelerin konuşmadığını, üniversitelere ''fiili konuşma yasağının'' uygulandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır'' dedi. Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Başbakan'ın yuhalandığını, bu yuhalamayı doğru bulmadıklarını, ancak yuhalayanların görüntülerinin kameralardan tespit edilerek yargılanmaya çalışıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Nereden kaynaklanıyor bu anlayış, hangi demokraside vardır bu? Diyorum ya, adı konmamış bir sıkıyönetim uygulanıyor Türkiye'de'' dedi.
Türkiye'de medyanın özgür olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, köşe yazarı Bekir Coşkun'un işine son verildiğini Avrupa gezisinde öğrendiğini ve ilk tepkisinin ise ''Anayasa reformlarının ilk sonucu alındı'' şeklinde olduğunu anlattı.
Hükümet sözcülerinin, Coşkun'un işine son verilmesi üzerine gazete sahibini aramasını da inandırıcı bulmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Hangi gazete patronu çıkıp diyebilir ki (Hükümet üstüme baskı kurdu, ben işine son vermek zorunda kaldım)'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bazı il başkanlarının zor şartlar altında görev yaptığını, bazı bölgelerin yıllardır ihmal edildiğini ifade ederek özeleştiri yapmaktan da korkmayacaklarını söyledi.
Kendisine ''Üye olmak istiyoruz, bizi üye yapmıyorlar'' yönünde şikayetler geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, böyle bir lükslerinin olmadığını, CHP örgütünün kapılarının herkese açılması gerektiğini kaydetti.
İl Başkanlarını bulundukları yerdeki kanaat önderleriyle, sivil toplum örgütleriyle diyalog halinde bulunmaya çağıran Kılıçdaroğlu, Gençlik Kolları ve Kadın Kolları'ndan 15 günde bir yaptıkları çalışmalara dair rapor istediğini belirtti.
Kendilerinin de hatalarının bulunabileceğini, eleştirilere her zaman açık olduklarını bildiren Kılıçdaroğlu, sözlerini ''Anamuhalefet gömleği bize dar geliyor. Biz iktidar olacağız. Kararlı olacağız, inançlı olacağız ve iktidar olmak için de çabalayacağız. Bu çabaya katkı verecek olan, bu çabayı kararlılıkla sürdürecek olan yol arkadaşlarım sizlersiniz'' diyerek tamamladı.
Öte yandan toplantının başlangıcında genel saymanlık tarafından, 2011 Genel Seçimlerinin de dikkate alınarak, gelecek yılın tahmini bütçesinin hazırlanmasını isteyen birer yazı il başkanlarına dağıtıldı. Toplantı konuşmanın ardından basına kapalı olarak devam etti.
İktidar olmanın yolunun, halkın tamamını kucaklamaktan geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP'nin tüm vatandaşları kucaklayacağını söyledi. Bu inançla yollarına devam edeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, 'burası bize oy vermez buraya gitmeyelim' anlayışında olmayacaklarını kaydetti.
Yalova'da kendilerine bir tek oyun çıkmadığı köye gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bunun sonucunu da referandumda aldığını söyledi.
İl başkanlarından köy köy gezmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, ''Gittiğiniz zaman sonuç alıyorsunuz, çünkü bizim gizli gündemimiz yok, millete karşı takiye uygulamıyoruz'' dedi.
Referandumun kendileri için ilk müşterek sınav olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şimdi hedeflerinde 2011 Genel Seçimleri olduğunu kaydetti.
'OTURMA LÜKSÜNÜZ YOK'
Anamuhalefet gömleğinin kendilerine dar geldiği sözünü yineleyen Kılıçdaroğlu, il başkanlarından başkanlık makamında oturmamalarını, halkla buluşmalarını istedi.
Kılıçdaroğlu, iktidar olarak Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine taşımanın nasıl olacağını herkese göstermek zorunda olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Birilerini sürekli yoksul kılarak, onları muhtaç kılarak, kendi arka bahçesine dönüştüren bir siyasal anlayışı halka anlatmak durumundayız, herkese anlatmak durumundayız, yola böyle çıkarsak sonuç alırız. Halkın sağduyusuna güveneceğiz. Halkla konuşurken kararlı konuşacağız. Yurttaş baktığı zaman 'evet bunlar bu sorunu çözerler' diyecek. Onun için CHP il başkanlarının il başkanlığında oturma lüksü yoktur. Kahvede oturacak, lokantada oturacak, tarlaya gidecek, fabrikaya gidecek, sivil toplum örgütlerine gidecek, bize karşı duranlara gidecek ve onlara biz kendimizi anlatacağız. CHP'yi birlerinin anlattığı gibi algılamasınlar. Biz anlatacağız. Bakın Avrupa Birliğine gittim, Almanya'ya gittim. CHP'yi farklı anlatıyorlardı, 'CHP statükocu, her şeye karşı' tam tersi, ruhunda devrimcilik yatan bir partinin statükocu olma şansı var mıdır? Biz değişimden, dönüşümden yanayız; toplumu ileriye götürmek için, demokrasiyi daha da ileriye götürmek için.''
Yapılan anayasa değişikliğiyle 12 Eylül Anayasası'nda verilen hakları bile ellerinden aldığını savunan Kılıçdaroğlu, ''AB yetkililerine de söyledim, verilen bir hakkın alınması nerede hangi kitapta reform olarak algılanıyor. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir demokrasiye kim reform diyebilir. Bunu yüksek sesle söyledim. Bakın tabloyu değiştirdim orada. Eğer biz AB'de tabloyu değiştirebiliyorsak, Türkiye'de değiştiririz'' diye konuştu.
Bu tabloyu beraber değiştireceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ''9 köyden de kovsalar 10'uncu köye giderek doğruları anlatmayı sürdüreceklerini'' söyledi. Kılıçdaroğlu, doğruları anlatırken, inançlara ve kimliklere saygılı olacaklarını belirterek, bunları siyasete malzeme yapmayacaklarını söyledi.
Türkiye'de herkesin telefonlarının dinlendiği bir rejimi yaşadıklarını ileri süren Kılıçdaroğlu, bu durumu, vatandaşlarda oluşan kaygıları, Avrupa gezisi sırasında da anlattığını bildirdi.
AB yetkililerine ''Bu kaygılara yol açan iktidara siz reformcu iktidar' diyorsunuz dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Reform anlayışınız buysa biz bu reforma karşıyız. Bir korku toplumu yarattılar. Unutmayın yüzde 42'lik oy korku toplumuna direnenlerin oyudur. Bütün baskılara şantaja rağmen direndiler'' dedi.
Yüzde 58'lik oy oranına saygı duyduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, bu oyları verenlere de doğruları anlatmayı sürdüreceklerini kaydetti.
CHP'yi çınara benzeten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Çınardır kökleri var, çınardır demokrasinin temeli bu partinin köklerinde var. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletini, toplumun herkesimine götüren bir partidir CHP ama CHP aynı zamanda bir filizdir. Yeni düşünceler bu çınarda filizlenir, çağdaş görüşler, düşünceler bu çınarda filizlenir. Onun için bu çınarı büyüteceğiz, filizler çoğalacak. Filizlerin çoğalmasından korkmayacağız...''
Kılıçdaroğlu, parti olarak gençlik ve kadın kollarına ayrı bir önem verdiklerini anlatarak, bu kolların daha etkin kılınmasını sağladıklarını da söyledi. Kılıçdaroğlu, il başkanlarından kadın ve gençlik kollarını geliştirmelerini istedi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün dün TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmaya da değindi ve CHP olarak iki noktayı çok önemli bulduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasında, ''Siyasi temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesinin sağlanması gerekir'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Bu öteden beri CHP'nin dillendirdiği konudur. Bununla milletin iradesinin parlamentoya tam yansımasını istiyoruz. İlk kez yine biz söyledik, 12 Eylül'ün ürünü olan düzeni değiştirin, yüzde 10 barajı değiştirin. Ne dedik, CHP hem çınardır, hem filizdir. Filizi verdik, bunun dillendirilmesini her tarafta yapın. Yüzde 47 oy alacaksın, parlamentoda yüzde 65 milletvekilin olacak ve 'yüzde 65 milletin iradesidir diyeceksin', yok öyle kolaycılık.''
Halkın iradesinin Meclise tam yansıması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Kim neye oy veriyorsa, madem ki demokrasi var, madem ki düşünce özgürlüğü var, madem ki siyasal partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır, o zaman bu iradenin de parlamentoya tam yansıması lazım. Yürekleri varsa gelsinler'' dedi.
Kılıçdaroğlu, seçim barajının düşürülmesi için kanun teklifi verdiklerini ancak iktidarın bunu desteklemediğini belirterek, ''Biz samimiyiz, bizim gizli gündemimiz yok. Biz dürüstüz, biz söyledik mi sözümüzde dururuz. Şimdi yan çizmeye başladılar. Ama bunu halka anlatmak hepimizin görevidir'' ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANI BİLE KAYGI DUYUYORSA...'
Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasında ''Yargılama sürecindeki gecikmelerin sebebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerekir'' dediğini de anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Bunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentodaki konuşmasında bir Sayın Cumhurbaşkanı eğer 'tutukluluk infaza dönüşüyor' diye bir kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yargı düzenine siyasal müdahaleler vardır, bilin ki o ülkede yargı sağlıklı çalışmıyor demektir, bilin ki o ülkede bir Başbakan kalkmış 'Ben bu davanın savcısıyım' demiştir demektir. O nedenle üzerinde durulması gereken bir konudur.''
'YA ÜLKEYE DEMOKRASİ YA...'
Gözaltına alınıp tutuklanan kişilerin 2 yıl geçmesine karşın yargıç önüne çıkarılmadığını bunun da Türkiye'de ''Hukukun olmadığının'' göstergesi olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 48 gazetecinin tutuklu bulunduğunu AB ziyaretinde de anlattığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, kamu vicdanındaki rahatsızlığın, sıradan yurttaştan Cumhurbaşkanı'na kadar çıktığını savundu.
Başbakan Erdoğan'ın eleştiriler karşısında ''Yargı ne istediyse verdik'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''O zaman parlamentonun işlevi ne, bu yasaları yapan parlamento değil mi? HSYK'yı daha fazla siyasallaştırmak için bunları yapmadınız mı? Şimdi aynı kaygı olacak. Ama unutmayın, bu kez susmayacağız. Bütün Avrupa Birliği'ni ayağa kaldıracağız. Ya bu ülkeye demokrasi gelir, ya biz kavgamızı sonuna kadar götürürüz'' dedi.
Anayasa değişikliği sürecinde üniversitelerin konuşmadığını, üniversitelere ''fiili konuşma yasağının'' uygulandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır'' dedi. Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Başbakan'ın yuhalandığını, bu yuhalamayı doğru bulmadıklarını, ancak yuhalayanların görüntülerinin kameralardan tespit edilerek yargılanmaya çalışıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Nereden kaynaklanıyor bu anlayış, hangi demokraside vardır bu? Diyorum ya, adı konmamış bir sıkıyönetim uygulanıyor Türkiye'de'' dedi.
Türkiye'de medyanın özgür olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, köşe yazarı Bekir Coşkun'un işine son verildiğini Avrupa gezisinde öğrendiğini ve ilk tepkisinin ise ''Anayasa reformlarının ilk sonucu alındı'' şeklinde olduğunu anlattı.
Hükümet sözcülerinin, Coşkun'un işine son verilmesi üzerine gazete sahibini aramasını da inandırıcı bulmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Hangi gazete patronu çıkıp diyebilir ki (Hükümet üstüme baskı kurdu, ben işine son vermek zorunda kaldım)'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bazı il başkanlarının zor şartlar altında görev yaptığını, bazı bölgelerin yıllardır ihmal edildiğini ifade ederek özeleştiri yapmaktan da korkmayacaklarını söyledi.
Kendisine ''Üye olmak istiyoruz, bizi üye yapmıyorlar'' yönünde şikayetler geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, böyle bir lükslerinin olmadığını, CHP örgütünün kapılarının herkese açılması gerektiğini kaydetti.
İl Başkanlarını bulundukları yerdeki kanaat önderleriyle, sivil toplum örgütleriyle diyalog halinde bulunmaya çağıran Kılıçdaroğlu, Gençlik Kolları ve Kadın Kolları'ndan 15 günde bir yaptıkları çalışmalara dair rapor istediğini belirtti.
Kendilerinin de hatalarının bulunabileceğini, eleştirilere her zaman açık olduklarını bildiren Kılıçdaroğlu, sözlerini ''Anamuhalefet gömleği bize dar geliyor. Biz iktidar olacağız. Kararlı olacağız, inançlı olacağız ve iktidar olmak için de çabalayacağız. Bu çabaya katkı verecek olan, bu çabayı kararlılıkla sürdürecek olan yol arkadaşlarım sizlersiniz'' diyerek tamamladı.
Öte yandan toplantının başlangıcında genel saymanlık tarafından, 2011 Genel Seçimlerinin de dikkate alınarak, gelecek yılın tahmini bütçesinin hazırlanmasını isteyen birer yazı il başkanlarına dağıtıldı. Toplantı konuşmanın ardından basına kapalı olarak devam etti.