Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı çerçevesinde dağıtılan barış ödülünün Cezayirli yazar Boualem Sansal’a verilmesi 2011 yılında bir eğilimin altını çizdi. Daha önce hiç bu kadar çok Arap yazar Almanlar tarafından ödüllendirilmemişti. Ancak bundan Alman edebiyat otoritelerinin yüzünü tam olarak Doğu kültürüne çevirdiği ve genç Arap edebiyatını desteklediği anlaşılmasın. Çünkü ödüle layık görülenlerin çoğu 60'ın üzerindeki ve Avrupa’da yaşayan yazarlar. Sansal, Cezayir’in Boumerdès kentinde yaşıyor ama kitaplarını Fransızca yayımlıyor. Yakın tarihin hüzünlü dönemine yönelik eleştirel bir hesaplaşma olan son romanıyla Sansal, Cezayir’de şimşekleri üzerine çekmişti.
Yine Frankfurt’da üç yılda bir verilen Goethe ödülüne değer görülen 81yaşındaki Suriyeli şair Adonis Paris’de yaşıyor. Adonis ile ilk kez bir Arap asıllı edebiyatçıyı ödüllendiren jüri üyeleri yaptığı açıklamada Adonis'i 'çağımızın en önemli Arap şairi' ve 'edebiyatın seçkin bir yeteneği' olarak nitelendirdi. Şiirleri ondan fazla ülkede yayımlanan Adonis, Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü'nün de ilk sahibi olmuştu. Yine bu yıl kırk yıldır Paris’te yaşayan Tahar Ben Jelloun, Erich Maria Remarque Barış ödülüne layık görüldü. 1944 yılında Fas’ta doğan yazar 1971 yılında Fransa’ya göç etti. Fransa’ya gittiğinde ilk şiir kitabını yayınladı ve Kutsal Gece adlı romanıyla 1987 yılında Fransa’nın en önemli ödüllerinden biri olarak kabul edilen Goncourt Ödülü’nü aldı. Tanca’da Sessiz Bir Gün, Hata Gecesi, Yoksullar Hanı, Bay Ahlak’ın Çöküşü, Kör Melek, Kızıma Irkçılığı Anlatıyorum, yazarın Türkçeye kazandırılan eserlerinden bazıları.
Demokrasi ödülleri de Araplara
İnsan hakları ödüllerini dağıtan kurumların bu yıl seçim yapmaları “Arap Baharı” nedeniyle çok daha kolay ve anlaşılır oldu. Friedrich Ebert Vakfı İnsan Hakları Ödülü’na bu yıl iki blog yazarı Arap layık görüldü. Biri Mısır’da ayaklanmanın sembolü olan işsiz genç Halit Sait, diğeri de Tunuslu eylemci Slim Ammaou oldu. Yina Alman unutmaya karşı mücadele ve demokrasi derneği bu yıl insan hakları ve demokrasi ödülünü Suriyeli yazar Refik Şami’ye verdi. Göçmen Farenin Son Sözü adlı öykü kitabı Türkçeye çevrilen Şami, 1971 yılından bu yana Almanya’da yaşıyor ve hatta bir süredir de Almanca yazıyor.
Almanlar Arap Baharı’ndan daha fazla etkilendi
Almanya’da ödüle layık görülen edebiyatçıların yaşlı ve Avrupa’da yaşıyor olmalarının yanı sıra bir ortak özelliği daha var; o da Arap Baharı'na fazla yakın durmamaları. Şüphesiz Adonis, edebi gücüyle Goethe ödülünü sonuna kadar hak ediyor ancak, yazarın Arap dünyası tarafından, Suriye’de iktidara karşı kesin bir tavır almamakla suçladığını anımsatmakta yarar var. Tahar Ben Jelloun ise Fas’ta ayaklanan halkı yeterince desteklemediği için eleştiriliyor. Elli yaşında yazmaya başlayan Cezayirli yazar Boualem Sansal’ın kitapları henüz ülkesinde yayımlanmıyor. Bütün bunlar göz önüne alındığında “Arap Baharı” nın Almanları, Avrupalılaşan Arap kökenli edebiyatçılardan daha fazla etkilediği açık.
Yine Frankfurt’da üç yılda bir verilen Goethe ödülüne değer görülen 81yaşındaki Suriyeli şair Adonis Paris’de yaşıyor. Adonis ile ilk kez bir Arap asıllı edebiyatçıyı ödüllendiren jüri üyeleri yaptığı açıklamada Adonis'i 'çağımızın en önemli Arap şairi' ve 'edebiyatın seçkin bir yeteneği' olarak nitelendirdi. Şiirleri ondan fazla ülkede yayımlanan Adonis, Uluslararası Nâzım Hikmet Şiir Ödülü'nün de ilk sahibi olmuştu. Yine bu yıl kırk yıldır Paris’te yaşayan Tahar Ben Jelloun, Erich Maria Remarque Barış ödülüne layık görüldü. 1944 yılında Fas’ta doğan yazar 1971 yılında Fransa’ya göç etti. Fransa’ya gittiğinde ilk şiir kitabını yayınladı ve Kutsal Gece adlı romanıyla 1987 yılında Fransa’nın en önemli ödüllerinden biri olarak kabul edilen Goncourt Ödülü’nü aldı. Tanca’da Sessiz Bir Gün, Hata Gecesi, Yoksullar Hanı, Bay Ahlak’ın Çöküşü, Kör Melek, Kızıma Irkçılığı Anlatıyorum, yazarın Türkçeye kazandırılan eserlerinden bazıları.
Demokrasi ödülleri de Araplara
İnsan hakları ödüllerini dağıtan kurumların bu yıl seçim yapmaları “Arap Baharı” nedeniyle çok daha kolay ve anlaşılır oldu. Friedrich Ebert Vakfı İnsan Hakları Ödülü’na bu yıl iki blog yazarı Arap layık görüldü. Biri Mısır’da ayaklanmanın sembolü olan işsiz genç Halit Sait, diğeri de Tunuslu eylemci Slim Ammaou oldu. Yina Alman unutmaya karşı mücadele ve demokrasi derneği bu yıl insan hakları ve demokrasi ödülünü Suriyeli yazar Refik Şami’ye verdi. Göçmen Farenin Son Sözü adlı öykü kitabı Türkçeye çevrilen Şami, 1971 yılından bu yana Almanya’da yaşıyor ve hatta bir süredir de Almanca yazıyor.
Almanlar Arap Baharı’ndan daha fazla etkilendi
Almanya’da ödüle layık görülen edebiyatçıların yaşlı ve Avrupa’da yaşıyor olmalarının yanı sıra bir ortak özelliği daha var; o da Arap Baharı'na fazla yakın durmamaları. Şüphesiz Adonis, edebi gücüyle Goethe ödülünü sonuna kadar hak ediyor ancak, yazarın Arap dünyası tarafından, Suriye’de iktidara karşı kesin bir tavır almamakla suçladığını anımsatmakta yarar var. Tahar Ben Jelloun ise Fas’ta ayaklanan halkı yeterince desteklemediği için eleştiriliyor. Elli yaşında yazmaya başlayan Cezayirli yazar Boualem Sansal’ın kitapları henüz ülkesinde yayımlanmıyor. Bütün bunlar göz önüne alındığında “Arap Baharı” nın Almanları, Avrupalılaşan Arap kökenli edebiyatçılardan daha fazla etkilediği açık.