Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize'de Sivil Toplum Kuruluşları ve Sektör Temsilcileri Buluşması’nda açıklamalarda bulundu.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas hakkında "Davet ettiğimiz halde gelmeyen Sayın Abbas, kusura bakmasın önce bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik gelmedi. Bekliyoruz bakalım gelebilecek mi?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Ayder'i doğal koruma projemizle şanına yakışır bir hale getireceğiz, hamdolsun sözümüzü tuttuk. Ayder Yaylası Koruma ve Yenileme Projesi'ni tamamladık. Güncel rakamla 2 milyar 667 milyar lirayı bulan yatırımla Ayder'i eski ihtişamına güzelliğine kavuşturduk.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
Türkiye'nin yakın çevresinde yaşanan olayları siz de takip ediyorsunuz. Millet olarak neredeyse her gün bölgemizde patlak veren yeni bir krizle uyanıyoruz. Rusya ve Ukrayna bizim Karadeniz'den iki komşumuz. Bu iki komşumuz arasındaki savaş maalesef 2,5 yıldır devam ediyor. On binlerce insan öldü. Şehirler yıkıldı, çocuklar yetim kaldı. Batılı savaş baronları dışında bu kan deryasından kazançlı çıkan olmadı. Halen ateşe benzin döküyorlar. Yangını körüklemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Biz ise barışın ve istikrarın tesisi için çalışıyoruz. İlk günden itibaren hep bunu yaptık. Bunun için mücadele ettik. İki komşumuz arasında hakkaniyetli davranarak dengeli politika izleyerek bu ateşin Karadeniz'e sirayet etmesine engel olduk. Çatışmalar başladığında bizi eleştirenler, bize laf edenler, hatta Türkiye'yi kışkırtanlar şimdi bize hak veriyor, hakkımızı teslim ediyorlar
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRISI
7 Ekim'den beri Türkiye zulme karşı durarak insanlığın vicdanı oldu. Kimseden çekinmeden kimseden lafımızı esirgemeden kimin ne dediğine bakmadan Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için harekete geçtik. İnsani yardımlarda miktar bakımından Gazze'ye en fazla yardım malzemesi gönderen ülkeyiz. İştirak ettiğimiz bütün uluslararası toplantılarda İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamları gündeme getirdik. Batı dünyası ise bu süreçte gerçekten çok kötü bir sınav verdi. Savunduklarını iddia ettikleri değerleri çiğneme pahasına İsrail'in yanında yer aldılar
Önceki gün Amerikan Temsilciler Meclisi’ndeki o rezil sahneleri hep beraber seyrettik. Açıkçası orada gördüklerimiz karşısında insanlık adına biz utandık. Yemek kuyruğunda bekleyen insanları, çadırlarında uyurken vurulan çocukları, hastane kuvözlerinde öldürülen bebekleri düşündükçe gerçekten büyük bir mahcubiyet yaşadık.
Mehmet Akif'in ‘Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’ ifadesinde anlamını bulan o değişmez hakikate bir kez daha şahit olduk. Bakınız burada şunu açık açık söylemek isterim. Netanyahu gibi birine kırmızı halı sermek, çok daha ileri gidip yalanlarını elleri şişinceye kadar alkışlamak, Amerika için büyük bir akıl tutulmasıdır.
"SAYIN ABBAS'IN BİZDEN ÖZÜR DİLEMESİ LAZIM"
Ülkemden bazı siyasi partiler diyorlar ki 'şu anda hükümet Filistin Başkanını Türkiye'ye davet etsin ve parlamentoda konuştursun.' Ya size bunu davet etmediğimizi kim söylüyor? Davet ettiğimiz halde gelmeyen Sayın Abbas kusura bakmasın. Önce bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik ama gelmedi. Bekliyoruz, bakalım gelebilecek mi? Gelir veya gelmez. Ama biz Filistin halkının, Filistinli kardeşlerimizin adına zaten söylenmesi gerekenleri her yerde, her toplantıda dile getiriyoruz. Kalbinde zerre kadar insanlık olan, vücudunda taş yerine kalp taşıyan hiç kimse böyle bir vicdansızlığı meşrulaştıramaz. Hortlatılmak istenen Haçlı zihniyeti tam olarak işte budur.
Bir tarafta Temsilciler Meclisi'nde o Hitler müsveddesi gibi olanın konuşmasını alkışlayanlar var. Ama diğer tarafta da Temsilciler Meclisi'nin dışında bakıyorsunuz orada da yine binlerce insan bunları lanetliyor. 40 bin masumun katilini alkışlayanları gördükçe sadece insanlık için değil, kendi geleceğimiz için de endişeleniyoruz. Bugün Gazze'yi yerle yeksan edenlerin o kirli gözlerini yarın Anadolu'ya dikmeyeceklerini kim garanti edebilir? Bugün Gazze'deki katliama ses çıkarmayanların aynısı başka ülkelerin başına geldiğinde tepki vereceğini kim iddia edebilir. Bunun için her fırsatta Türkiye güçlü olmak, caydırıcı olmak, her alanda kendi kendine yeter konumda olmak zorundadır diyoruz.