İlişkili Haberler
Gaziantep'te kaza yapan araca müdahale edenlere yolcu otobüsünün çarpması sonucu 16 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin otobüs şoförü hakkında 22,5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Nizip Cumhuriyet Başsavcılığınca Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'nun Nizip bölümünde 20 Ağustos'ta kaza yapan bir araca müdahale için güvenlik şeridinde bulunanlara ve araçlara Özel Diyarbakır Seyahat'e ait 33 SR 157 plakalı yolcu otobüsünün çarpmasıyla ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı.
Otobüs şoförü tutuklu sanık Abdulkadir M. hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek" suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Nizip Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, olay yeri inceleme, görgü tanığı, kaza tespit, olay yeri, görüntü inceleme ve ölü muayene tutanakları ile adli raporlar, mağdur, tanık ve müşteki beyanları, şüpheli ifadesi, bilirkişi ve adli tıp raporları, takograf raporu, PTS ve HTS kayıtları yer aldı.
Nizip Cumhuriyet Başsavcılığınca Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'nun Nizip bölümünde 20 Ağustos'ta kaza yapan bir araca müdahale için güvenlik şeridinde bulunanlara ve araçlara Özel Diyarbakır Seyahat'e ait 33 SR 157 plakalı yolcu otobüsünün çarpmasıyla ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı.
Otobüs şoförü tutuklu sanık Abdulkadir M. hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek" suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Nizip Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, olay yeri inceleme, görgü tanığı, kaza tespit, olay yeri, görüntü inceleme ve ölü muayene tutanakları ile adli raporlar, mağdur, tanık ve müşteki beyanları, şüpheli ifadesi, bilirkişi ve adli tıp raporları, takograf raporu, PTS ve HTS kayıtları yer aldı.
3 ADLİ TRAFİK BİLİRKİŞİSİ GÖREVLENDİRİLDİ
Cumhuriyet Başsavcılığınca kazanın ardından görevlendirilen 3 adli trafik bilirkişisinden oluşan heyetin hazırladığı rapora da yer verilen iddianamede, Gaziantep-Şanlıurfa karayolunun 26. kilometresinden sonra yolun eğimli ve hafif virajlı olması nedeniyle otobüs şoförünün direksiyon hakimiyetini kaybederek frene bastığı ifade edildi.
Şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmeye başlaması ile aracın son durduğu nokta arasındaki mesafenin 387 metre olarak belirlendiğine işaret edilen raporda, sürücünün 387 metre boyunca yaptığı manevralar ile gerek yoldaki gerekse su tahliye kanallarındaki fren izlerine detaylı şekilde yer verildi.
Otobüs şoförünün, yoldaki ilk kazayı geç görmesi nedeniyle duramadığını savunmasında belirttiğine vurgu yapılan iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Fren izlerinin olay yerinin yaklaşık 291 metre gerisinden başladığının ve otobüsün ilk fren izinin başladığı yerden 387 metre mesafede ancak durabildiğinin tespit edilmiş olması göz önüne alındığında sürücünün savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, ayrıca 27 DK 118 plakalı itfaiye aracında bulunan kamera kayıt cihazında itfaiye aracının hızının 104 kilometre iken otobüsün kendisini sollama anına ait görüntüler, tanıkların beyanları ve takograf raporu göz önünde bulundurulduğunda otobüsün en az 130 km hızla seyrettiğinin doğrulandığı anlaşılmıştır."
Cumhuriyet Başsavcılığınca kazanın ardından görevlendirilen 3 adli trafik bilirkişisinden oluşan heyetin hazırladığı rapora da yer verilen iddianamede, Gaziantep-Şanlıurfa karayolunun 26. kilometresinden sonra yolun eğimli ve hafif virajlı olması nedeniyle otobüs şoförünün direksiyon hakimiyetini kaybederek frene bastığı ifade edildi.
Şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmeye başlaması ile aracın son durduğu nokta arasındaki mesafenin 387 metre olarak belirlendiğine işaret edilen raporda, sürücünün 387 metre boyunca yaptığı manevralar ile gerek yoldaki gerekse su tahliye kanallarındaki fren izlerine detaylı şekilde yer verildi.
Otobüs şoförünün, yoldaki ilk kazayı geç görmesi nedeniyle duramadığını savunmasında belirttiğine vurgu yapılan iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Fren izlerinin olay yerinin yaklaşık 291 metre gerisinden başladığının ve otobüsün ilk fren izinin başladığı yerden 387 metre mesafede ancak durabildiğinin tespit edilmiş olması göz önüne alındığında sürücünün savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, ayrıca 27 DK 118 plakalı itfaiye aracında bulunan kamera kayıt cihazında itfaiye aracının hızının 104 kilometre iken otobüsün kendisini sollama anına ait görüntüler, tanıkların beyanları ve takograf raporu göz önünde bulundurulduğunda otobüsün en az 130 km hızla seyrettiğinin doğrulandığı anlaşılmıştır."
LASTİKLER UYGUN DEĞİLMİŞ
Tanık beyanlarından otobüs şoförünün sürüş sırasında dikkatsiz hareketler sergilediğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadeler kullanıldı:
"Söz konusu otobüsün devamlı şehirlerarası yol yaptığı, bu nedenle aracın üzerinde bulunan ön ve arka tarafındaki lastiklerin kullanıma uygun olmadığı, ön tarafındaki lastiklerin dış kısmında aşınmalar olduğu, bu aşınmaların ise aracın rot sistemindeki sorundan kaynaklandığı, rot sistemindeki sorunun aracın ön düzeninde ve fren tertibatında arızaya neden olabileceği değerlendirmesi karşısında şüphelinin otobüs lastiklerinin kullanım ömrünü tamamlandığını bilmesine rağmen otobüs lastiklerini kullanmaya devam ettiği anlaşılmıştır.
Şüphelinin 5 yıllık şoförlük tecrübesi göz önünde bulundurulduğunda, seyir güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunduğu, yola gereken dikkati vermeden ve direksiyon hakimiyetine özen göstermeden seyretmesi neticesinde etkili fren tedbirine başvuramadığı belirlenmiştir. Tüm bu tehlikeli davranışları gerçekleştirirken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmıştır."
Benzer davalardaki Yargıtay kararlarına da atıfta bulunulan iddianamede, "Tüm dosya kapsamında şüphelinin, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek' suretiyle üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davası açmaya yeterli şüphe oluştuğu anlaşılmıştır." denildi.
TAG Otoyolu'nun Nizip bölümünde 20 Ağustos'ta meydana gelen kazada, aralarında 2 basın mensubunun da bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetmiş, 30 kişi yaralanmıştı.
Tanık beyanlarından otobüs şoförünün sürüş sırasında dikkatsiz hareketler sergilediğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, şu ifadeler kullanıldı:
"Söz konusu otobüsün devamlı şehirlerarası yol yaptığı, bu nedenle aracın üzerinde bulunan ön ve arka tarafındaki lastiklerin kullanıma uygun olmadığı, ön tarafındaki lastiklerin dış kısmında aşınmalar olduğu, bu aşınmaların ise aracın rot sistemindeki sorundan kaynaklandığı, rot sistemindeki sorunun aracın ön düzeninde ve fren tertibatında arızaya neden olabileceği değerlendirmesi karşısında şüphelinin otobüs lastiklerinin kullanım ömrünü tamamlandığını bilmesine rağmen otobüs lastiklerini kullanmaya devam ettiği anlaşılmıştır.
Şüphelinin 5 yıllık şoförlük tecrübesi göz önünde bulundurulduğunda, seyir güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunduğu, yola gereken dikkati vermeden ve direksiyon hakimiyetine özen göstermeden seyretmesi neticesinde etkili fren tedbirine başvuramadığı belirlenmiştir. Tüm bu tehlikeli davranışları gerçekleştirirken herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmesine rağmen, şoförlük bilgi ve deneyimine, içinde bulunduğu koşullara, tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güveni sebebiyle, ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceğine güvenerek hareketine devam etmek suretiyle, öngördüğü ancak gerçekleşmesini istemediği kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmıştır."
Benzer davalardaki Yargıtay kararlarına da atıfta bulunulan iddianamede, "Tüm dosya kapsamında şüphelinin, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek' suretiyle üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davası açmaya yeterli şüphe oluştuğu anlaşılmıştır." denildi.
TAG Otoyolu'nun Nizip bölümünde 20 Ağustos'ta meydana gelen kazada, aralarında 2 basın mensubunun da bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetmiş, 30 kişi yaralanmıştı.