FETÖ darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin 3'ü firari, 44'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam ediliyor.
Muğla E Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan sanıklar, sabah saatlerinde yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde davanın görüldüğü Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'na getirildi. Binanın bahçesinde araçlardan indirilen sanıklar, jandarmalar eşliğinde salona alındı.
Binanın yakınında toplanan çok sayıda vatandaş, sanıkları protesto etti. Terör örgütü ve örgütün elebaşı Fetullah Gülen aleyhine sloganlar atan vatandaşlar, üzerinde, "Darbeciler için yaşasın cehennem", "Game over FETÖ", "Şizofren Fetoşun uşakları", "İdam isteriz" gibi Türkçe ve İngilizce dövizler taşıdı. Sık sık Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganlar da atan vatandaşlar, üzerinde "Reis seninleyiz" yazılı Erdoğan'ın fotoğraflarını taşıdı. Protesto sırasında 15 Temmuz şehitlerinin isimleri okunurken vatandaşlar, "Buradayız" diye karşılık verdi.
Ankara'da açıklanan çatı iddianamede bahsedilen 38 kişilik "Yurtta Sulh Konseyi"nin 5 üyesi üyesi de Muğla'da yargılanan askerler arasında bulunuyor.
Mahkeme Başkanı'nın iddiayı hatırlatması üzerine sanıklardan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, "Benim bildiğim 4-5 kişi vardı ama iddianameye baktığımızda 38 kişi var. Ben bunlardan birisi değilim. Bu bir iftira" dedi.
Eski Tuğgeneral Ünsal Coşkun ise ifadesinde 30 kişiden dördü ile aynı birlikte görev yaptıklarını ancak konsey üyesi olmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı, sanıklardan Özel Kuvvetler üyesi eski Yüzbaşı Mehmet Öztürk'e, cezaevinde bulunan ve "15 Temmuz'un bir son değil bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Sürecin bu şekilde devam etmeyeceği ortada. Maç doksan dakika. Henüz bitmedi" yazılı kendisine ait notu sordu.
Öztürk, avukatı salonda bulunmadığı için bu soruya yanıt vermek istemediğini söyledi.
Eski 3. Kara Havacılık Alay Komutanı Albay Murat Dağlı ise ifadesinde helikopterlerin kimlik belirlemelerini kendisinin kapattırdığını emri ise Ankara'dan aldığını vurguladı.
Olay günü Ege Ordu Komutanı'nın "Ne amaçla oradasınız, üstünü ara ve görevinin mahiyetiyle ilgili bana bilgi ver" sözleriyle ilgili Dağlı, "Ben üstlerimi aradım. Bunun Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri koordineli bir operasyon olduğu belirtildi. Ege Ordu Komutanı'nı arama dedikleri için de aramadım" ifadelerini kullandı.
Duruşmada, helikopter ikinci pilotu eski pilot Yarbay Yücel Ekizoğlu, savunmasını yaptı. Ekizoğlu, Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne gelen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in kendilerine gidecekleri yerin koordinatını verdiğini ancak helikopter başında görevin mahiyeti hakkında bir açıklama yapılmadığını iddia etti.
Personelin 3 helikoptere paylaştırıldığını belirten Ekizoğlu, dördüncü helikopterin arama kurtarma amaçlı olduğuna işaret etti. Helikopterler kalkışa hazırlanırken bir numaralı helikopterin pilotu eski Albay Zeki Göçmen'in "görev iptal ikazı" yaptığını ifade eden Ekizoğlu, "Ekibin Akıncı'ya gitmek istediği söylendi. Sikorskynin yakıtı yeterli olmayacağı için onda bulunan personel diğer helikopterlere paylaşıldı. Bir süre sonra tekrar anons yapılarak, ilk göreve gidileceği belirtildi. Böylece yaklaşık 40 dakika pistte oyalanmış olduk. Personel eski yerlerine döndü. Havalanıp giderken 4 numaralı helikopterin pilotlarının göreve gelmek istemediği anons edildi. Normal bir durum değildi. Albay Murat Dağlı görevin Bahattin Akgün ile değiştirilmesini istedi. Onun da göreve gelmek istemediği söylendi. Bunun üzerine Dağlı, o pilotlara alaya dönebileceklerini söyledi." dedi.
Kalkıştan itibaren 3 helikopterin bir koldan devam ettiğini ancak alçak uçuş yapmadıklarını ileri süren Ekizoğlu, uçuş için kuleden izin alındığını duymadığını vurguladı.
Bir saatlik uçuştan sonra verilen koordinata ulaştıklarını ifade eden Ekizoğlu, "Telsizden uygun bulduğunuz yere inmemiz anonsu geçildi. Casa De Maris yanındaki boş araziye indik. İniş sırasında herhangi bir ateş açılmadı. Ateş açılacak bir durum da yoktu. Helikopterle deniz üzerinde beklemeye başladım. Otelin içinde flaş patlaması şeklinde bir ışık gördüm. Patlayan el bombasının ışığıymış, oysa ki ben birinin fotoğraf çektiğini düşünmüştüm." diye konuştu.
Ardından yakıt ikmali için Dalaman'a yöneldiklerini ve telsizden yakıt ikmali konusunda sıkıntı yaşandığını duyduğunu anlatan Ekizoğlu, bunun üzerine kendi meydanları olan Imsık'a gitmeye karar verdiklerini dile getirdi.
"GELEN ASKERLERE TESLİM OLDUK"
Bodrum'daki Imsık Meydanı'na saat 04.30 sıralarında indiklerini belirten Ekizoğlu, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Bizim ardımızdan Albay Zeki Göçmen'in helikopteri de geldi. Zeki Albay ile Murat Dağlı Albay birlikte ayrıldı. Meydan komutanı Fethi Yarbay çok tedirgindi. 'Bir daha asla kalkmayacaksınız.' diyerek kolumdan sıkarak odasına götürdü. Gün boyu olanlardan bahsetti. Diğer pilot arkadaş Haydar Murat Özden ile 'Bize yardımcı ol, biz kendimizi tecrit edelim.' dedik. Güvenlik birimlerini aramasını, teslim olmak istediğimizi söyledik. Çıktığımız görevin darbe girişimi kapsamında bir görev olduğunu düşünerek gelen askerlere teslim olduk."
Mahkeme Başkanının sorusu üzerine, indirme bölgesinde herhangi bir hazırlık olmadığını görünce ilk şüphelerinin başladığını anlatan Ekizoğlu, "Bize bir personel alınacağı söylendi. 'Kim bu, neden biz buradan gidip alıyoruz?' gibi sorularımıza cevap bulamadık. Zaten Özel Kuvvetler görevi olduğu için onlar paylaşım konusunda cimridirler. Daha önce de onlarla göreve çıktık hiçbir zaman detay vermezler. Hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu savcılık sorgusunda öğrendim." iddialarında bulundu.
"TÜFEĞİMİN NAMLUSUNU TIKADIM"
Daha sonra ise eski Muharebe Arama Kurtarma (MAK) üyesi Üsteğmen Hasan Aslanbay, savunmasını yaptı.
Görev sırasında helikopterde makineli tüfekçi olarak kaldığını belirten Aslanbay, görev emrini eski MAK komutanı Binbaşı Taner Berber'den aldığını söyledi.
Emir komuta içerisinde zorunlu olarak göreve katıldığını iddia eden Aslanbay, helikopterden hiç inmediğini ve kimseye ateş etmediğini öne sürdü. Aslanbay, kimseye ateş etmemek için tüfeğinin namlusunu tıkadığını da iddia etti.
Aslanbay, "Görevin hiçbir aşamasında hedefin Cumhurbaşkanını almak olduğu söylenmedi. Aşağıdakilerin polis olduğunu bilmiyordum ve aşağı inmediğim için kimseyle çatışmaya girmedim." ifadelerini kullandı.
Eski pilot Albay Zeki Göçmen, savunmasında "Ünsal Paşa ertesi gün akşam bir görev bulunduğunu ve benim de dahil olmamı istedi. Ben de son bir görev olarak kabul ettim." dedi.
Suikast timini yönettiği belirtilen eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in bulunduğu en önde giden helikopteri kullanan Göçmen, savunma yaptı.
15 Temmuz'dan bir gün önce düzenlenen törenle, 3. Kara Havacılık Alay Komutanlığı görevini devrettiğini belirten Göçmen, hem vedalaşmak hem de vefa duygusunu göstermek için bir gün sonra yapılacak Kara Kuvvetleri Komutanı'nın VİP uçuşunu gerçekleştirmek istediğini söyledi.
Daha sonra eski Kara Havacılık Eğitim Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun'u arayarak görevi tamamladığını söylemek ve vedalaşmak istediğini belirten Göçmen, "Ünsal Paşa ertesi gün akşam bir görev bulunduğunu ve benim de dahil olmamı istedi. Ben de son bir görev olarak kabul ettim. 15 Temmuz'da saat 22.05'te alaya geldim ve direkt helikopterin yanına gittim. Benden önce 3 helikopter havalanmıştı. Arkalarından giderek Çiğli 2. Ana Jet Üssüne iniş yaptık." dedi.
Helikopter personeline gayri ihtiyari olarak telefonların kapatılması emrini verdiğini iddia eden Göçmen, kendi telefonunun açık olduğunu ve bu emri verirken bir art niyetinin bulunmadığını söyledi.
Göçmen, Çiğli'de göreve çıkan pilotlardan eski 3. Kara Havacılık Alay Komutanı Albay Murat Dağlı ile konuştuklarını ve onun da görevin ne olduğunu bilmediğini söylemesi üzerine Coşkun'u aramaya karar verdiklerini ifade etti.
"Komutanım biz buraya geldik, karşılayan yok. Kimse yok burada." dedikleri Coşkun'un beklemeleri emrini verdiğini belirten Göçmen, "Kısa bir süre sonra yaklaşık 30 kişilik bir grup yanımıza yaklaştı. Sönmezateş kendisini tanıtarak, Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı'nın emriyle orada olduğumuzu söyledi. Bize bir koordinat vererek personeli oraya götürüp getireceğimizi belirtti. Cumhurbaşkanını çok seven ve konuşmalarından çok etkilenen birisiyim. Kendi alayımızda olsak bu oyuna gelmezdik. Çiğli çok karanlıktı ve televizyon yoktu. Bu nedenle ülkede ve etrafımızda neler olduğunu fark edemedik." diye konuştu.
"BİR CEMAATİN DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYMADIM"
Naklini gerçekleştirecekleri personeli helikopterlere alarak beklemeye başladıklarını kaydeden Göçmen, önce Akıncı Üssüne gitme emrinin geldiğini, daha sonra ise bu emir geri alınarak, yeniden verilen koordinata uçma talimatı aldıklarını dile getirdi.
Yaklaşık 40 dakikalık bekleyişin ardından saat 02.20 gibi sırayla kalkış yaptıklarını anlatan Göçmen, yaklaşık 1 saatlik yolculuğun ardından Marmaris'e ulaştıklarını ve personeli indirdikten sonra yeniden havalandıklarını ifade etti.
Yakıt ikmali için gittikleri Bodrum'daki Imsık Meydanı'nda televizyona bakınca darbe girişiminden haberdar olduklarını ileri süren Göçmen, "Ne bir suikast ne darbe girişiminden bilgim olmadı. Bir cemaatin desteğine ihtiyaç duymadım, tamamen vatansever duygularla görev yaptım. Hiçbir örgütün üyesi olarak değil, babamın vasiyeti üzerine asker oldum." dedi.
Göçmen, Çiğli'ye geri döndükten sonra teslim olduğunu söyledi.
"VİP BİRİSİNİ BEKLERKEN SİLAHLI TİMLER GELDİ"
Eski uçuş teknisyeni astsubay Ahmet Koçan ise savunmasında, suikast girişiminden hiçbir şekilde haberinin olmadığını iddia etti. Kendisinden başka kimse olmadığı için mecburen göreve çıktığını öne süren Koçan, "VİP birisini beklerken silahlı timler geldi. Görevin mahiyeti söylenmedi. Başka bir helikopterde olsaydım burada olmayacaktım. Imsık'a gidince kalkışma olduğuna dair konuşmalar duydum. Böylece yaşananlardan haberdar oldum. Benim için başta normal bir görev gibiydi. Silahlı Kuvvetlere ait bir helikoptere silahlı askerlerin binmesinden daha normal bir şey olamaz." dedi.
Şu ana kadar tutuklu 44 sanıktan 37'sinin dinlenildiği duruşmaya bugün devam edilecek.
Bugün aralarında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri Albay Ali Yazıcı'nın da bulunduğu 7 sanığın savunma yapması bekleniyor.