Bugün 85 yaşına giren Alman yazar Günter Grass sadece bir edebiyatçı değil, yılmaz bir insan hakları savunucusu, sıkı bir siyasi eleştirmen, kışkırtıcı bir konuşmacı, alternatif bir siyasetçi ve bıkmak usanmak bilmeyen bir realist. Bu nedenle de her daim gündemde kalmayı başarıyor. Yazar doğumgününü Lübeck’deki Günter Gras Haus’ta, çoğu siyasetçi ve edebiyatçılardan da oluşan 400’e yakın davetliyle kutladı. Grass’a 85. doğumgünü için bu müze evde kalıcı olacak bir sergi armağan edildi.
Grass’ın okuyucularına armağanı ise, yine İsrail’i çileden çıkarması beklenen bir şiir kitabı. Kitapta yaklaşık altı ay önce gazetede yayınladığı ve İsrail tarafından Grass’a ülkesine girme yasağı koymaya varacak sert tepkilerle karşılanan "Was gesagt werden muss- Söylenmesi gereken şey" ve Avrupa’yı Yunanistan krizi nedeniyle eleştirdiği "Europas Schande-Avrupa’nın utancı" adlı şiirleri de yer alıyor. Yalnız Grass’ın kitabında daha önce “Nükller güç İsrail” şeklindeki sözlerini "Nükleer güç İsrail’in bugünkü hükümeti" ile değiştirdiği göze çarpıyor.
Steidl Yayınevi’nden çıkan 'Eintagsfliegen' adlı kitabında Nobelli yazar, Almanya’ya duyduğu eleştirel aşkını ilan ettiği “Trotz allem-Her şeye rağmen” adlı bir şiirin yanı sıra yaşlanmak, dostların kaybı ve ölümü beklemek gibi günlük hayata dair konulara da yer veriyor.
Kitapta Grass’ın İsrail’in nükleer programını ifşa ettiği için 18 yıl hapsi istenen fizikçi Mordechai Vanunu’ya adadığı, O’nu kahraman ve örnek insan olarak andığı şiirinin de tartışmalara neden olması bekleniyor. Vanunu, 2009 yılında Nobel barış ödülüne aday olmayı, İsrail devlet Başkanı Simon Peres ile aynı safta olmamak için reddetmişti. Tartışma niteliği içeren bir başka şiiri de Alman kökenli Romen şair Oscar Pastior için kaleme aldığı “Oscar Pastior’a yazılmış gecikmiş koruyucu mektup” olacak. Grass’ın Stalinizmin kurbanı olarak gördüğü Pastior’un ölümünden dört yıl sonra, bir kez daha hapse girmemek için Romanya gizli servisi için çalıştığı ortaya çıkmıştı. Grass’ın Oscar Pastior’ya yazdığı şu sözler dikkat çekici: "Ich aber nehme Dich nun - verspätet, ich weiß - in den Arm; vielleicht gelingt es uns sprachlos zu weinen- Biliyorum geç ama ben seni kucaklıyorum; belki dilsiz ağlamayı başarırız”
16 Ekim’de Danzig’de esnaf bir ailenin çocuğu olan Günter Grass ilk gençliğini İkinci Dünya Savaşı'nın ağır koşulları altında geçirdi. Grass’ın Nazi geçmişini yıllar sonra “Soğanı soymak” adlı kitabında itiraf etmesi uzun süre tartışılan uluslar arası bir skandala neden oldu. 50'li yıllarda sanatın her koluyla uğraşmaya başlayan Grass, heykel ve grafik eğitimi alarak bir caz grubuyla sahneye çıktı. Kendisine Nobel edebiyat ödülünü ve dünya çapında ünlü olmasını sağlayacak “Teneke Trampet” adlı romanının temellerini de Grass ellili yıllarda Paris’te attı. Kedi ve Fare, Köpek Yılları, Kafadan Doğumlular, Uzak Tarla, Yüzyılım, Grass’ın ses getiren kitaplarından sadece birkaçı. Günter Grass çoğu zaman edebiyatçı olmaktan çok siyasetçi olmakla eleştirilse de Almanya eski başbakanlarından Gerhard Schröder’in yazara dair “Her zaman bir kışkırtıcıya ihtiyacımız var. Kışkırtma olmazsa sanat da olmaz” sözlerini her zaman haklı çıkarıyor.
Grass’ın okuyucularına armağanı ise, yine İsrail’i çileden çıkarması beklenen bir şiir kitabı. Kitapta yaklaşık altı ay önce gazetede yayınladığı ve İsrail tarafından Grass’a ülkesine girme yasağı koymaya varacak sert tepkilerle karşılanan "Was gesagt werden muss- Söylenmesi gereken şey" ve Avrupa’yı Yunanistan krizi nedeniyle eleştirdiği "Europas Schande-Avrupa’nın utancı" adlı şiirleri de yer alıyor. Yalnız Grass’ın kitabında daha önce “Nükller güç İsrail” şeklindeki sözlerini "Nükleer güç İsrail’in bugünkü hükümeti" ile değiştirdiği göze çarpıyor.
Steidl Yayınevi’nden çıkan 'Eintagsfliegen' adlı kitabında Nobelli yazar, Almanya’ya duyduğu eleştirel aşkını ilan ettiği “Trotz allem-Her şeye rağmen” adlı bir şiirin yanı sıra yaşlanmak, dostların kaybı ve ölümü beklemek gibi günlük hayata dair konulara da yer veriyor.
Kitapta Grass’ın İsrail’in nükleer programını ifşa ettiği için 18 yıl hapsi istenen fizikçi Mordechai Vanunu’ya adadığı, O’nu kahraman ve örnek insan olarak andığı şiirinin de tartışmalara neden olması bekleniyor. Vanunu, 2009 yılında Nobel barış ödülüne aday olmayı, İsrail devlet Başkanı Simon Peres ile aynı safta olmamak için reddetmişti. Tartışma niteliği içeren bir başka şiiri de Alman kökenli Romen şair Oscar Pastior için kaleme aldığı “Oscar Pastior’a yazılmış gecikmiş koruyucu mektup” olacak. Grass’ın Stalinizmin kurbanı olarak gördüğü Pastior’un ölümünden dört yıl sonra, bir kez daha hapse girmemek için Romanya gizli servisi için çalıştığı ortaya çıkmıştı. Grass’ın Oscar Pastior’ya yazdığı şu sözler dikkat çekici: "Ich aber nehme Dich nun - verspätet, ich weiß - in den Arm; vielleicht gelingt es uns sprachlos zu weinen- Biliyorum geç ama ben seni kucaklıyorum; belki dilsiz ağlamayı başarırız”
16 Ekim’de Danzig’de esnaf bir ailenin çocuğu olan Günter Grass ilk gençliğini İkinci Dünya Savaşı'nın ağır koşulları altında geçirdi. Grass’ın Nazi geçmişini yıllar sonra “Soğanı soymak” adlı kitabında itiraf etmesi uzun süre tartışılan uluslar arası bir skandala neden oldu. 50'li yıllarda sanatın her koluyla uğraşmaya başlayan Grass, heykel ve grafik eğitimi alarak bir caz grubuyla sahneye çıktı. Kendisine Nobel edebiyat ödülünü ve dünya çapında ünlü olmasını sağlayacak “Teneke Trampet” adlı romanının temellerini de Grass ellili yıllarda Paris’te attı. Kedi ve Fare, Köpek Yılları, Kafadan Doğumlular, Uzak Tarla, Yüzyılım, Grass’ın ses getiren kitaplarından sadece birkaçı. Günter Grass çoğu zaman edebiyatçı olmaktan çok siyasetçi olmakla eleştirilse de Almanya eski başbakanlarından Gerhard Schröder’in yazara dair “Her zaman bir kışkırtıcıya ihtiyacımız var. Kışkırtma olmazsa sanat da olmaz” sözlerini her zaman haklı çıkarıyor.