Cumhursbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti'ne hareketi öncesinde, Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin'den sonra gerçekleştireceği ABD ziyaretinin bir milat olacağını söyledi.
Erdoğan, ABD'nin YPG'ye silah yardımı konusunda ABD Başkanı Donald Trump'la gerçekleştireceği görüşmeye yönelik, yeni belgeler götürülüp götürülmeyeceği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeni operasyonlarının olup olmayacağı ve görüşmede Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fettullah Gülen'in iadesi sürecine yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine, öncü bir ekibin ABD'ye gönderildiğini ve bazı ön görüşmelerin gerçekleştirildiğini hatırlattı.
"VİRGÜL DEĞİL, NOKTA MESABESİ"
Heyetin döndüğünü belirten Erdoğan, "Şimdi de biz en üst düzeyde Sayın Trump'la bu görüşmeleri yapalım istiyoruz ki bizim yapacağımız görüşme virgül mesabesinde değil nokta mesabesinde olacaktır. Bu bakımdan önemli" diye konuştu.
Daha önce bu konuyla ilgili basın mensuplarına "Şu ana kadar yazılı, görsel medyada yer alan bütün ifadeleri, yaklaşımları çok da önemsemiyorum" dediğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Niye derseniz? Çünkü şu anda Amerika hala bir geçiş sürecini yaşıyor, bunu görüyoruz. Bu geçiş sürecini yaşaması sebebiyle de bizim burada çok daha dikkatli, çok daha hassas olmamız gerekir. Bizim bütün temennimiz, şu anda ABD'den, daha önceden gelen bazı işlemler var. İşte bunlar YPG'ye verilen silah destekleri. Bunlar ağır silahlar, sıradan silahlar değil. Bunların bütün belgeleri elde, bunu kendileri de kabul ediyor. Bu tabii bizim ABD ile olan stratejik ilişkilerimize, stratejik mutabakatımıza ters düşen gelişmeler. Biz tabii bunların olmasını arzu etmeyiz, bunları ifade edeceğiz, bunları görüşeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump'la bu konuları görüşeceklerini vurgulayarak, "Çünkü hep söyledim, yine söylüyorum, bir terör örgütü hedefe konularak onu bir başka terör örgütüyle yok etme politikası, bana göre ideal bir siyaset anlayışı değildir" dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz ne diyoruz, bölgede DEAŞ ile mücadele mi? DEAŞ ile mücadeleyi şu anda en üst düzeyde veren biziz. Türkiye'den başka DEAŞ ile bu denli mücadele veren var mı? Yok. Hepsi işin lafını yapıyor. Türkiye olarak biz içeride ve dışarıda bu işin icraatını yaptık. Yapmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Bu DEAŞ olabilir, PKK olabilir, PYD, YPG olabilir. Tüm terör örgütleri, DEAŞ, hepsiyle.
Türkiye'de içerideki terör örgütleri, hepsiyle bu mücadeleyi amansız bir şekilde verdik, veriyoruz. Şu anda bizim Mehmedimiz, polisimiz, şu anda güvenlik korucularımız Gabar'da, Tendürek Dağları'nda, Cudi'de, Bestler Dereler'de. Bütün buralarda şu anda ölümüne bir mücadele veriyorlar. Hani hep diyorduk ya 'İnlerine gireceğiz.' Şu anda bu yavrularımız inlerine girdi ve bütün o dağların, o mağaraların altından nelerin çıktığını görüyoruz."
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ABD'NİN YANINA YAKIŞTIRAMIYORUZ"
Dağların, mağaraların altında silah depoları, mühimmatlar çıktığına işaret eden Erdoğan, güvenlik güçlerinin kar-kış demeden bu alanlara çıktığını, söz konusu alanlara ulaşmak için buldozerlerle yollar açtığını ve herkesin bu işin mücadelesini kararlı bir şekilde verdiğini ve vermeye devam edeceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelenin Türkiye'de de, Kandil'de de, Suriye'nin hangi bölgesi olursa olsun orada da verileceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Durmak yok. Daha önce de söyledim. Malum Irak'ta bir operasyonumuz oldu. Telafer ve Sincar bu bölgelerde ama dedik ki 'Aynısını bir gece ansızın nerede ne görürsek oraya da gelebiliriz, gidebiliriz.' Bunu yapmazsak bize olan tehdit devam edecektir. Bu bölgede ne Amerika'ya tehdit var ne Rusya'ya tehdit var, tehdit bize, tehdit o ülkenin kendi insanlarına. Peki tehdit bize olduğuna göre başkalarına ne? Eğer bir iyilik yapacaklarsa şu anda biz, Amerika Birleşik Devletleriyle NATO'da beraberiz. Dolayısıyla NATO'da ittifak halinde olduğumuz böyle güçlü bir ülke, herhalde güçlü bir ortağıyla bu bölgede çok daha farklı adımları bizimle atmalı. Asla biz terör örgütünü Amerika'nın yanına veya Amerika'yı terör örgütünün yanına yakıştıramıyoruz. Bunu doğru da bulmuyoruz. Aynı şeyi Sayın Putin'e söylediğim için burada da söylüyorum, Rusya'ya da yakıştıramıyoruz."
Rusya'nın da terör örgütleriyle birlikte hareket edeceğine inanmadıklarını ve bu konunun kendilerine de zaman zaman ifade edildiği bilgisini veren Erdoğan, "Bu ziyaretimizde ben bunların büyük ölçüde inşallah hallolacağına inanıyorum ve şu ana kadar gelen bütün bilgileri adeta dedikodu mesabesinde görmek istiyorum. Bunun altını çiziyorum, öyle görmek istiyorum ve bu ziyaretin de bu noktada inşallah bir kırılma noktası olacağını düşünüyorum" diye konuştu.
GÜLEN'İN İADE SÜRECİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ elebaşı Gülen'in iade sürecine yönelik de bu konunun mutlaka gündeme getirileceğini vurgulayarak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Amerikan Adalet Bakanı ile görüştüğünü söyledi.
Bu görüşmelerde karşılıklı olarak bazı geri dönüşümler aldığını ifade eden Erdoğan, işin üzerine gidileceğini vurguladı.
Erdoğan, şunları kaydetti: "Ben Sayın Trump'la bunları etraflıca tabii ki görüşeceğim. Burada da yine hazırladığımız bazı bilgi, belgeler var. Onları da kendilerine takdim edeceğiz. Fakat Sayın Trump'ın burada iradesini tabii çok önemsiyorum. O işi sonuna kadar kovalayacağız. Bana göre Amerika Birleşik Devletleri, FETÖ'nün adeta bir kuluçka yuvası haline gelmemeli. Biliyorsunuz, kaçanların adeta gittiği, barındığı bir yer konumunda. Avrupa'da da Almanya, birinci derecede onların barındığı yer halinde. Zaten kendisinin ifadesi var, 'Dünyada 170 ülkede bizim faaliyetlerimiz var' diyor. O tabii işin iyi niyetle ambalajlanmış şekli. Onların arkasında nelerin yattığını bu ülkede 15 Temmuz'u yaşayanlar gayet iyi biliyorlar."
"AKILLARINI KENDİLERİNE SAKLASINLAR"
Bir gazetecinin, "Amerika'nın YPG/PYD'ye silah yardımını resmi olarak karar almasının ardından ana muhalefetten, 'Amerika ziyareti gözden geçirilmeliydi, gidilmese daha iyi olurdu' şeklinde açıklamalar var bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, şu cevabı verdi:
"Bu tür ifadeyi kullanmışlarsa, ben o ifade üzerinden kullanayım. Önce bunların siyaset öğrenmesi lazım. Siyaseti bilmeyenlere bu şekilde cevap vermenin de hiç bir anlamı yok. Biz neyi, ne zaman, nasıl gözden geçireceğimizi çok iyi biliriz. Bunun için de ana muhalefetin aklına ihtiyacımız yok. Onlar kendi akıllarını kendilerine saklasınlar. Biz her şeyimizin istişaresini en geniş anlamda, en derin anlamda yaparız. Yolumuza da o şekilde devam ederiz. Bu bir defa, dünyadaki gelişmelerden ne kadar uzak olduklarının da bir alameti farikasıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika kamuoyunda özellikle PKK ile mücadele konusunda bundan sonraki süreçte Türkiye ile daha yakın iş birliğine yönelik açıklamalar geldi. Yapılan bu güvence açıklamaları Türkiyeyi tatmin ve ikna edici noktada mıdır?" şeklindeki soru üzerine, "Ben bu ziyaretimi Türkiye-Amerika ilişkilerinde yeni bir milat olarak görüyorum. Şu ana kadar gelen bilgilerin içerisinde bizi tatmin eden bilgiler olduğu gibi, yeterli bilgiler olmadığını da maalesef yaşayarak gördük. Bu bakımdan bu ziyaret yeni milat olacaktır inşallah. Bundan sonra bunları değerlendirmek çok daha gerçekçi, rahat olacaktır" dedi.
"ZİRVEYE GİDİYORUM, ZIRVAYA DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO zirvesi için Brüksel'e gideceksiniz. Brüksel Belediye Başkanı'nın bir açıklaması oldu, 'Erdoğan yanlısı gösterilere izin vermeyeceğiz.' şeklinde. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık şunları kaydetti:
"Brüksel Belediye Başkanı, NATO'nun bir mensubu değil. NATO adına konuşacak birisi de değil. O kendi işine baksın. Brüksel sokaklarını nasıl temizleyeceğini düşünsün. Ona göre ne gibi adımlar atılacak, onları düşünsün. Bıraksın da bu işleri, üst düzeydeki Belçika'nın NATO'daki temsilini üstlenen kişiler konuşsun. Ne Brüksel Belediyesini ziyarete gidiyorum ne de bu noktada Brüksel'deki Belçika yetkililerini ziyarete gidiyorum. Ben, NATO'daki yapılacak bir zirveye katılacağım. Olay budur. Gücü şuna yetiyorsa 'Ben, NATO zirvesine de Erdoğan'ı sokmam' diyorsa, buna gücü Belçika yetkililerinin yetiyorsa, çıksınlar bunu açıklasınlar. Ben zirveye gidiyorum, zırvaya değil.
Dolayısıyla da atacağımız ad��mın nerelere tekabül edeceğini de gayet iyi biliriz. Bunlarınki zırvalama, başka bir şey değil. Biz görevimizi yaparız. Bütün bu olanların hepsi zaten orada gündeme gelecek. NATO ne için var? Bunları hep konuşacağız. Eğer NATO terörle mücadelede de bir rol almayacaksa niye var? Bunları da konuşacağız. Bunların hepsini dile getireceğiz. Dünyanın değişik yerlerinde NATO'nun tüm bu terörle mücadelelerde nasıl rol aldığını da gayet iyi biliyoruz. Örnekleriyle inşallah bunların gereğini de yaparız."