Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başakşehir'de Olimpa Alış Veriş Merkezi'nin açılış töreninde bir konuşma yaptı.
Erdoğan, özetle şunları söyledi:
''Kendileri bizimle hizmette yarışamıyorlar. Korku salarak bizi yıpratma gayreti içine girdiler. Çünkü hizmet üretemiyorlar. İşte anamuhalefetin Genel Başkanı çıkıyor aile sigortasıyla alakalı olarak aman yarabbim diyor ki 'en az 600 lira en fazla 1200 lira vereceğiz'. Kendine göre bazı hesaplar yapıyor bunun bize maliyeti 7 milyardır. Yani aritmetik de bilmiyor, matematik de bilmiyor. Yani biliyorsunuz 'kaynak benim' diyor. Soyadını değiştirmiş böyle bir durum var. Ve o kadar heyecanlı gidiyor ki ayakları yerden kesilmiş.
İşte bugün Van'da yine bir konuşma yapıyor o da çok enteresan, çok ilginç. Çocukluğunda Van Denizi'nde ilk defa vapura binmiş. Van Gölü ne zaman deniz oldu ben bilmiyorum; böyle bir durum var. Kılavuzunuz doğru olmayınca, gölü de deniz zannedersiniz. Şurada 112 gün sonra yine sandık milletin önüne gelecek. 112 gün sonra milletim yine hür iradesiyle, vicdanıyla kararını verecek.
Bizi korku imparatorluğu kurmakla itham edenlere söylüyorum; demokrasiye inanıyorsanız, millete güveniyorsanız, hepsinden de önemlisi kendinize güveniyorsanız sandık orada, 12 Haziranda. Eğer millet size inanırsa, gereğini yapar, eğer millet size inanmazsa, siz de gereğini yapacak mısınız?
Bakın ben diyorum ki 'partim ikinci parti olursa genel başkanlığı bırakır, Anadolu'nun yollarına düşerim, halkımın içine katılır orada çalışırım'. Bunu yürekten, gönülden söylüyorum. Bizi dikta hevesiyle itham edenler, peki partiniz ikinci parti olursa siz de kenara çekilerek ben genel başkanlığı bıraktım diyebilecek misiniz? Bunu hepsi için bundan önce de defaatle söyledim ama hiçbirisi kalkıp böyle bir açıklama yapamadı.
Sayın Bahçeli 8 ay gitti, 9. ayda 'ne yapayım beni istediler geldim' dedi. Bunlar koltuğu bırakamaz. Kaç yaşına gelirlerse gelsinler bırakamazlar. Niye çünkü bunlar koltuktan güç alırlar. Bunlar koltuğa güç katanlardan değil, koltuktan güç alanlardan. Liderlik koltuğa güç katmakla olur, koltuktan güç almakla olmaz. 8 yılda 2'si yerel, 2'si genel 4 seçime girdiler. 4'ünde de ikinci, üçüncü parti oldular, hatta baraj altında kaldılar ama koltuklarını terk etmediler. Koltuklarına sımsıkı yapışanlar, koltuklarını terk edemeyenler, hangi hakla, hangi yüzle korkudan, korku imparatorluğundan bahsedebiliyorlar.
Şimdi 3 tane muhalefet partisi, arkalarına yandaş medyalarını da aldılar, sabah akşam korkudan bahsediyorlar. Bize 'yandaş medya' denilenlerin CEO'larına bakıyorsunuz il başkanlığına uğurluyorlar. Bize yandaş medyadan bahsedenler, köşe yazarlarını anamuhalefet partisinin içine gönderiyorlar 'gidin oradan milletvekili bir şey olun da yarın olur ya işimize yararsınız', tablo bu. Dürüst olun samimi olun yandaş, candaş geçin bu işleri. 112 gün sonra seçim var, bırakın bu korku ıslıklarını da planınız ne, projeniz ne, onlardan bahsedin, onu konuşun.”
Erdoğan, özetle şunları söyledi:
''Kendileri bizimle hizmette yarışamıyorlar. Korku salarak bizi yıpratma gayreti içine girdiler. Çünkü hizmet üretemiyorlar. İşte anamuhalefetin Genel Başkanı çıkıyor aile sigortasıyla alakalı olarak aman yarabbim diyor ki 'en az 600 lira en fazla 1200 lira vereceğiz'. Kendine göre bazı hesaplar yapıyor bunun bize maliyeti 7 milyardır. Yani aritmetik de bilmiyor, matematik de bilmiyor. Yani biliyorsunuz 'kaynak benim' diyor. Soyadını değiştirmiş böyle bir durum var. Ve o kadar heyecanlı gidiyor ki ayakları yerden kesilmiş.
İşte bugün Van'da yine bir konuşma yapıyor o da çok enteresan, çok ilginç. Çocukluğunda Van Denizi'nde ilk defa vapura binmiş. Van Gölü ne zaman deniz oldu ben bilmiyorum; böyle bir durum var. Kılavuzunuz doğru olmayınca, gölü de deniz zannedersiniz. Şurada 112 gün sonra yine sandık milletin önüne gelecek. 112 gün sonra milletim yine hür iradesiyle, vicdanıyla kararını verecek.
Bizi korku imparatorluğu kurmakla itham edenlere söylüyorum; demokrasiye inanıyorsanız, millete güveniyorsanız, hepsinden de önemlisi kendinize güveniyorsanız sandık orada, 12 Haziranda. Eğer millet size inanırsa, gereğini yapar, eğer millet size inanmazsa, siz de gereğini yapacak mısınız?
Bakın ben diyorum ki 'partim ikinci parti olursa genel başkanlığı bırakır, Anadolu'nun yollarına düşerim, halkımın içine katılır orada çalışırım'. Bunu yürekten, gönülden söylüyorum. Bizi dikta hevesiyle itham edenler, peki partiniz ikinci parti olursa siz de kenara çekilerek ben genel başkanlığı bıraktım diyebilecek misiniz? Bunu hepsi için bundan önce de defaatle söyledim ama hiçbirisi kalkıp böyle bir açıklama yapamadı.
Sayın Bahçeli 8 ay gitti, 9. ayda 'ne yapayım beni istediler geldim' dedi. Bunlar koltuğu bırakamaz. Kaç yaşına gelirlerse gelsinler bırakamazlar. Niye çünkü bunlar koltuktan güç alırlar. Bunlar koltuğa güç katanlardan değil, koltuktan güç alanlardan. Liderlik koltuğa güç katmakla olur, koltuktan güç almakla olmaz. 8 yılda 2'si yerel, 2'si genel 4 seçime girdiler. 4'ünde de ikinci, üçüncü parti oldular, hatta baraj altında kaldılar ama koltuklarını terk etmediler. Koltuklarına sımsıkı yapışanlar, koltuklarını terk edemeyenler, hangi hakla, hangi yüzle korkudan, korku imparatorluğundan bahsedebiliyorlar.
Şimdi 3 tane muhalefet partisi, arkalarına yandaş medyalarını da aldılar, sabah akşam korkudan bahsediyorlar. Bize 'yandaş medya' denilenlerin CEO'larına bakıyorsunuz il başkanlığına uğurluyorlar. Bize yandaş medyadan bahsedenler, köşe yazarlarını anamuhalefet partisinin içine gönderiyorlar 'gidin oradan milletvekili bir şey olun da yarın olur ya işimize yararsınız', tablo bu. Dürüst olun samimi olun yandaş, candaş geçin bu işleri. 112 gün sonra seçim var, bırakın bu korku ıslıklarını da planınız ne, projeniz ne, onlardan bahsedin, onu konuşun.”